GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bayram'a geçmiş olsun.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Tabii, Bayram hak etti, geçmiş olsun ama Bayram olayı başlattığı için oldu o olay.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bayram'a haksızlık ediyorsun.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Neyse oraya dokunmayalım. Hepimize geçmiş olsun.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sizi de gördük.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - 41 kere maşallah! 41'inci maddede konuşuyoruz. Gerçi, biraz arkadaşlarımız uyuyor ama. Ben sizin uykunuzu dağıtacağım şimdi.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Uyuyan yok, uyuyan yok; herkes uyanık.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Arkadaşlarım, bakın, hukuku konuşuyoruz. Ben veteriner hekimim. Biraz önce Sayın Bakan vardı, keşke Mehdi Bey burada olsaydı da onunla karşılıklı konuşsaydık. Şimdi uslu bir bakanımız var burada.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Seni konuşacak diye gitti belki.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, hukuk hepimize lazım. Yasama, yargı, yürütme, bu kuvvetler ayrılığı erki sizi 2002'de iktidar yaptı. Ne istiyorsunuz? Neyimiz eksik? Aranızda MHP'den gelen var, Cumhuriyet Halk Partisinden gelen vardı. Her siyasi partiden arkadaşı bir araya topladınız.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Merkez partisiyiz biz.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Bu yasama, yargı, yürütme erkleri içerisinde iktidar oldunuz, on iki yıldır da ülkeyi yönetiyorsunuz. Yani semere kamış sürer gibi bir şey getirdiniz.

Bakın, size ben bir küçük anekdotla anlatacağım. Böyle kuşluk vakti şeytan bir söğüde dayanmış, bir inek sağan gelini izliyor. Gelin gayet güzel, çömleği almış, ineği sağıyor -fakat şeytan bir iş yapacak- buzağıyı da bir ağaç dalına bağlamış. Gidiyor buzağının ipini gevşetiyor şeytan. Buzağı annesine koşuyor, çömlek bir yana, gelin bir tarafa. Gelin tabii, süt dökülünce kızıyor emek gitti diye. Çömleği kaldırıyor buzağıya vuruyor, buzağı tepetaklak gidiyor. Onu gören anne inek gelini süsüyor, gelin karnı yarılıyor, yerde yatıyor. Avdan gelmekte olan baba "Eyvah, gelin gitti." diyor, tüfeği doğrultuyor ineği vuruyor. Silah sesini duyan damat koşup geliyor bakıyor babasının elinde silah, gelin yerde yatıyor. "Baba, ne yaptın?" diyor, babaya sıkıyor, baba gidiyor. Cinayet, ocaklar sönüyor. Bakın, ocaklar söndü.

Biz 12 Eylül 2010'da referandum yaptık. Orada başladı, orada ip çözüldü. Bakın, çözmeyin dedik, uyardık. "Hayır"dı, "evet"ti... Hayırda hayır vardır dedik. Millet "evet"e çalıştı, bugün küs olduğunuz kardeşlerimiz de "evet"e çalıştı. Hem de nasıl çalıştı? "1'e 7." dedi, "1'e 7 oy getireceksiniz." dedi. Yanlış bunlar dedik, bakın, ülke geriliyor, ülkeyi germeyin dedik, "hayır"da hayır vardır dedik ama referandum çıktı. Şimdi ondan bir pişmanlığımız. Şimdi sorguluyoruz. Kimimiz diyoruz faiz lobisi, kimimiz diyoruz vaiz lobisi. Bu laflar hoş değil arkadaşlar.

Bakın, o Mehdi Eker arkadaşımızla biz Pakistan Dostluk Grubundaydık. Pakistan'a gittiğimizde o sevmediğiniz arkadaşlar bizi kucakladılar. Okullarına gittik, yemeklerini yedik, bizi ağırladılar, arabalarında gezdirdiler. O zaman çok iyiydi 22'nci Dönemde, 23'üncü Dönemde. Geçen Kırgızistan'a gittik Cumhurbaşkanıyla, orada da aynı şey. Turkuaz Grubu bizi aldı, yedirdi içirdi, gezdirdi, dolaştırdı. Çok iyiydi onlar yerken içerken, yani her şey çok güzeldi. Ama ne oldu arkadaşlar, ne oldu -bu paralel yapı- niye paralel yapı oldu bunlar, neden çete oldu bunlar? Ne çetesi?

Arkadaşlar, suçu kendimizde arayacağız. Bakın, aramızda 4 Bakan o günden beri yok burada. Niye gelmiyorlar? Bana deseler böyle bir şey, ben çıkarım, gelirim burada yiğitler gibi kendimi savunurum. Niye gelmiyor Sayın Bakanlarımız? 4 Bakan buraya niye gelmiyor arkadaşlar? Demek ki bir suç var orta yerde, bir gerçek var. Gelsinler gerçek olmadığını anlatsınlar, yargıyı beklemeyelim. Yani memleketlerine gidip konuşuyorlar, niye buraya gelmiyorlar arkadaşlar? Hangisi geldi? O gün geldi Egemen Bağış burada iki laf etti, kayboldu gitti.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Kovdunuz, kovdunuz da ondan.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Edebe davet etti. Aslında edep kendine lazım. Ne diyor? O dedi ki o gün burada -o sözü ben her yerde söylüyorum- "Edebim elvermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap edebi elden gidene." E susması gereken o, hâlâ konuşuyor. Ha konuş, haklıysan gel burada konuş, anlat, gruplar dinlesin, karneyi versin ama bu da yapılmıyor.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Konuşturmadınız.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Niye konuşmuyoruz arkadaşlar? Herkes konuşuyor burada. Kime engelimiz var?

BÜLET TURAN (İstanbul) - Geldi Egemen Bağış, konuşturmadınız.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Gelsinler konuşsunlar arkadaşlar, bundan kaçmak yok.

Yargı bağımsızlığı diyoruz. Onun için arkadaşlar, bakın "3Y" dedik ama biz "3Y"yi yanlış anlamışız. "3Y" yargı, yürütme, yasamayla uğraşıyoruz. Onlarla uğraşmayalım, yolsuzlukla uğraşalım, yoksullukla uğraşalım, yargı bağımsızlığıyla uğraşalım, yasaklarla uğraşalım ama onları bıraktık biz, yargı, yürütme ve yasama üzerinde değerlendirme yapıyoruz. Biz görevimizi yaparız. Hükûmet görevini yapsın, yargımız da görevini yapsın. O yargıdaki o insanlar bizim dostlarımız değil miydi, bizim arkadaşlarımız değil miydi, onlar uzaydan mı geldi? Ve yer değiştiriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - "Sayın Başbakanım" dedim "Adliyeler kapanırken ne olursun siyasi polemik konusu yapmayalım diyoruz." İnsanları yerinden yurdundan etmeyin arkadaşlar, yine bunlar ülkede görev yapıyorlar.

Ben bu duygularla bu kanunun... Bir an önce Sayın Bakan bunu rafa alın. Bunu rafa alın. Siz düzgün bir insansınız. Sizin elinizde düzgün olur, ama yarın pala bıyıklı, palatır bıyıklı birinin eline geçerse hepimiz mahvoluruz.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)