| Konu: | Ergenekon, Balyoz ve Askerî Casusluk davalarına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 20.02.2014 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ergenekon, Balyoz ve askerî casusluk davaları üzerinde gündem dışı söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi Türkiye hukuk anlamında, her anlamda büyük sıkıntılar yaşıyor. 17 Aralık operasyonuyla Türkiye'nin en büyük yolsuzluk ve hırsızlık operasyonu sonrasında askerî davaların, Ergenekon davasının askerî savcısı olan, "Ben bu davaların savcısıyım." diyen Sayın Başbakan bile bunun bir kumpas olduğunu ve önemli şeyler açıklayacağını söyledi.
Değerli milletvekilleri, Türk tarihinde hatırlayın, televizyonlarda çarşaf çarşaf "Çukurambar'da Bülent Arınç'a suikast düzenlenecek." söylemleriyle gazeteler, televizyonlar günlerce meşgul edildi ve ona suikast yapacak subayın o suikast planını yıkanırken yuttuğu bile iddia edildi. Hatta daha da ileri gidildi, Türk halkı sanki gerçekten bir darbe yapılacakmış gibi kumpaslarla... Camilerin bombalanacağı, uçakların düşürüleceği yalanları da söylendi. Bunlar aşama aşama Türk halkının gözleri önünde sergilendi ve bildiğimiz operasyon başladı ve Türkiye'de, Türk hukuk tarihinin en büyük sahte dijital verileriyle, gizli tanıklarıyla, olmayan belgelerle Türk halkının şerefli generalleri, subayları bir bir toplanarak cezaevlerine atıldı. Hatta Sayın Başbakanın ve Cumhurbaşkanının mesai arkadaşı, MGK'daki genelkurmay başkanları dahi şu anda cezaevine atıldı.
Bakın, ben bu hukuk skandalıyla ilgili, bizi çok ilgilendirdiği için Balıkesirli bir hemşehrimin başına gelenleri size söylemek istiyorum örnek olsun diye: Adı, Emrah Küçükakça, şu anda denizaltı üsteğmen. Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; hepiniz annesiniz, babasınız. Bunun hakkında -bu genç hakkında hiçbir soruşturma kararı yok, arama kararı yok- isim benzerliği sebebiyle Emrah Karaca adına arama kararı alınıyor, Emrah Küçükakça'nın evine gidiliyor yanlışlıkla, evindeki bilgisayarlara, hard disklere el konuyor ve bu çocuk, bu genç askerî casusluk, şantaj ve fuhuştan yargılanıyor. Adı hiçbir iddianamede yok, sonradan iddianameye dâhil oluyor ve bu genç şu anda on bir yıl ceza alıyor ve fuhuşlar yargılanan bayanlardan bir tanesine bekâret raporu sunuluyor mahkeme dosyasına. Şimdi, bu dosya onandı, bu çocuklar hakkında yakalama kararı çıkarılacak. Şimdi, elinde vicdanı olan annelere, babalara sesleniyorum, kendi oğullarına iş dayandığında bir günde burada HSYK Yasası'nı çıkaranlara sesleniyorum: Sizde biraz adalete olan vicdan varsa o davaların, o gencecik, masum insanların yeniden yargılanması için adil yargılanma koşullarını, adaleti sağlayacak koşulları yaratmak zorundasınız.
Bakın, onunla da değil sadece, Balyoz davasında 11 no.lu CD, yani darbe planının en önemli CD'sinin sahte olduğunu bizzat TÜBİTAK ortaya koydu. Bakın, o CD'de, darbe olduğunda görev almayı kabul edenler ifade ediliyor.
Değerli milletvekilleri, o darbe planında 115 kişinin henüz o darbe planının yapıldığı tarihte HAVELSAN'da ve ASELSAN'da çalışmadığı açıkça ortaya kondu. Böyle bir sahtekârlık olur mu? Şimdi, gelin, Türkiye'de yeniden adaleti tesis edecek, yeniden yargı bağımsızlığını sağlayacak, gerçekten yargının bağımsızlığını ve adaleti sağlayacak hukuksal düzenlemeleri yapalım.
Bakın, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak Türkiye'nin önüne ileri demokrasi hedefi koydunuz ama geldiğiniz noktada yapılan bütün araştırmalarda, Türk halkının adalete olan güveninin kalmadığı kamuoyu yoklamalarında orta konuyor. Bugün, kendileri için bir gecede İnternet yasalarını, çocuklarına dokunduklarında bir gecede hâkimleri, savcıları görevden alanların ve bizzat Başbakanın ifadesiyle, "Bugün artık geçmişteki bazı yargılamalar üzerinde çok büyük soru işaretlerinin olduğunu daha net görüyoruz." diyor Sayın Başbakan ve Başbakanın başdanışmanı da "Millî orduya kumpas kuruldu." ifadesiyle bu gerçeği ifade ediyor.
Gelin, Türkiye'de gerçek ve eksiksiz bir demokrasiyi, adalete olan güveni bir kez daha tesis etmek için bu yargılamaların; Ergenekon, Balyoz ve askerî casusluk davalarının yeniden adil bir şekilde yargılanmasının yolunu Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bu halkın talebi olarak adil bir yargılama düzenini mutlaka kurmak zorundayız.
SIRRI SAKIK (Muş) - Başka davalar yok mu peki, başka davalar yok mu?
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Evet, onların da tabii ki, hepsinin yargılanmasını...
Adaleti tesis etmek Türkiye Büyük Millet Meclisinin en öncelikli görevi olmalıdır diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)