| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 19.02.2014 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz burada, ifadede bir düzeltme yaptık sadece çünkü Türkçe ifadeye ters düşüyordu verdiğiniz. O sebeple, dedik ki: "Bu kanun hükümleri Bakanlar Kurulu tarafından yürütülür." Ama "Doğru bir Türkçeydi, doğru bir cümleydi; kabul etmiyoruz." dediniz.
Şimdi, değerli milletvekilleri, aslında gerçekten ne yapıldığını, kanun maddelerinin ne kadar doğru çıkıp çıkmadığını, doğru çıkması gerektiğini hepiniz çok iyi biliyorsunuz ama bazı konuları aceleye getirip birdenbire bir kanun çıkarmak istiyorsunuz, "Geç vakitlere kadar da çalışalım." diyorsunuz. Çalışalım, çıkaralım kanunları ama ne gariptir ki çıkardığınız bir kanunu 50 kere değiştiriyorsunuz. Yani, şöyle düşünün: 3/B'yi kaç kere değiştirdiniz? Yine, İhale Yasası'nı kaç kere değiştirdiniz? Yani, çıkardığınız hemen bütün yasalarda muhakkak tekrar bir değişikliğe gidiyorsunuz çünkü...
Muhalefetin aslında sizin için çok değerli olduğu düşüncesine de katılamıyorsunuz. Bizim verdiğimiz önergeler aslında size bir yol çizmeli. Ve, o yol sizi yanlışlardan kurtaracak yoldur; bunu bile anlamıyorsunuz, itiraz ediyorsunuz hâlâ bazı arkadaşlar. Burada verilen önergeler aslında sizin daha doğru kanun çıkarmanız için verilmiş önergelerdir, bunu anlamıyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Biliyoruz(!)
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, yine itiraz ediyorsunuz ama İnternet'te aynı şeyi söyledik.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sizin dediklerinizi kabul etsek kanunlar çorba olur ya.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Mademki İnternet'te aynı şeyi söylediniz, bakın, istediğiniz gibi çıkardınız ama sonunda bir saat sonra geri değiştirmeye kalkıştınız. Önceki yasalardan farkı var mı? Önceki yasalardan da farkı yok.
Bakın, burada "devlet" olmak doğru kanun çıkarmakla eş değerdir. "Devlet" olmak istiyorsanız muhakkak ki yasaları doğru düzgün çıkarırsınız. Ama sizin öyle bir anlayışınız söz konusu değil, bugün söylediğinizi yarın yalanlıyorsunuz. Şimdi, bunu bir kere değil, çok kere yaptınız. Sayın Başbakanın sözünden çıkmanız mümkün değil. Ne isterse burada onun tartışmasız kabulü söz konusu ediliyor. Ama...
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Siz tersini mi yapıyorsunuz?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - E, tabii ki. Şimdi, biz fikirlerimizi söylüyoruz, size diyoruz ki: Bakın, şunları yaparsanız daha doğru bir kanun çıkar. Ama bir tanesini bile ciddiye almıyorsunuz.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Bahçeli, bunun tersini mi yapıyor?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Tabii, Bahçeli bize yetki vermiş, burada Bahçeli'ye danışarak konuşmuyoruz. Anlatabildim mi?
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Başbakan da bize yetki vermiş canım!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, diyelim ki o kanunun değiştirilmesi için verilmiş bir önergeyi kabul etmeniz asla mümkün değil sizin, asla mümkün değil, yapamazsınız. Neden yapamazsınız? Çünkü Başbakan tek yetkilidir, söylediği her şey kanundur. Bu, aslında, nereden bakarsanız bakın, tek lider tarafından yönetilen bir Türkiye demektir. Siz bunu çok iyi biliyorsunuz aslında fakat itiraz etmeniz de söz konusu değil.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Hocam, "Başbuğ"luk kurumu siz de var, bizde yok.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, "Başbuğ" demek, Başbuğun saygısını göstermek ama fikirlerinizi söylememek demek değil, yapmayın bunu.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Başbuğ'un hangi fikirlerini kabul etmiyorsunuz?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ama, bırakın, gene "başıbuğ"dur o, o kelime yine "başıbuğ"dur ama her türlü fikre açıktır o. Çünkü Türklerde "kurultay" denilen bir şey vardır ve orada herkes fikrini söyleme hakkına sahiptir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sayın Hocam, bir konuda itiraz ettiğinizi gösterin de bilelim.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ama sizin bunu yapmanız asla mümkün değildir çünkü Türklerin geleneğinde zaten o vardır, danışma kurulları vardır, atabeylikler vardır ama sizde tek lider vardır yani, bir yerde, tek adam vardır.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Gelenekte varsa niye karşı çıkıyorsunuz bize?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Şimdi, zaten Sayın Başbakan da söylediklerinde istikrarlı değil, bugün söylediğini yarın değiştiriyor.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Onu millet söyleyecek.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Millet söylemiyor, kendisi söylüyor.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Millet söyleyecek Hocam, millet söyleyecek 30 Martta.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, kendisi söylüyor, televizyona çıkıyor, televizyon da resmen çekiyor, "Başkanlık sistemi benim gönlümde vardır." diyor, ardından, on dakika sonra diyor ki: "Ben böyle bir şey söylemedim." Ama videoyu gösteriyorlar, ondan sonra "Hayır..." Bunların hepsi görülüyor.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Her zaman için gönlümüzde yatan bir şey.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yani, şimdi, siz hiçbir zaman yok on yıllık, yok uzak görüşlü yirmi yıllık planlar yapıyoruz demeyin lütfen, çünkü Suriye'de yanıldığınızı Dışişleri Bakanı da açıkladı. Sizin yürüttüğünüz bu tür politikalar günübirlik politikalardır, asla ve asla belli bir plan ve program dâhilinde hareket etmeniz de mümkün değildir.
Hepinize saygılar sunuyorum.