GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:63
Tarih:18.02.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli arkadaşlar, bu orman kanunu, ormanla ilgili bir madde. Tabii torba bu. Torbanın içinde her şey olur. Belli bu akşam Sayın Cumhurbaşkanı İnternet yasasını onaylayacak, topu taca atacak. Umarım yarın -bu torba İnternet'siz olmaz- iyileştirici bir yaklaşımla, muhalefet partilerinin de görüşü dikkate alınarak bu torbaya biraz o yasakları yumuşatacak adımlar atılır. Temennimiz bu.

Şimdi buraya gelelim. Büyükşehirler kurdunuz. İstanbul büyükşehir değil miydi kardeşim? Ne oldu ormanları? O ormanlara yapılan villalar, durdurma kararları, yıkma kararları, mahkeme kararları ne oldu? Hepsi işini gördü torba kanunlar sayesinde.

Arazi ihtilaflarını çözdüler, yıkım kararı alınan villaların yıkımlarını kaldırdılar, "2/B" deyip vatandaşın elindeki avucundakini de aldılar. Hele hele orman köylüsüne bir dokunun bakayım Allah aşkına. Bir dokunun, bin ah işitin. Sanmayın ki her gün ormancı şarkısını, türküsünü söylüyor orman köylüleri, beldeleri.

Bazıları için öyle olabilir. Ama cumhuriyetin başından bu yana Orman Bakanlığımız da var, daha keçi-orman sorununu çözmemiş. Çözemez de arkadaşlar. Kimisi diyor "Keçi faydalıdır ormana.", kimisi diyor "Zararlıdır." Bu ülke yüz yıldır, bir asırdır bunu çözememiş.

Şimdi mesele şu: Beldeler mahalle olunca orman köylüsü oluyor mu, vasfını kaybediyor mu? Ne düşünce, ne incelik ya! O kadar bu Hükûmet vatandaşını düşünüyor ki beldeliği alıyor elinden, belediyesini alıyor elinden mahalle yapıyor, muhtarlığa düşürüyor, azlediyor. "Ha, orman emvalini arada bir alıyorsun, makta çekiyorsun, iki yılda..." diyor. Bunu ormancılar çok güzel izah eder. Ormancının maktası var, onu korumak için şu torba kanuna bir yasa koyalım.

Arkadaşlar, ormancının sorunu böyle çözülmez. Orman haritasıyla sorunu var, kadastroyla sorunu var, hazineyle sorunu var. Orman köylüsünün hepsi Türkiye Cumhuriyeti hazinesi ve ormanıyla husumetlidir, davalıdır. Türkiye'deki davaların binlercesi bu davalardır arkadaşlar. E, şimdi size ormanın nimetlerinden, tarımın güzelliklerinden, şuradan, buradan mı bahsedeyim? Nasıl bahsedebilirim? Avrupa Birliği uyum yasalarına göre orman köylüsünün, ahırını köyün 1 kilometre dışında yapması lazım ama 1 kilometre ötesi orman. "Ormanda yasak." diyor. Adam ne yapsın şimdi? Buna bir çare bulunmayacak mı?

Şimdi, neyse ki arkadaşlar, güzel şeyler de oluyor. Mesela, Oldenburg'da "Lahana Kralı" seçilen Berlin Büyükelçimiz Sayın Hüseyin Avni Karslıoğlu'nu buradan kutluyoruz arkadaşlar, önemli bir olay.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Hayrola?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Almanya'da "Lahana Kralı" seçildi. Biliyorsunuz, bu çok önemli bir olay. Öyle yabana atmayın, öyle basit bir şey değil.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Lahana mı satmış?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Urfa'da da isot kralı yarışması yapılıyor diye düşündüm, iyi bir araştırdım; sonra bir baktım ki "isot" değil, "İsotun Kralı" yarışması yapılıyor. 115 kadın 105 ürünle katılmış ve Urfa Belediyesi isot yarışmasını bu şekilde yapıyor. Yarışmanın ismi de "En güzel acılarımızı arıyoruz" ve böyle işte, ürünlerini herkes farklı bir şekilde tanıtıyor arkadaşlar.

Orman köylüsünün acılarını iyice anlamış olsaydık bunu torba kanuna sığdırmazdık diye düşünüyoruz. Önergemizin bu nedenle kabulünü diliyoruz. (BDP sıralarından alkışlar)