| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 19.02.2014 |
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kişi hak ve hürriyetlerinin önüne geçen uygulamalardan biri olarak sansürün toplumumuza etkisinin, sebep olduğu hak ihlalleri ve mağduriyetlerinin tespitini yapmak üzere vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, buradan, daha doğrusu artık "değerli milletvekilleri" diye hitap etmemize gerek kalmayacak, "yüce Türk milleti" diye hitap etmemize gerek kalacak. Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekilleri biraz önce geldiler, yoklamada bulundular, yoklama biter bitmez hemen anında kulise gittiler. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) O yüzden, artık Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine herhâlde "kulis milletvekilleri" diye hitap etmek, anmak gerekecek.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Siz kaç kişisiniz?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Parlamentoya saygıları bu kadar.
SİNAN OĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, iktidarın görevi burada olmaktır, iktidarın görevi kuliste kulis yapmak değildir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - 5 kişi var orada, 5; MHP'den 5 kişi var orada.
SİNAN OĞAN (Devamla) - Onun için, Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerine bundan sonra herhâlde "kulis milletvekilleri" diyeceğiz, bunu da Türk milletine buradan duyurmak durumundayız...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sinan Bey, bak, 5 kişi var MHP'den.
SİNAN OĞAN (Devamla) - ...çünkü artık sansür, "Alo Fatih" hatları o boyuta gelmiş ki ne diyor bir sayın milletvekili? Başbakanın da Başdanışmanı ve kılavuzu olan Sayın Akdoğan diyor ki: "Biz Meclis TV'yi kapattık, siz nasıl olur bunları verirsiniz?" Çok doğru.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Başbakanın kılavuzu Akdoğan mıymış?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Çok doğru, çok doğru, Sayın Valim, çok doğru.
Evet, Meclis TV'yi bunlar kapattılar ve maalesef ki bundan sonra insanlar hangi İnternet sitesine girecek, hangi sitelerde dolaşacak, hangi "tweet"i atacak, artık Hükûmetin işi "Alo TİB" hattıyla bunları takip etmek olacak.
Tabii, biz bu arada "Alo Fatih" hattından sonra bir "Alo Çankaya" hattı kurulduğunu da öğrendik. "Alo Çankaya" hattı devreye girmiş, yıldırım hızıyla, fiber hızıyla bu sansür yasası maalesef ki kabul edilmiştir. Türkiye'de şimdi iki türlü sansür yasası var: Bir, "Alo Fatih" sansür yasası, sansür hattı; iki, "Alo TİB" ve buna da ilave olarak -iki buçuk diyebiliriz- "Alo Çankaya" sansür hattı.
Değerli milletvekilleri, maalesef, yolsuzlukta her taşın altından nasıl AKP ve AKP'li belediyeler çıkıyorsa şimdi artık her tuşun altından da AKP çıkacak, sizin sansürcü zihniyetiniz çıkacak.
Peki, bu yasanın ömrü ne kadardır? Onu da ifade edeyim, bu yasanın ömrü kırk gündür, seçimlere kadar çıkarılmış bir yasayla karşı karşıyayız. Çünkü, seçimlerden sonra bu yasayı değiştirmek zorunda kalacaksınız. O kadar vahim bir durumdasınız ki daha geçen hafta çıkan yasanın iki maddesini değiştirmek için bugün Meclise önerge vermişsiniz. Demek ki burada maksat, seçimlere kadar çıkacak herhangi bir olası size karşı bir konuşma metninin veya bir görüntünün ortadan kaldırılmasını sağlamak.
Peki, bu kadar dik duruşlusunuz, omurgalısınız, ahlaklısınız madem, iki sene önce neredeydiniz? Burada başka siyasi partilere yönelik kumpasları kurduğunuzda niye bu yasayı getirmediniz? Neden o konuda hiçbir adım atmadınız? Adım atmayı bırakınız, dilinize dolayarak... Ne dedi Sayın Başbakan? "Bunlar geneldir." dedi, "geneldir" O zaman Sayın Başbakan, "Milletin bilmem nesini ne yapacağız." diyen konuşmalar özel mi oluyor? Buradan soruyorum size. Peki, bu yasa olsaydı biz sizin besleyip büyüttüğünüz iş adamlarının Türk milletine nasıl galiz küfürler ettiğini nereden öğrenecektik? Demek ki öğrenemeyecektik. Ve siz bundan sonra, bu besleyip büyüttüğünüz iş adamlarının daha milletin nesine küfür ettiğini bu yasayla aklamaya çalışıyorsunuz; villaları, havuzları bu yasayla aklamaya çalışıyorsunuz.
Şunu da ifade etmek lazım: Burada, biz, Sayın Cumhurbaşkanını biz İnternet'i aktif kullanan, sosyal medyada aktif olarak yer alan bir Cumhurbaşkanı olarak biliyorduk ama Sayın Cumhurbaşkanı bütün bu ifade ettiği, daha önce yazdığı bütün "tweet"leri artık kaldırmalıdır. Neden? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Hükûmetle pazarlık içerisine girmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı "klavyelere özgürlük" derken meğerse klavyelerdeki "q" harfine, "w" harfine özgürlükten bahsediyormuş. Yani, Sayın Cumhurbaşkanı "Güzel şeyler olacak." dediğinde ne olmuştu? Ermenistan'la pazarlık açılmıştı. İkinci defa Sayın Cumhurbaşkanı yine "Güzel şeyler olacak." dedi, PKK'yla pazarlığın önünü açtı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı "klavyelere özgürlük" diye bir "tweet" attı, ne oldu? Meğerse Sayın Cumhurbaşkanı "q" harfiyle "w" harfine özgürlükten bahsediyormuş.
Burada, Sayın Cumhurbaşkanının maalesef ki pis bir pazarlık içerisinde olduğunu ifade etmek zorundayım. Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı olduktan sonra cumhurun başı olmuştur, AKP'nin yedeği değil. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye'de yaşayan herkesin Cumhurbaşkanıdır ve herkesin hak ve hukukunu korumakla mükelleftir ama Sayın Cumhurbaşkanı bunu yapmak yerine, başka bir görevi üstlenmiştir.
Sabah bir araştırdık, Ankara'nın merkez ilçelerinde, 67'si merkezde, 8'i Altındağ'da, 5'i Yenimahalle'de, 5'i Sincan'da, 1'i Gölbaşı'nda, 1'i de Etimesgut'ta olmak üzere 82 tane noter var. Noterlik şerefli bir meslektir. Noterlerimiz önüne geleni araştırır, ne olduğuna bakar, ona göre karar verir ama Sayın Cumhurbaşkanı bunu yapmadan 83. Noterliğe iddialı olduğunu ifade etmektedir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkanım, Cumhurbaşkanına hakaret ediyor.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Ne alakası var yahu Sayın Başkanım?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı, 83. Noterliğe iddialıysanız, önünüze gelen metinleri okumayı... Önünüze gelen metinlerde yarın pazarlık içerisine gireceğiniz Hükûmeti değil, 76 milyonun hakkını hukukunu korumanız lazım.
Değerli milletvekilleri, Sayın Gül maalesef ki geçmiş dönemlerde birçok açıklamalarda bulunmuştur. Ne diyor? Özellikle Arap Baharı'nın olduğu dönemlerde sosyal medyanın ne kadar önemli olduğundan dem vuran Sayın Gül 28 Mayıs 2011'de ne demiş? "Benim görüşüm, temelde hiçbir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes İnternet'te özgürce dolaşabilmeli." demiştir. Şimdi, her taşın altından bir lobi çıkarmaya çalışan Hükûmetiniz, Sayın Başbakan ve taraftarlarınız, şimdi İnternet'i kısıtlamalarınıza karşı gelenlere, sansüre karşı gelenlere maalesef pis bir yakıştırma yapmış ve sansüre karşı çıkanları porno lobisi olarak nitelendiriyor. Değerli milletvekilleri, bu durumda söylenecek tek bir söz var "Edep yahu." demek lazım.
Sayın Gül'ün, Türk milletinin kendisine verdiği vekâleti AKP'nin eline vermemesi lazım. Sayın Gül Cumhurbaşkanıdır, Başbakan Yardımcısı değildir. Eğer, hâlâ kendisini Başbakan Yardımcısı zannediyorsa ben buradan uyarıyorum: Sayın Gül, siz Cumhurbaşkanısınız. Eğer "Ben, kendimi Anayasa Mahkemesi yerine koymam." diyorsanız Sayın Gül, bir defa da buradan çağrıda bulunuyorum: Gelin, kendinizi bir defa da Cumhurbaşkanı yerine koyun ve Cumhurbaşkanı olarak, bu milletin, 76 milyonun hepsinin çıkarlarını korumak durumundasınız. E, şimdi, siz diyorsunuz ki bir tarafımda beraber yol arkadaşlığı yaptığım Hükûmet, öbür tarafımda başka türlü diyaloglar içerisinde olduğum bir grup, hani, Başbakanın "Haşhaşiler" diye tanımladığı hizmet hareketi. İki arada bir derede kalmışsınız, en iyisi topu taca atayım, Anayasa Mahkemesi o işe baksın diyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı, millet her şeyi görüyor. Siz topu istediğiniz kadar taca atın, millet o topun kimin kalesine gol olduğunu biliyor. Hükûmetle iş birliği yaparak, sansür yasasını imzalayarak milletin kalesine gol atıyorsunuz ama unutmayınız ki, Türk milleti futbolu sever, futboldan da çok iyi anlar. Çok yakında, inşallah, 30 Martta belediye ve önümüzdeki aylarda da Cumhurbaşkanlığı seçimi geldiğinde, o top milletin ayağına geldiğinde, Sayın Cumhurbaşkanı siz de sansürcü başı AKP siz de bu millet o toptan nasıl gol atacak göreceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)