GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının teşkilat yapısıyla ilgili bir önerge var ama az önceki tartışmaya hekim de olmam itibarıyla bir söz söylemek istiyorum.

Sayın Bakan haklı olarak ülkedeki hava koşullarıyla ilgili bir açıklama yapmaya çalışıyor ama "Erişmediğimiz hiçbir yer, gitmediğimiz hiçbir kapı" diyen de bir Başbakan var. Eritre'ye ulaşan telefon hatları oraya ulaşamıyor. Eğer teknik sebeple değilse bu, hava koşulları nedeniyle ulaşılamıyorsa bu daha vahim. 17'nci büyük ekonomide yalnızca "çocuk doğur" demekle olmuyormuş demek ki. Demek ki neymiş? "Yalnızca çocukları doğuralım, ortalığa salalım." değilmiş, o çocukların yaşama hakları, o çocukların ailelerinin çocuklarının acısına tanık olmama hakları korunmalıymış. Kaldı ki şu anda eski Bakan olup, tekrar bir dönüş yapan Sayın Erdoğan'ın bir kanser hastasının "İlaç bulamıyorum." dediğinde cebine para sıkıştırma operasyonunu da gördü bu ülke ve bu gözler. O bakımdan Sayın Bakan diğer eski bakanları da bilgilendirirse biz hepimiz ülkemizin sağlık güvenliği adına memnun oluruz.

Ben Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına bir şey söylemek istiyorum. Bakanlığın yapısındaki bu değişiklikler hayatta neyi değiştiriyor, bilmiyorum ama aslolan insanın hayatına dokunmak.

Bakın, bugün Türkiye'deki yazılı basında -çok böyle kabaca bile taradığınızda- kendilerini ilgilendiren birkaç haber söylemek istiyorum.

Evet, Van Gürpınar ilçesi Yalınca köyü Çeli mezrasındaki acı vefat olayı.

2012 yılı istatistiklerine göre de 245.080 çocuk bu yıl karakolla tanışmış.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını ilgilendiren bir başka haber: Fethiye Kadın Sığınmaeviyle ilgili çok ciddi ithamlar var. İtham var, iddia var ama doğruluğunu bilmiyoruz.

Daha vahimi yoksullukla ilgili bir haber var gazetelerde, deniliyor ki: "Türkiye'de her çocuk 15.600 lira borçla doğuyor." O çok beğenmediğiniz 2002 yılındaki Milliyetçi Hareket Partisinin de ortak olduğu hükûmet zamanında neydi biliyor musunuz? 5.525 liraydı, bugün ise 15.631 lirayla doğuyor çocuklar. Herhâlde bu parayı, baktınız sosyal politikalarınızla düzeltemiyorsunuz, çocuklar daha çok doğsun, sayı çoğalınca da hisselerine düşen para azalır diye düşünüyorsunuz galiba.

Ben bir başka rakam daha vermek istiyorum yine bugünün basınından: Tasarruf. 2002 yılında Türkiye'de tasarruf oranı yüzde 17,5'la 101'inci sıradayız o beğenmediğiniz hükûmet zamanında, 2013 yılı itibarıyla da yüzde 12'yle 131'inci sıradayız. Hepsi bir yana, hiç değilse yoksullukla mücadele ederseniz bu ülkedeki anneler o zaman gerçekten ağlamazlar, bu ülkedeki babalar gerçekten ağlamazlar. Yoksa, kuru hamaset yapıp, analar ağlamasın, babalar ağlamasın... İyi de çocuklar ölüyor. Nasıl ağlamayacağız? Eğer ağlamama durumunuz böyle bir realite karşısında gerçekleşiyorsa, o da sizin vicdanınıza havale.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfıyla ilgili çalışanların kadro taleplerine hâlâ tarafınızdan bir cevap verilmemiş. Kaldı ki 2011 itibarıyla Sayın Başbakanın 4/C'yle ilgili çok ciddi sözleri var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının teşkilat yapısında orayı alır buraya koyabilirsiniz, isimler değiştirebilirsiniz, başlıklar değiştirebilirsiniz ama sizin asıl yol arkadaşlarınız, ülkenin sosyal politikasını ilerletmek ve geliştirmek, çözüm bulmak adına birlikte çalıştığınız vakıf çalışanları kadro bekliyor Sayın Bakan ve sizden de bir şeyler duymak istiyorlar.

Ayrıca, bu bizim parti olarak 700 sayısına ulaşmasını istediğimiz sosyologlar... Tamam, "500" dediniz, 500'e de denilebilecek bir şey yok ama çok önemli bir şey var. 2011 yılında KPSS'ye girmiş olanlar 2014 yılı Haziranı itibarıyla tekrar sınav haklarını kaybedeceklerine göre bu 500 tane kadronun işe başlaması için bir takvim de verirseniz sosyologlar memnun olur. 4/C'li sosyal yardımlaşma vakfındakileri de bir an önce kadroya alırsanız, öncelikle kendi hayatlarıyla ilgili güvencelerini elde eder ve sizin sosyal politika çalışmalarınıza daha iyi katkı sunarlar diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)