| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 04.02.2014 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Dün, Eskişehir'de yaşanan acı olaydan sonra, Eskişehir'de güvenlik gerekçesiyle, güvenlik sağlanamaz denilerek Kayseri'ye gönderilen Ali İsmail Korkmaz'ın davasına gittik değerli milletvekilleri.
Tabii, en önemli davalar Eskişehir güvenli diye orada görülürken, ne hikmetse bu dava da Eskişehir'den alındı ve Kayseri'ye gönderildi.
Davanın görüldüğü yer çok önemli. O salonu gördüğünüz zaman ne kadar insan hayatına önem verdiğiniz, ne kadar insan hayatına saygı duyduğunuz görülür zaten. Eski bina, dökük, kullanılmıyor, boşaltılmış ama yeni, bu dava için özel hazırlanmış, mikrofonlar yok, televizyon doğru dürüst görülmüyor, daracık bir salon ve o kadar insanın geleceği bilindiği hâlde, ne yazık ki, öyle bir ortamda duruşma yapıldı.
Tabii, duruşma yapılırken, içeriye girerken bir sürü zorluklar yaşandı ama yine de oradaki polis arkadaşlar olsun, görevli savcı ve hâkim arkadaşlara da teşekkür ediyoruz çünkü olgun bir şekilde götürdüler.
Tabii, orada önemli olan şey şuydu: O annenin orada yaşadığı şeyleri birilerinin vicdanının görmesi ve sızlaması çünkü altı ay içinde en az on yaş yaşlanmış, saçları bembeyaz olmuş ve orada oturan o canilere, önünü polis keserken "Çekilin, biz bunlara bir şey yapmayız." diyecek kadar da yürekli bir insan. Orada dava görülürken çevresine etten duvar örmüşler, o caniler sanki bir şey yapılacakmış gibi koruma altına alınmışlar ve -sizde bazen çok güzel taktikle aynı şeyi görüyoruz- orada: "Biz hiçbir şey yapmadık, hiçbir suçumuz yok." Polis anlatırken insanın gözleri yaşarıyor çünkü bu kadar olmaz bir insanın cani olacağı. "Kaçarken tuttum, bana hafiften bir şeyler söyledi, ben de gittim 'Lan oğlum, kalk git evine.' dedim." Orada o tekmeler, o değnekle vurmalar, o copla vurmalar, hepsi görülüyor ama vicdan olacak, sızlasın.
Tabii, burada önemli olan ne? Bir tanesi, Eskişehir'in kahraman valisini yılın valisi seçmeniz ve dün ya da ondan önceki gün yılın valisi ödülünü kendi elinizle vermeniz, aynı Adana Valisi gibi, vatandaşa zulmedenlerin böyle ödüllendirilmesi. Bu olaydan sonra...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Destan yazıyorlar, destan!
MUHARREM IŞIK (Devamla) - Evet, destan yazanlara aynen yazdırıyor.
Ve bu destan yazan polisler -iddianamede var- diyorlar ki: "Stres attık." Ve yine bu destan yazan polisler "Biz güneydoğudan geldik, Batman'dan geldik, nere öldürecek, nereye darbe vurulması gerektiğini biliyoruz." diyorlar. Yani orada sözüm ona kıvıracaklar. "Efendim, biz onun öldürülecek yerlerine vurmadık, böyle ayağımızı götürdük hafiften ayağına dokundurduk, o şekilde kalkmasını söyledik." Kendi eliyle düşüyor, "Nereye vuracağımı çok iyi biliyorum." diyor. Ve orada yaşanan acı, hiçbir şey onun önünü alamaz.
Ve oradaki sivillere öyle bir baskı uygulanıyor ki, bir tanesi vicdanlı çıktı, doğruları söyledi, diğerleri -asıl o vuranlar, o sivil caniler- orada alınmış kumpas altına, bütün polisler tarafından ne söyleyecekleri ezberletilmiş. Ve görüntülerde açıkça görüldüğü hâlde hiçbir şeyin önlemi alınmıyor burada.
Tabii, burada, özellikle Eskişehir Valisinin o zaman basında çıkan haberlere düştüğünde söylediği laflara baktığımız zaman "Oğlum İsmail, yine rahat durmuyorsun, sen adi ve şerefsizsin..." Peşinden diyor ki: "Hemen medyaya düşmesi çok manidar." Bu "manidar" lafına alıştık zaten!
Valinin açıkladığı bir laf: "Birbirlerini dövüp suçu polise atıyorlar." Ve siz hâlâ bu valiyi yerinde tutuyorsunuz, bu valiyi koruyorsunuz, yılın valisi seçiyorsunuz. Biraz vicdanınız varsa o kayıtları bir alın, o Ali İsmail Korkmaz'ın annesinin neler çektiğini bir görün. Esmalara ağlarken "Bunlar da evladım." deyin, başka evlatlarınıza üzülürken, o evlatlarınızı özel taşırken bunları da görün. Her zaman burada kalkıp birileri bir şey söylediği zaman ona saldırmayla, ona muhalefet etmeyle olmuyor. Vicdandan bahsediyorsanız oradaki vicdanı görün. Annesi ne diyor -burada arkadaşın biri söyledi- "Keşke kurşunla vurulsaydı." Otuz sekiz gün çekti bu insan.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)