| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.05.2012 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, şu anda sendikalaşmayla, sendikal örgütlenmeyle ilgili bir önerge üzerinde konuşuyoruz. Az önce İnternet'ten arkadaşlara sordum. En son düşen iki tane haberin başlığını size söylüyorum: "Memur zammı belli oldu. İtirazlara rağmen 4+4." Alttaki haberde de "Türk Hava Yolları 150 çalışanını anında kapı önüne koydu." diyor.
Biliyorsunuz bu konuda, grevle ilgili çalışma var. Şu anda da o grevin yasaklanmasına ilişkin, daha önce Aile, Çalışma Komisyonunda reddedilen başka bir maddenin bugün görüşeceğimiz kanun içerisine dercedilmesi var.
Şimdi, iki tane sıcak gündem, tamamıyla sendikasızlaşmayı ve sendikanın önemsizleştirilmesini gösteren iki örnekten bahsediyorum size. Öncelikle, işçilerle ilgili olanı az önce söyledim. Değerli arkadaşlar, bir taraftan, Sayın Başbakan "Yeni anayasa olmazsa 2023 hedefine bile ulaşamayız." diyor; bir taraftan, Anayasa değişikliği çıkarken "Size bütün haklarınızı vereceğiz, grevli toplu sözleşmeli." diyorsunuz; öbür taraftan, grev olan bir sektörü yasaklamaya kalkıyorsunuz. Ben, yine az önce bu konudaki haberlere bakarken gördüm, "Sayın Yıldırım -Ulaştırma, Haberleşme Bakanımız- grev hakkında ne dedi?" diye bir haber var. Bakıyorum, diyor ki: "Grev yapmak bir hak arama olmakla birlikte, en son başvurulacak yöntem olmalı." Güzel. "Bu konunun yasal altyapısı tamam mıdır, değil midir araştırmamız lazım." demiş. Altında diyor ki: "Elimizdeki gücü, yetkimizi insanları mağdur ve perişan etmek yönünde kullanırsak bu hiç de insani bir davranış olmaz. O bakımdan bunun sona ermesini bekliyoruz." E, peki, o, insani bir davranış değil de sizin şimdi, greve giden adamlara telefonla, SMS'le "Seni görevden aldık." diye grev kırıcılığı yapmanız Türk Hava Yolları açısından doğru bir şey mi? Ve bunların grev kapsamı dışına çıkarılmasını nasıl içinize sindiriyorsunuz? Sayın Bakan diyor ki: "Bakın, Türk Hava Yolları özel bir kuruluştur, dolayısıyla Türk Hava Yollarıyla sendika arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinin içinde değiliz. Olmamız da gerekmiyor." Güzel. "Ama bu sorun artık vatandaşı perişan edecek noktaya giderse, kısa sürede çözülemezse bir şekilde önlem almak için gerekli adımları atmaktan geri durmayız." Size ne? Türk Hava Yolları bir kamu kurumu mu? Şu anda sadece payı var. Madem o kadar stratejikse niye özelleştiriyorsunuz? Veya stratejik değilse, orada yapılacak grevin sizinle ne alakası var, ben anlamıyorum. Yani niye karışıyorsunuz, işçiyle işveren arasındaki bir toplu sözleşme görüşmesindeki sürece kanun aracılığıyla niye müdahale etme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu nasıl özgürlüktür? İşimize geldiği zaman uluslararası sözleşmelerden bahsedeceğiz, işimize geldiği zaman Avrupa Birliği normlarından bahsedeceğiz, işimize gelmediği zaman, bir madde çıkaralım, bir kanun maddesiyle bunu çözelim, böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlar.
ILO Sözleşmesi burada grev hakkından bahsediyor ki kamu çalışanlarına, memurlara vermediğiniz grev hakkı, toplu sözleşmenin bir parçası. Hadi buna vermediniz, peki, işçiye verdiğiniz grev hakkını niye geri almaya çalışıyorsunuz? Grev hakkı elinden alınan işçi nasıl toplu sözleşme yapacak, işvereni nasıl maaşını artırmaya zorlayabilecek? Ortada bir uzlaşma zaten bulunuyor netice itibarıyla. Orada da bir hakem heyeti var, bir şey olduğu zaman oraya da gidiyorlar, nasıl ki kamu çalışanları için varsa. Bunlara kamu aracılığıyla müdahale edilmesi doğru değildir değerli arkadaşlar. "İnsan hakkı" kavramının içerisinde en temel şeylerden birisi, örgütlenme hakkıdır ve sendika da bir örgütlenme biçimidir. Onun için, gelin, bir taraftan "özgürlükleri veriyoruz" derken bu özgürlükleri kısıtlayıcı davranıştan vazgeçin.
E, diğer taraftan, memurlarla ilgili de aynı şeyi görüyoruz. Şimdi, bugün çıkmış ve açıkçası 4+4 olmuş ama o da en azından 6'ya 5 son anda Sayıştay Başkanı ağırlığını koyunca çıkmış, yoksa, o da, o şekliyle mi çıkacaktı, nasıl çıkacaktı? Biz bu kanun çıkarken söylemiştik, bu hakem heyetinde böyle bürokrasi ağırlığı olursa, Hükûmet belirlerse ne fark ediyor; ha toplu sözleşme yapıyorsunuz ha toplu görüşme yapıyorsunuz ha doğrudan memur maaş zammı veriyorsunuz, bir anlamı yok, kendi kendimizi kardırmaya da gerek yok. Burada, hakikaten ciddi sorunlar yaşanıyor ve şu anda çıkan karar 4+4!
Peki, memurlar ne istemişti? Yani Memur-Sen dâhil, iktidara yakın olan, özellikle korunulan, kayırılan Memur-Sen'in talebi de 7,5+7,5'tu. Şimdi, 4 nere 7,5 nere? Yarısında uzlaşmış durumdalar. Üç aylık enflasyona baktığınız zaman, zaten 3'ü geçmiş. Peki, nasıl telafi edeceğiz? Refah payı yok. Hani sizin rekor büyümeler kime yarıyor? Buradan birazcık da memura vermek lazım değil miydi?
E, şu andaki Merkez Bankasının enflasyon beklentilerine baktığımız zaman 7-8, iyimser tahminle, olacak mı? Olacak. Hani memura bir an önce verecektik? Haziran ayı geldi mi? Geldi. Daha hâlâ farklarını alamadılar. Vereceğimiz fark da zaten oluşan enflasyonu bile şu anda telafi etmiyor. "Yeniden bir daha verelim." Yeniden vereceğine, zaten haziran ayınınki gelmiş, hiç olmazsa birinci altı ayınkini biraz yüksek tut da bu enflasyonu telafi edecek durumda olsun.
Bir de şöyle bir yanlışa kapılıyorlar, değerli arkadaşlar, Bakanlarımız böyle açıklıyor ama: "4+4=8", öyle bir şey yok, 3,5+3,5=7 falan değil. Arkadaşların elinde bilgisayar var, bakın makineler var, onlar bir hesap yapsınlar, birinci ay 100'ün üstüne 3,5'i koyun, altı ay verin, sonra tekrar 3,5'i koyun yüzde 5'e ancak tekabül eder, 7 olmaz, 5,0 küsur yapar. Peki enflasyon yüzde 7-8 olursa ne olur yıllık olarak ortalamayı aldığınız zaman? Ki olmayacak ama iyimser tahminle söylüyoruz. Memur enflasyona ezdirilmiş olur. Dolayısıyla, burada hiç olmazsa, refah payını vermiyorsanız bile, enflasyonun en azından şu andaki hâlini dikkate alarak, önümüzdeki gelişmeleri de dikkate alarak memura hak ettiğini vermemiz gerekiyor.
Şimdi, demin Türk Hava Yollarıyla ilgili grevde söylediğimiz gibi, Sayın Binali Yıldırım Bakanımız söylemiş ama doğrudan biz burada birazdan müdahale edeceğiz; bu grup önerileri konuşulduktan sonra gelen kanun teklifinin içerisinde bu var, daha önce de gelmiş, otuz yıldır kimsenin aklına gelmemiş -1988'de en son değişmiş- Hava Yollarına grev yasağı koymak! Bir tek Türk Hava Yolları vardı o da çıkıyor, yarısını AnadoluJet diye bir iştirakine zaten devretmiş, öbür tarafları Borajet diye başka bir iştirakine devretmiş, tamamıyla -sadece kamunun belli bir hissesi var- özel kanuna tabi "ama biz bunu yasaklayalım..." Öbür taraftan ne yapıyorsunuz? Kamunun çalışanlarının geçtiğimiz hafta içerisinde yaptığı iş bırakma eylemi sonrasında yeniden aynen bu şekliyle dolaylı baskılar yapıyorsunuz.
Şimdi, yine haberlerde yer alan başka bir şey: Burada, Gaziantep'ten Türk Sağlık-Sen Başkanımız açıklama yapıyor, iş bırakma eylemini gerçekleştiren sağlık çalışanlarıyla ilgili, oradaki idareciler soruşturma açıyor. Peki, sendikal hak, ne yapacak? Yani Danıştayın bu konuda kararı var, yapılan iş bırakma eylemlerinin bir sendikal hak olduğuna dair bu konuda alınmış kararlar var. Bu taraftan bakıyorsunuz, siz ne yapıyorsunuz? Dolaylı olarak, o memurun üzerinde soruşturma baskısı. Ee? "Bu eylemden vazgeçin?" Ya, bir taraftan zaten sarı sendikacılık yapıyorsunuz, anladık; baskı yapıp istifa ettiriyorsunuz, anladık; tayin zoruyla istifa ettiriyorsunuz, kendinize üye yapıyorsunuz -bu aralar daha çok sıklaştı çünkü az kaldı, şurada iki hafta sonra sendika yetki belgeleri alınacağı zaman o sayılara bakılacak- üstüne üstlük bir de iş bırakma eylemi yapan memurlarla ilgili idari soruşturmaya geçiyorsunuz.
Gerçekten bütün bunlar çok önemli hususlardır. Tabii ki çalışma barışından söz etmek, birtakım konularda uzlaşmadan bahsetmek, böyle bir yaklaşım içerisinde, değerli arkadaşlarım, mümkün değildir. Bir an önce bu baskılardan vazgeçmek, öncelikle kamu çalışanlarına grev hakkını vermek ve diğer işçilerimize, çalışanlara da aldıkları grev hakkının gereğini yerine getirmelerini engellemeden, kanuni düzenlemelerle bunu yapmadan, o sektördeki toplu sözleşme görüşmeleriyle nihayetlendirilmesine müdahale etmemek gerekir.
İnşallah, memurlara -şu anda zam olarak haklarını vermediniz ama- hiç olmazsa grevli haklarını verip bundan sonraki çalışmalarında hak ettikleri karşılığı almalarını sağlamanızı temenni ediyorum. Pek umudum yok ama yine her seferinde tekrar etmekten geri durmayacağım: Bu konuların araştırılması gerekiyor.
Bu çerçevede, önerinin lehinde olduğumuzu belirtiyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.