GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısı'nın 123'üncü maddesi üzerine, Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesi usulleriyle ilgili olan 123'üncü madde kapsamında, hâlihazırda yürürlükte olan 5378 sayılı Engelliler Kanunu'nun 15'inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle ilgili birkaç noktaya temas etmeyi gerekli buluyorum.

Teklifle Engelliler Kanunu'nun 15'inci maddesinin birinci fıkrası şu şekilde değiştirilmektedir: "Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellenemez. Engelliler, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak yaşadıkları çevrede bütünleştirilmiş ortamlarda eşitlik temelinde hayat boyu eğitim imkânından ayrımcılık yapılmaksınız yararlandırılırlar." Gördüğümüz gibi, bu fıkrada engelli bireylerin eğitim haklarının engellenemeyeceği, özel durumları ve farklılıklarının dikkate alınacağı, eşitlik temelinde hayat boyu eğitim imkânından ayrımcılık yapılmaksızın yararlandırılacakları açıkça belirtilmiştir. Bilimsel, çağdaş eğitim ilkeleri referans alınarak yazılmış bu fıkrayı canı gönülden destekliyoruz.

İlgili maddeyi incelemeye devam ederken maddenin son fıkrasının ise birinci fıkrayı âdeta anlamsızlaştıran, içini boşaltan bir zihniyet ve yaklaşımla hazırlandığını görüyoruz. Maddenin son fıkrasında "İşitme engellilerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk işaret dili sistemi oluşturulur. Bu sistemin oluşturulmasına, geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinatörlüğünde, Millî Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu Başkanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir." denilmektedir.

Değerli milletvekilleri, bu fıkradan anlaşılıyor ki kanun tasarısı, çağdaş eğitim kurumlarını ve uygulamalarını iyi incelemeden, üstünkörü ve tekçi bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. İşaret dili, çoğu işitme engellinin ve işitme engellilerle iletişim kuran diğer insanların kullandığı, anlamı aktarmak için sözlü olmayan iletişimden yararlanılan dillerdir. İşaret dilleri kendi gramer sistemleri bulunan ayrı bir dil olabilirler. Dünyanın farklı yerlerinde çeşitli işaret dilleri gelişmiştir. Örneğin, Amerikan işaret dili, İngiliz işaret dili, Fransız işaret dili gibi.

Değerli milletvekilleri, ailesi sadece Türkçe konuşan çocukların kendi dillerinde işaret dili öğrenmeleri için Bakanlığın tedbirler alması son derece olumludur. Ancak, bunun yanında, Kürtçe konuşan bir ailede doğan işitme engelli bireye, Lazca konuşan bir ailede doğan işitme engelli bireye, Çerkezce konuşan bir ailede doğan işitme engelli bireye aynı fırsatın sunulmuyor olması da bir o kadar negatif ayrımcılıktır.

İşitme engelli bireylerin tek dilli kalmasını beklemek, işitme engelli bireylere karşı kabul edilemez ve eksik bir bakış açısıdır. Daha kapsamlı iletişim, farklı kültürlere erişim, daha geniş deneyim dünyası ve daha bol iş imkânı işitme engelli bireylerin iki dilli olabilmesiyle mümkün olabilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı şekilde işitme engelli bireylerin ikinci bir dil kullanmalarını engellemek dil gelişimlerini kısıtlar ve onları iki dillilik fırsatından mahrum eder. İyi planlanmış iki dilli eğitim ve ebeveynlere bilgi verilmesi sayesinde işitme engelli bireyler birden fazla dili öğrenebilirler. İki dilliliğe fırsat tanınması, işitme engelli bireylerin hem işiten hem de işitemeyen toplumla bütünleşmiş iki dilliler olmalarına yardımcı olur. İki dilliliklerine karşı gösterilen olumsuz tavırlar, işitme engelli bireyleri özellikle etkiler.

Değerli milletvekilleri, işitme engellilerin iki dilli olmasına olanak tanınırsa katılım, kültürel ve öz saygıyı artırabilir. İşitme engelliler arasında iki dilliliği desteklemek, onların ilk dillerini ve iki dilli eğitimlerini desteklemekten geçer. Dolayısıyla, kanun teklifleri hazırlanırken bir yandan çağdaş bilimsel eğitimin deneyimlerinden faydalanmaya çalışmak, ancak diğer taraftan hâlâ tekçi eğitim yapısında direnmek olsa olsa eğitim sistemimizi daha da çarpıklaştıracaktır.

Bu düşüncelerle konuşmamı bitiriyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)