| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; üzerinde konuşacağım madde 5651 sayılı Yasa'nın 7'nci maddesine getirilen değişikliklerle ilgili.
Şimdi, 5651 sayılı Yasa, biliyorsunuz AKP döneminde, 2007 yılında çıkarıldı ve İnternet yasakları getirildi. Bu, bütün uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından -zamanım kalırsa hangileri tarafından olduğuna değinirim- eleştirilmiş olan bir yasa, "İnternet özgürlüğünün önüne sınırlar getiriyor." diyerek. Bu yetmezmiş gibi, şimdi bir de torba yasada getirilen değişikliklerle bu yasaklar pekiştirilmekte.
İktidar ne zaman özgürlükleri kısıtlayıcı bir yasa teklifi getirse ve biz buna itiraz etsek cevap hazır: "Efendim, bu Batı demokrasilerinde de var." Doğru, var. Nitekim, bu yasaklara baktığınızda, Batı demokrasilerinde de İnternet kullanıcılarına birtakım kısıtlamalar getirilmiş. Yalnız arada şöyle bir fark var: Bizde kullanıcıların özgürlüğünü kısıtlamak üzere yasaklar var, oysa Batı'da kullanıcıların haklarını korumak üzere yasaklar var. Mesela telif hakkı ihlali İnternet kanalıyla, yasaklardan bir tanesi Batı'da.
Kimlik hırsızlığı. Yani benim kimliğimi alıp sizin benim adıma bir şey atmanız, bir "tweet" atmanız İnternet'te. Kredi kartı hırsızlığı ya da virüs, "spam", hack'leme gibi İnternet güvenliğini sarsan olaylara karışmak. Bunun yanı sıra birkaç tane şey daha var. Ortak olan tek yasa çocuk pornosu. Bu bizde de yasak, Batı'da da yasak ama diğerlerinin gerçekten ilgisi yok.
Şimdi, 5651'deki yasaklara bakıyorsunuz, bunlar "katalog suçlar" diye belirlenmiş, gerçekten de son derece muğlak suçlar. Birleşmiş Milletlerin bu konuda yani İnternet yasakları üzerine bir rapor kaleme almış raportörü diyor ki bizim yasaklarla ilgili olarak, bu katalog suçlarla: "Bunlar aşırı muğlak, aşırı kapsayıcı ve keyfî." Bir tane örnek vereyim: Mesela, bu yasaklar arasında müstehcenlik var. Allah aşkına Türkiye'de müstehcenin, neyin müstehcen olduğuna kim karar verebilir? O kadar... Veya dünyanın herhangi bir yerinde, aslına bakarsanız, kim karar verebilir çünkü çok farklı görüşler var. Biliyorsunuz bundan birkaç yıl önce İstanbul'da Galata Köprüsü'nün üzerinde balık tutan bir kadının eteğini rüzgâr uçurdu, havaya kaldırdı "Vay efendim müstehcen!" diyerek polis yakaladı, kadını karakola götürdüler, Kabahatler Kanunu'ndan ceza yazıldı. Yani bu kadar her yere çekilebilecek birtakım yasaklar olacak şey değil!
Şimdi, bunlar zaten yeterince muğlak değilmiş gibi bir de bunlara "özel hayatın korunması" gibi bir şey eklenmiş. Ben bunun İngilizcesine baktım, hani "Batı'da da var." deniyor ya, gerçekten var "..."(x) bütün uluslararası literatürde. Bizde anlaşıldığı şekille yani, böyle, işte "yatak odasının gizliliği" falan veya "cinsel hayatın gizliliği" gibi bir şey anlaşılır bizde, o boyutu var. Ama İnternet yasaklarıyla ilgili olarak "..."(x) aslında haberleşmede, iletişimde kişilerin kimliklerine ait bilgilerin gizliliği demek. Yani, devlet, ben kime mektup yazıyorum, kime telefon ediyorum, bu mektuplarda neler yazıyorum, telefonda neler konuşuyorum, kime telgraf çekiyorum veya Facebook'umdan, Twitter'ımdan -bugünün dünyasında çünkü telgraf falan olmadığı için- kiminle haberleşiyorum buna karışamaz, bunun gizliliği vardır ve bu gerçekten önemli bir mesele. Çünkü, galiba 2005 yılında, Yahoo -bu bir İnternet sağlayıcısı- Çinli bir gazetecinin kimliğini verdi Çin hükûmetine, bunun sonucunda da bu gazeteci on yıl hapse mahkûm oldu.
Şimdi, World Wide Web Vakfı kurucusu İngiliz bilim adamı Sir Berners-Lee diyor ki: "2013 yılında bütün dünyada insanlar İnternet kanalıyla haberleştiler, örgütlendiler, harekete geçtiler ve hükûmetlerin yolsuzluklarını ve yanlışlıklarını ortaya çıkardılar. Bundan rahatsız olan birtakım hükûmetler de İnternet'e sansür ve yasak getirdi. Bu ise gerçekten demokrasilerin geleceği için son derece tehlikeli." Buna katılıyorum çünkü demokrasiler ancak düşünce özgürlüğünün olduğu ortamlarda yaşayabilir. Onun da ötesinde, ülkelerin gelişimi açısından da son derece önemlidir.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)