| Konu: | Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 20.02.2014 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Tanal'ın sorduğu sorular... Tabii, örgüt suçu kapsamında dinlemeler kaldırılıyor, bunun 17 Aralıkla irtibatını sordular. Demin de ifade ettim, örgüt suçunun, esasında, dinlenmesi mümkün olmayan pek çok suçu dinlemek için araç, bir dinleme maddesi olarak kullanıldığına ilişkin çok geniş kesimlerde... Sayın Başkan, örgüt faaliyeti çerçevesinde dinlemeler yapılıyor ve örgüt suçu katalogda yer aldığı için, esasında bu kataloğun içerisinde yer almayan pek çok suç, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenebilir suçlardan. Onun için, bunun, katalogda yer almayan pek çok suçtan dolayı da vatandaşlarımızın dinlenmesine yol açabilecek bir araç, dinleme maddesi olarak kullanılma ihtimali uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Esasında, örgütten dinleme yapılıp takipsizlik verilen veya başka suça girerek iddianame düzenlenen, mahkemesinde yargılama sonucunda ilk derece mahkemesinin örgütten değil, başka nedenden ceza vererek karara bağladığı, temyiz aşamasında da hakeza bozduğu dosyaları yan yana koyduğumuzda, esasında, bu maddenin uygulamada dinlemenin kapsamını genişleten bir unsur olarak kullanıldığı değerlendirmesini yapmak mümkündür. Bu, bir defa, devreden çıkarılarak dinleme kapsamının kanunun öngördüğü suçlar dışına çıkarılması önlenmektedir.
İkincisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçların zaten büyük bir kısmı dinleme kapsamındadır, onlar dinleniyor, ayrıca örgütten dinleme yapmanın da bir manası bulunmamaktadır. Bir de pek çok suç -dediğim gibi- bunun kapsamına sokulduğu için sonsuz bir dinleme şeyi de vardı. İlanihaye hiç dinlenmemesi gereken suçlarla ilgili örgütle bağlantılı diye dinleme yapılması gibi arzu edilmedik uygulamalardan herkes şikâyet etmektedir. Bu, bununla tamamen ilgilidir, devam eden soruşturmalarla bunun uzaktan yakından herhangi bir ilgisi yoktur.
Tabii, bizim CMK 250'de, TMK 10'da düzenlenen veyahut da DGM'ler diye bildiğimiz mahkemeler ihtisas mahkemeleri, biz hep öyle değerlendirdik ama bu mahkemelerin özel soruşturma usullerinin olması, özel kovuşturma usullerinin olması esasında özel bir mahkeme olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Eğer, sadece şunu yapsaydık, hiç usulde, soruşturma ve kovuşturmada farklılık olmadan belli bazı suçlara bazı mahkemeler bakmış olsaydı o zaman bunlara ilişkin "Bunlar özel mahkemedir." değerlendirmesi belki yapılamazdı ama bu kalkmadan sonra, bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra, eminim ki, ağır ceza mahkemelerinde bu davaların görülmesi, uygulamada zaten belli mahkemeler üzerinde bir yoğunlaşma oluşturacaktır. Hepimiz biliyoruz ki belli davalar belli mahkemelerde, özellikle 1-2 ağır cezanın olduğu yerlerde -çok olan yerlerde farklı olabilir ama 1 tane, 2 tane ağır cezanın olduğu- belli sayıda olan yerlerde o manada suçların belli mahkemelerde görülmesi mümkündür. Tabii, Türkiye'de ihtisas mahkemesi çok. İşte, ticaret mahkemesi, iş mahkemesi, başkaca mahkemeler var, bunlar ihtisas mahkemeleri; ülkemizde de var, başka ülkelerde de var. Ama, suç soruşturması ve kovuşturması konusunda Türkiye'de artık farklı bir yargılama yapma imkânı olmayacaktır. Bütün mahkemeler soruşturma ve kovuşturma usulü bakımından eşitlenmiştir.
Sayın Köse "Bakanların çocukları yargılanınca mı kaldırılması lazımdır?" şeklinde veya başka arkadaşlar da sordu "Onlara, bakanlara, size dokununca siz bunu kaldırmayı gündeme getirdiniz." şeklinde. Siyasal bir değerlendirmedir bu bana göre, hukuksal bir değerlendirme değil. Esasında, bakarsanız, Ceza Muhakemesi Kanunu 250'ye göre kurulu özel yetkili mahkemelerin kaldırılması da 2012 yılında yapılmıştı; o zaman başka değerlendirmeler yapıldı. Eminim, bu olaylar olmasa, başka bir zamanda bu kaldırma yapılsaydı, o zaman da başka birtakım siyasal değerlendirmeler yapılacaktı. Bunun önüne geçme imkânımız yok. Burada doğru olan şey, bu kaldırma doğru mudur, yanlış mıdır? Hepimiz ittifak hâlinde diyoruz ki: "Bu mahkemelerin kaldırılması, özel savcı, özel hâkim, özel soruşturma, özel kovuşturmaya son verilmesi doğrudur." Biz bu doğru olanı yapıyoruz. Ayrıca, bilmenizi isterim ki devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla bunun hiçbir alakası yoktur çünkü bu soruşturmaların hangi mahkemelerde görüleceği, davaya dönüştüğü zaman, henüz belli değildir. Eğer soruşturmalar TMK 10 kapsamındaki mahkemelerde davaya dönüşürse, ha, o zaman diyebiliriz ki: "Bak, burada yargılanıyorlardı da bunu onun için yapıyorlar." Ama şu anda soruşturma devam ediyor, hangi mahkemeye gideceği de belli olmayan bir aşamada böyle bir değerlendirmeyi yapmanın yanlış olduğunu ifade etmek isterim.
Tabii, Türkiye'de, devlet içinde görev yapan insanların -Sayın Köse'nin soruları- farklı düşüncelere, inançlara, fikirlere sahip olması normaldir. Bizim, bu, bir zenginliğimizdir. Bütün kamu görevlileri, görevlerini yaparken Anayasa'ya, kanuna ve yürürlükteki mevzuata uygun olarak görevlerini yapmalı, hiyerarşik amirlerinden talimatları almalı, ona göre hareket etmelidir. Eğer, kamuda görev yapanlar Anayasa ve yasalara uygun görev yapma yerine başka saiklerle hareket etmeye başlarsa, hiyerarşik amirleri yerine başkalarından talimat alarak iş ve işlemler tesis etmeye başlarsa, bu, hukukun dışına çıkmaktır. Bugün iktidarda AK PARTİ, siz olabilirsiniz, başkaları olabilir... Hiçbir meşru iktidar Anayasa ve yasaların dışına çıkanlara göz yummaz, göz yummaması da lazım. Bu devlet hepimizin, bu devletin içinde kamu görevi yapanlar da bu millete hizmet eden kamu görevlileridir, yasalara uygun bu işi yapmalıdır. Yasanın dışına çıktığı zaman da, yasalar onları yasanın içine çekecek uygulamalar neyse onu öngörür, onlar da yapılır.
Tabii, bir örgütten bahsedildi, elbette bir değerlendirme yapılıyor. Pek çok kişi devlet içerisinde devletleşmek isteyen bir örgütsel yapıdan bahsediyor, değerlendirmeler yapıyor ama böyle bir suç örgütü var mıdır yok mudur, bunun nitelemesini benim yapmam mümkün değil. Siyasal bir değerlendirme yapılabilir ama buna dair nitelendirmeyi soruşturma evresinde cumhuriyet savcıları, kovuşturma evresinde de mahkemeler yapacak ve bizim yetkimiz olmayan bir alanda suça dair kesin hüküm içeren böyle bir değerlendirme yapmamız doğru olmaz, onu ifade etmek isterim.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Başbakan değerlendiriyor, Başbakan yapıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Başbakanımızın değerlendirmeleri siyasal değerlendirmelerdir.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - "Suç örgütü" diyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Burada arkadaşlarımızın bu kanuna dönük değerlendirmeleri -hukuki olan kısımları bir yana, siyasal değerlendirmeleri- neyi içeriyorsa Sayın Başbakanımızın yaptığı da siyasal bir değerlendirmedir, öyle görülmesi lazım.
Tayinlerle ilgili hususta şunu ifade etmekte fayda görüyorum: Esasında, hepimiz biliyoruz ki bir yere vali atandığı zaman, vali, valiyle beraber çalışan vali yardımcılarının iş bölümünü kendine göre değiştiriyor.
Bir ile emniyet müdürü atandığı zaman, emniyet müdürü, kendi yardımcılarını, şube müdürlerini ve oralarda çalışanları kendi iç düzenlemesine uygun bir şekilde değiştiriyor. Bu, Türkiye'de esasında rutin bir uygulama. Her dönemde, bir yere yeni emniyet müdürü, yeni vali atandığında, onlar bu anlamda düzenlemeler yaparlar. O zaman, müdür yardımcısını değiştirdiğinde kamuoyunun dikkatini çekmez veya trafikte çalışan bir polisi asayişe, TEM'de çalışan bir polisi başka bir yere verdiği zaman, kimse "Siz bunu niye yapıyorsunuz?" demez...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - İstanbul Başsavcısı olağan değişmedi Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...ama şimdi, bu olaylar siyasal birtakım tartışmanın gündeminde yer aldığı için, rutin olarak, yeni atanan emniyet müdürlerinin veya valilerin, kendi çalışma arkadaşlarına ilişkin yasalar çerçevesinde yaptığı değerlendirmeler, sanki insanlar görevden tamamen el çektiriliyormuş...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, benim sorduğum bir soru vardı, ona cevap verir misiniz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...memurluktan atılıyormuş gibi değerlendirmeler yapılıyor. Yani İstanbul'un içinde çalışan bir polis memuru, TEM'de çalışıyorsa, terörle mücadelede çalışıyorsa asayişe veriliyor...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, soruma cevap... 18 saniye kaldı.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...yani il aynı il, emniyet teşkilatı aynı teşkilat, ona terörle mücadelede çalışma görevi veren...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, soruya cevap... 8 saniye kaldı.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...emniyet müdürlüğü aynı emniyet müdürlüğü, asayişe gönderen emniyet müdürlüğü aynı görevli; sanki bunlar bambaşka işlermiş gibi bir çarpıtma yapılıyor, bunu özellikle ifade etmek isterim.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, süre bitti, soruya cevap vermediniz. Sayın Bakan, İstanbul Başsavcısı göreve başlamadan sizinle görüştü mü, bir talimatınız oldu mu...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bunlar her zaman olan şeylerdir; kaldı ki, idari işlemlerle ilgili yargıya başvurmak da her zaman mümkündür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, Kabataş yalanını uyduran arkadaşla ilgili suç uydurmaktan soruşturma açıldı mı? Cevap verin lütfen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kabataş'la ilgili konuda bir yalandan siz bahsediyorsunuz ama ortada adli tıp raporu...
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Bakanım, bir sonrakinde cevaplarsınız.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Külliyen yalan. Adli Tıp raporu darba ilişkin, insan tacizine ilişkin değil, kamuoyunu yanıltmayın. Darp, üç gün sonra alınan basit ekimoz Sayın Başkan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...ondan sonra da beyanlar var ama birtakım televizyon görüntüleriyle insanları suçlamak fevkalade yanlıştır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - O kızı da siyasete kurban ettirdiniz, vallahi bravo! Kıza günah oldu.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bakın, siz karar veriyorsunuz, hüküm veriyorsunuz ama bir hanımefendi gelip diyor ki: "Böyle böyle yapıldı." Ve darp izlerine ilişkin rapor alıyor...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Yalan diyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...raporlar dosyasında duruyor.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Yalan diyor. Yalan diyor. Rapor basit müessir fiil...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - İşte, siz onları söylüyorsunuz ama dosya onları söylemiyor.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - "Görüntüler var." dediniz Sayın Bakan, "Görüntüler var." dendi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Onun için de bakın, böylesi bir hadisede bu çirkinlik karşısında herkesin tavır alması gerekirken bir hanımefendi üzerinden siyasal kavga yapmak doğru değildir.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - "Görüntüler var." dendi Sayın Bakan.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Onu yapan insan değil ama o yalanı uydurarak toplumu bölen de insan değil.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yalanı uydurduğunu nereden biliyorsunuz siz?
BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Nereden biliyorsunuz, öyle şey mi olur?