GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Burada torba kanunla mücadele ediyoruz; Komisyondaydık, yine torba kanunla mücadele ediyoruz. Arkadaşlar, Plan ve Bütçe Komisyonu Mangal Mahmut'un evine döndü. Artık 19 tane özel ihtisas komisyonunun çalışmasına gerek yok, torba kanuna koyuyorlar yasaları, hepsini getiriyorlar Plan ve Bütçe Komisyonuna. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının orada da torbada yerleri var şu an. Şu an görüşüyoruz, şu an. Böyle bir yaklaşım tarzı olabilir mi arkadaşlar?

Şimdi, Türkiye'nin gündeminde acil olarak bekleyen, çok ciddi ve Türkiye'nin demokrasisini, Türkiye'nin çözüm sürecini, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin adaletini ilgilendirecek çok tarihî, çok önemli gündemler var ve güncel durumlar var.

Şimdi, bu güncel durumlara bakıyoruz, Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karar var, 4 Temmuz 2013. 4 Temmuz 2013'te verilen bu karar diyor ki: "Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi uzun tutuklulukla ilgili ve diğer hükümler açısından iptal edilmesi gerekir." Yani bunu iptal edeceksiniz, bir sene içinde yeni yasal düzenleme yapacaksınız. On yıl uzun tutukluluk süresi ise bu özel yetkili mahkemelerin, ilgili Terörle Mücadele Kanunu 10'uncu maddeden önce, siyasi tutuklulara, tutsaklara karşı uyguladığı bir hüküm. Beş yıl olan uzun tutukluluk süresi 2 katına uygulanıyor burada. Bu 2 katına uygulamanın Terörle Mücadele Kanunu'yla olduğu açık. Şimdi, Terörle Mücadele Kanunu'yla olan bu uygulamada bakıyoruz bir paket geliyor, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi kalkacak. Bunun kalkmasıyla sorun çözülmüyor arkadaşlar. Uyarmak istiyorum herkesi buradan hakikaten, Anayasa Mahkemesiyle, hukukla. Milletin aklıyla kimsenin dalga geçmesine gerek yok. Özel yetkili mahkemeler miadını doldurmuş mahkemeler zaten. Zaten kapatılmıştı. Ellerindeki dosyalar vardı, ellerindeki dosyaları alırsınız, özel ağır ceza mahkemelerini kapatırsınız, olağanüstü mahkemelere son verirsiniz ve tarihî bir şey olur, burada 4 parti grubunun da desteğiyle bu olur. Bakın, bu kaçınılmaz bir şey. Ama bizim kanun tekliflerimiz var, uzun süreli tutukluluğa ilişkin Anayasa Mahkemesi kararından önce verdiğimiz kanun teklifleri var. Bunların hiçbirisi paketin içinde dikkate alınmıyor. Pakete bakıyorsunuz, konjonktürel, refleksel bir koruma anlayışıyla geliyor, günübirlik hukuk yaratma anlayışıyla geliyor. Bu günübirlik hukuk yaratma anlayışında ağır ceza mahkemeleri, illegal, ahlak dışı, yasa dışı dinlemelerde ağır ceza olarak üç tane yargıç da karar verse gizli dinlemelerin önleneceğini sanıyorsanız kendinizle dalga geçersiniz. Tıpkı Nasreddin Hoca'nın taktığı kapı gibi, bir kapı takarsınız üstüne de kocaman bir kilit, üç tarafı açık kalır. Böyle bir şey. Önleyici dinleme varken, yüzde 80 önleyici dinlemeden dinlemeler yapılırken, dinlemeler illerde, 81 ilde uzatmalı çavuş ve bekçi düzeyine inerken ve kamu görevlileri bu dinlemeleri yaparken bu dinlemeler hakkında bir düzenleme yapmadığınız zaman, zapturapt altına almadığınız zaman, bunlar herkesi dinlemeye devam ettiği sürece istediğiniz kadar ağır ceza mahkemesi kararları getirin bu çözülmez. Yine bir yanlışın eşiğindeyiz, yine bir yanlışla yanlış torba kanunlarla gündemimizi meşgul ediyoruz.

Buradan çok açık bir şekilde şunu ifade etmeye çalışıyoruz: Bu tarihe gömülmesi gereken mahkemelerin yanında çok sağlam bir altyapı düzenlemesi getirilmediği takdirde bütün bunların hepsi her gün ihlal etmeye devam edeceklerdir. Bu ihlal karşısında şöyle bir durum da ortaya çıkıyor: Bu hukuk dışılıkta kendini koruma kanunlarına dönüşmemesi dileğimizle. (BDP sıralarından alkışlar)