| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 19.02.2014 |
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, MHP grup önerisinin aleyhine söz istedim. Bizi Meclis TV'den izleyen yüce milletimize de saygılar sunuyorum.
Bu Parlamentoda bu dönemde kendi gensorusu lehine konuşmayan partiyi görmüştük ama biraz önce, kendi grubunun önerisi üzerine tek bir kelime etmeyen milletvekilini de gördük. Sayın hatip pek çok konuya değindi ama bir tek kendi önerisi üzerine yani niçin Meclis araştırma komisyonu kurulmasına dair tek bir kelime etmedi. Bunu da Parlamento tarihine kazandırdığı için onu kutluyorum.
Şimdi tabii, değerli arkadaşlar, burada yasama faaliyetinde bulunuyoruz, bizi dinleyenler var, dinlemeyenler var ama sadece Meclis kürsüsüne bakıp veya Meclisin Genel Kurul salonundaki arkadaşlara bakıp onlar için aşağılayıcı ifade kullanmayı ben sayın milletvekiline de gerçekten yakıştıramıyorum. Herkesin işi olabilir, talebi olabilir veyahut da konuşmaya değer konuşuyorsak belki, dinleyenlerin geldiğini varsayabiliriz. Onun için, kendi milletvekillerimiz hakkında lütfen konuşmayalım.
Sayın hatip ve daha sonraki konuşan hatipler de Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında, devletin en tepesindeki yönetici hakkında da gerçekten bu Genel Kurul salonunda konuşulmaması gereken ifadeleri kullandılar "Çankaya noteri" şeklinde ve Cumhurbaşkanımızın Hükûmetle uyumlu bir şekilde yasama faaliyetinde bulunduğunu zımnen veya açık bir şekilde ifade ettiler. Acaba -beklenen ve talep edilen- cumhurbaşkanlarının, daima, hükûmetle eskiden olduğu gibi çatışmasını, her kanunu göndermesini, olur olmaz her konuda itiraz etmesini mi bekliyoruz? Yani müzakerenin demokrasinin en temel kurallarından biri olduğunu niçin göz ardı ediyoruz?
Sayın Cumhurbaşkanımız, en son yapılan İnternet düzenlemesiyle ilgili 1-2 tane sıkıntı olduğunu ifade etmişti. O sıkıntılar, doğal olarak konuyla ilgili kişilere de geliyor. Bana da çok sayıda arkadaşlar bilgilerini gönderdiler, eleştirilerini gönderdiler, muhalefet partisinden milletvekillerimiz ifade ettiler. Sayın Cumhurbaşkanı da hukukçularıyla görüştü ve açık bir şekilde, 1-2 tane sıkıntı olduğunu ifade etti.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ama o sıkıntılara rağmen kanunu imzaladı Sayın Ünüvar.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Şayet -tersten düşünelim- Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı...
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yeniden düzenleme vaadiyle imzaladı Cumhurbaşkanı; olur mu öyle şey?
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - ...veto etse idi, bu sefer de AK PARTİ'yle Sayın Cumhurbaşkanı arasında acaba bir çatışma mı var şeklinde konuşmayacağını hiç kimse garanti edemez.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yok, olamaz zaten!
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Ama değerli arkadaşlar, bu İnternet düzenlemesinin olduğu yasama faaliyeti, kanun tasarısı, içinde 127 maddeyi kapsayan, içinde; engelliler, şehit, gazi yakınları ve birçok sosyal kesimi çok yakından ilgilendiren çok kapsamlı bir yasaydı. Yani, o yasa yeniden gönderildiği vakit, aynı şekilde gönderildiği vakit, pek çok vatandaşımız elde etmesi gereken hakkı bir süre daha elde edemeyecekti; şu anda seçime çok yaklaştığımız bir dönemde o yasanın yeniden görüşülmesi, yeniden yasalaştırılması ve Resmî Gazete'de yayımlanması belki de seçim sonrasına kalacaktı. Dolayısıyla, burada, Sayın Cumhurbaşkanımız 1-2 tane sıkıntılı noktayı ifade ettiğini açık bir şekilde beyan etti. Sayın Ulaştırma Bakanımız bizzat muhalefet partileriyle görüştü ve muhalefet partisi sözcülerinden de olumlu kanaatlerini aldı. Daha sonra da o sıkıntılı olduğu düşünülen konularla ilgili ki sayın bazı milletvekillerimizin de bizzat bu düzenlemelerin uygun olduğunu ifade ettiği düzenlemeler yeniden Meclis gündemine geldi, bunları da çıkartacağız.
Değerli arkadaşlar, sansür, daima konuşulan bir konu çünkü ifade özgürlüğü insanın en temel haklarından birisi. İletişimin ve meramını anlatma kaygısının ön planda olduğu bütün toplumlarda ifade özgürlüğü son derece önemli bir kavramdır ve çok değerli bir kavramdır. Ama ifade özgürlüğü bugün sadece İnternet ortamında yapılan yayınlarla da gündeme gelen bir konu değildir. Yazı icat edildiği zaman, insanlar yazıyla meramını ifade ettiği vakit yine ifade özgürlüğünün kısıtlanması veya kısıtlanmaması; daha sonraki aşamada, radyo icat edildiği zaman, radyo üzerinden yayınlar; televizyon çıktığı zaman, bu televizyon yayınlarıyla, görüntülü yayınlarla ifade özgürlüğünün çok tartışıldığını biliyoruz. Ve şu anda da İnternet, bizim, neredeyse bütün toplumların en büyük haber ve bilgi kaynağı. Dolayısıyla, bu kadar yaygın kullanılan bir enstrümanla ilgili yapılan yayınlarda da ifade özgürlüğü kavramının tartışılması kadar tabii bir konu olamaz. Tabii, yerleşik basın-yayın organlarındaki yapılan yayınlar kadar kurallar tam oturmadığı için İnternet ortamında, biraz da daha kolay bir şekilde içerik oluşturabilme özelliğinden dolayı pek çok hak ihlalleri, insan haysiyeti, onuruyla ilgili yıpratıcı yayınların yapılması, ticari, siyasi, sosyal her türlü itibarın sarsılması, özel hayatın gizliliğinin korunması ilkelerinden sapılması gibi birtakım hususlar da İnternet ortamındaki yayınlarla daha sık gündeme gelebilmektedir. Onun içindir ki İnternet ortamında yapılan yayınlarla ilgili düzenlemeler de yapılmaktadır.
Bu sadece Türkiye'nin yaptığı bir düzenleme de değildir. Bütün dünyada, bütün gelişmiş, gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde de yapılan düzenlemeler var. Yani Almanya'sından İtalya'sına, İngiltere'sinden Amerika'sına, Fransa'sından Finlandiya'sına kadar pek çok düzenleme var. Ben bunlarla ilgili gerektiği zaman detaylı bilgi de sunabilirim. Ama bu düzenlemeler tabii ki o ülkenin kendi özgün koşullarına uygun şekilde de farklılık arz edebilmektedir.
Dolayısıyla, bugün yapılan düzenleme, dün akşam Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanan düzenleme de İnternet ortamında kişilik hak ihlallerini önlemek ve özel hayatın gizliliğinin korunması, ki Anayasa'nın 20'nci maddesi bunu açık bir şekilde emreder, bu anlamda yapılan bir düzenlemedir.
O yüzden, bunların tartışmasının olması tabii bir şeydir ama tartışırken gerçekten hakkaniyete uygun bir ifadeyi kullanmak en başta milletvekillerine yakışan bir durumdur.
Burada, tabii, "Meclis TV kapatıldı." diyor arkadaşımız ama bu mesajı Meclis TV üzerinden bütün millete yansıtıyor.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - "Kapatıldı." demiyor, "Kısıtlandı."
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ya ama kaç saat Sayın Milletvekili? Haftada üç gün üç saat.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Tıpkı geçenlerde "Twitter kapatıldı." dedi Sayın Halaçoğlu. "Twitter kapatıldı." deyip Twitter'dan tweet'le mesajını verme şeklinde ifade ediyor.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ya, siz inanıyor musunuz söylediğinize?
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Bu ülkede daha önce de Menderes'in yakasına sarılıp "Bu ülkeye demokrasi istiyoruz." diyenleri de gördük.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Bu benzetmeye siz inanıyor musunuz Sayın Milletvekilim?
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Şimdi, nasıl bir sansürdür ki bir ülkenin Başbakanının telefon konuşmaları kayda alınıyor ve ondan sonra bütün basın-yayın organlarından ulu orta yayınlanıyor?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Herhâlde yani, herhâlde.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Bu nasıl bir sansürdür değerli milletvekilleri?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Onun sansürle alakası yok, nasıl uygulandığını göstermek açısından o.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Onun için, değerli arkadaşlar, o yüzden, kanun koyuculara düşen görev: Milletin huzuru, refahı ve mutluluğu için ve de korunması gereken mahrem özelliklerinin korunması, kişilik hak ihlallerinin de önlenmesinin sağlanmasıdır.
O yüzden, değerli arkadaşlar, İnternet düzenlemesi tamamen buna yönelik yapılan bir düzenlemedir ve bu düzenleme, daha sonra yapılacak birkaç değişiklikle de hem trafik bilgilerinin TİB Başkanlığı tarafından ancak mahkeme kararı şartıyla alınabilmesine dair bir düzenleme. Bir de TİB Başkanının yine resen gecikmesinde sakınca bulunan hâllerdeki engelleme kararının yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkimine gitme şartlarıyla aslında kanun tamamen olgunlaşmış olmaktadır.
Bu doğrultuda tabii ki muhalefet milletvekillerimizin birtakım önerileri olmuştu. Onların aslında bu kürsüye çıkıp gerçekten "Bizim kanaatlerimizi de dikkate aldınız." diye teşekkür etmesi gerekiyor hem Sayın Cumhurbaşkanına hem de Parlamentoya.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Edeceğiz, edeceğiz, kanun gelince edeceğiz.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, "ifade özgürlüğü" hakikaten çok değerli bir kavramdır ama her şeyi usulüne uygun bir şekilde tartışmak gerekiyor. Burada konuştuğumuz zaman bize cevap verme durumunda olmayan büyük küçük veya farklı noktalardaki insanlar hakkında da gerçekten nezakete uygun bir şekilde konuşmak gerekir. Yani "ifade özgürlüğü" demek, bize devletin bahşettiği, milletin bahşettiği bu kürsüde ağzımıza gelen her şeyi hiçbir denetime tabi tutmadan konuşmak değildir ve millet en büyük hakemdir. Burada Sayın Ekşi de ifade etti. Aslında Sayın Başbakan'ımızın ifade ettiği şey net olarak şudur: 30 Martta en büyük hakem olan millet kararını verecektir. Yani, burada yaptığımız her türlü yasama faaliyetinin neticesini millet 30 Martta değerlendirecektir. Daha sonraki seçimlerde de değerlendirecektir, tıpkı bundan önce olduğu gibi.
Milletin sağduyusuna güvenelim ve hepimiz bu ülkede yaşamanın bahtiyarlığını yaşayalım diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)