GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 523 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 31'inci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Az evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaşanan şiddeti kınıyorum ve bu şiddette burnu kırılan, yaralanan, şu anda hastanede bulunan Zonguldak Milletvekilimiz Ali İhsan Köktürk'e geçmiş olsun diyorum.

Asrın yolsuzluğunun boyutları o kadar büyük ki bütün gücüyle kapatmaya çalışsanız da güneş balçıkla sıvanamıyor. Şimdi, bu yolsuzlukların hesabını vermekten kaçmak için HSYK'nın yapısını değiştiren bir düzenlemeyi Meclis gündemine getirdiniz. Meclise alelacele getirdiğiniz bu kanun teklifi, yargı erkini Adalet Bakanı üzerinden Başbakana bağlamayı amaçlayan bir tekliftir. Bu düzenlemeyle, Türkiye'de yargı Hükûmetin yargısı hâline dönüştürülmek isteniyor. Tüm yargı Adalet Bakanına, dolayısıyla Başbakan bağlı bir birim hâline getiriliyor. "3 Y ile mücadele" sloganıyla yola çıkan AKP Hükûmeti için yolsuzluk, meğerse çok çekici, âdeta karşı konulmaz bir olgu hâline gelmiş. 17 Aralıkta yapılan operasyonlar bunu çok açık bir şekilde göstermiştir. Nitekim, AKP geri dönülmez biçimde iktidarını pekiştirdiğine, krallığını kurduğuna inandıktan sonra yolsuzlukların ortaya çıkarılmasını zorlaştırmak için peş peşe yasalar, yönetmelikler çıkarmaktadır ve bizzat bakanlarıyla, müsteşarlarıyla, yargı mensuplarına baskı uygulamaktadır.

Bu kanun teklifinde hükümler çok açıktır. Bu teklif yasalaştığı zaman, Bakan elindeki yetkilerle bütün yargı mensuplarının tek patronu olacaktır; hâkimler, savcılar üzerindeki bütün denetim yetkisi Bakana geçecektir. HSYK üzerinden Bakan tek hâkim olunca yargı bağımsızlığı ortadan kalkacak, yargı erki yürütmenin emir ve komutasına geçecektir. Başbakanın "Onlar atanmış kişiler." veya "Onlar memur." dediği yargı mensupları, Bakanın tek amir olduğu gerçek bir memur statüsüne indirilecektir. Ha yargıç ha tapu memuru veya nüfus memuru, hiçbir fark kalmayacaktır. İktidar, görüştüğümüz teklif ile HSYK üzerindeki egemenliğini büro personeline kadar indirmek istiyor, onlara bile kıyım uyguluyor.

Değerli milletvekilleri, bu konu basit bir mesele değil. Anayasal düzen bu iktidar tarafından ters yüz ediliyor, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılıyor, bu durumu çok iyi görmek lazım. Şimdi iktidara sesleniyorum: "Yetmez ama evet."lerle yapılan referandum sonucu dizayn ettiğiniz HSYK ne oldu da size rahatsızlık verdi? Ergenekon'da, Balyoz'da, KCK gibi davalarda pek mutlu bir beraberliğiniz vardı, aranıza hangi kara kediler girdi, bu mutlu beraberliğiniz bozuldu? Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, boğazınıza kadar battığınız çamurda çırpındıkça daha da batıyorsunuz. O dilinizden düşürmediğiniz millî iradenin zekâsını hafife almayın, dinî inançlarını yolsuzluklarınıza kılıf bulmak için sömürmeyin. Artık halk sizin gerçek yüzünüzü görmüştür, sizin yalanlarınızdan bıkmıştır.

Bu iktidar, baskı, korku ve yalanlarla on iki yıldır milletimizi uyutmaya devam etmiştir, ama bu ülkede uyumayan birilerinin var olduğu da ortadadır. Asrın yolsuzluğunu tespit ve takip eden, ortaya çıkaran yürekli yargı mensupları ve emniyet yetkililerini kutluyorum.

Sayın Başbakan hâlâ "Bu bir komplodur, paralel bir devlet yapılanmasıdır." diyor. Günaydın Sayın Başbakan! Tüm kurumları geldiğiniz günden beri kendi iktidar anlayışınızla dizayn ettiniz, hâlâ şikâyet ediyorsunuz. Bir zamanlar "kahraman" dediğiniz o savcıları, o polisleri ben mi atadım? Sizin iktidarınız atamadı mı?

Artık şurası bir gerçektir, bu iktidar ülkeyi iyi yönetememektedir, Türkiye'de, maalesef, tam bir kargaşa, bir kaos ortamı yaratılmıştır, bu, Meclise kadar yansımıştır. Züccaciye dükkânına bir filin girdiğinde verdiği zarardan daha fazlasını devlet çarkına vermektedir bu iktidar. Türkiye'de hiçbir dönemde devlet kurumlarının itibarıyla bu kadar oynandığına, bu kadar ciddi biçimde kıyımlar yapıldığına, bu kadar düşmanca hareketlerin sergilendiğine şahit olunmamıştır.

Ayrıca, bir ayakkabı kutusu, Türkiye'nin belki de en büyük yolsuzluk skandallarından birinin sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Birçok eşyanın koleksiyonunun yapıldığını görmüş, ama ayakkabı kutularının koleksiyonunu yapan banka müdürlerini Türkiye ilk defa sizin iktidarınızda görmüştür. Yatak odalarında para kasası koleksiyonu yapanları da görmemiştir Türkiye, sizin iktidarınızda görmüştür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CELAL DİNÇER (Devamla) - AKP sayesinde biz bunları da gördük, Sayın Başbakanın deyişiyle "Hayaldi, gerçek oldu!"

Tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)