| Konu: | MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINCA YAPILAN TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAVLARINDA DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİNDEN MUAF OLAN ÖĞRENCİLERİN YAŞADIKLARI MAĞDURİYETE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 06.02.2014 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenen temel eğitimden ortaöğretime geçiş sınavlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan öğrencilerin yaşadıkları hak kayıpları ve mağduriyet üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığının 28-29 Kasım 2013 tarihlerinde yaptığı ortaöğretime geçiş sınavları, ilköğretim okullarında zorunlu olarak okutulan Türkçe, matematik, din kültürü ve ahlak bilgisi, fen ve teknoloji, Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi ve yabancı dil derslerinden hazırlanmış sorularla yapılmıştır.
İlgili soruların öğrenciler tarafından cevaplanması suretiyle sınav sonuçlarına ilişkin puanlar hesaplanmıştır. Bu sınav neticesinde, azınlık okullarında okuyan öğrenciler ile resmî devlet okullarında okuyup din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan öğrencilerin, sınav puanı hesaplama yöntemleriyle sınava eşit fırsatlarda girme hakları engellenmiş, kısa ve uzun dönemli hak kayıpları yaşamalarının önü açılmış ve mağduriyetlere sebebiyet verilmiştir. Söz konusu öğrenciler din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olmalarına karşın, bu durum puan hesaplanırken dikkate alınmamakta ve bu öğrencilerin puanları eksik hesaplanmaktadır. Bu konuda görüş bildiren eğitim uzmanları, hak kayıplarının yaklaşık 30-35 puana kadar çıkabildiğini belirtmektedirler. Söz konusu sınav henüz yapılmadan önce, mevcut puan hesaplama yöntemleri neticesinde ortaya çıkabilecek mağduriyetleri öngörerek Millî Eğitim Bakanlığına konuyla ilgili vermiş olduğumuz yazılı soru önergesinin üzerinden yaklaşık üç ay geçmiş olmasına rağmen, henüz bir yanıt alabilmiş değiliz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı, öğrencilerimizin genelinin kariyerini etkileyecek bir sınavda, farklı inançlara mensup öğrencilere yönelik sistematik olarak eşitsiz sonuçlara yol açacak bürokratik, politik ve pratik uygulamalar gerçekleştirebilmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, mevcut Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hangi maddesini referans alarak bu haksız uygulamayı devam ettirebilmektedir? Bunu derhâl açıklamalıdır.
Söz konusu sınava dair Bakanlığın uygulaması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14'üncü maddesinde belirtilen "Hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere, herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır." ifadesiyle açıkça çelişmektedir.
Değerli milletvekilleri, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan öğrencilere negatif ayrımcılık yapılmasına müsaade eden yöntemlerin bu öğrencilerde yaratacağı dışlanmışlık, güvensizlik, haksızlığa uğramışlık duygularına bağlı olarak ortaya çıkacak psikososyal travmalar konusunda Millî Eğitim Bakanlığı dolaysız biçimde sorumludur ve bu sorumluluğunun gereğini bir an önce yerine getirmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir yandan çarpıklığı giderilmemiş bir eğitim sisteminde öğrencilerin geneli mağdur edilmekteyken, diğer taraftan haksızlıklara yol açan sınav sistemleri ve puan hesaplama yöntemleriyle din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olan öğrenciler âdeta cezalandırılmak istenmektedir.
Hiçbirimiz, ortak geleceğimiz olan çocuklarımızı inançları üzerinden haksız biçimde, avantajlı ya da dezavantajlı konuma getirecek uygulamalar konusunda sessiz kalamayız, kalmamalıyız. Anayasa'nın 10'uncu maddesinde "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir. Peki, bu Anayasa maddesinde sayılan durumlarla Millî Eğitim Bakanlığının söz konusu sınava dair uygulaması bağdaşmakta mıdır? Hayır, bağdaşmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanlığının Anayasa'ya aykırı olan bu sınav puanlama sistemini düzeltmesi olmazsa olmaz, acil bir zorunluluktur. Millî Eğitim Bakanlığının, açık hak ihlallerinin yaşandığı bu tablo karşısında duymazdan gelme, görmezden gelme tavrı, devlet kurumlarına olan güvensizliği arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Anayasa ve uluslararası hukuk normları çerçevesinde, bu konunun takipçisi olacağımızı bildiriyor ve bu konuda da bütün Parlamentoyu duyarlı olmaya çağırıyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)