GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:65
Tarih:20.02.2014

AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Terörle Mücadele Kanununun 10'uncu Maddesi Uyarınca Kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin Kaldırılmasına ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ceza hukukunun temel amacı insan hakları ihlallerine yol açmadan maddi gerçeğe ulaşmaktır. Ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları sırasında altına imza koyduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde belirtilen adil yargılanma hakkı ile Anayasa'mızın 36'ncı maddesinde ifadesini bulan "Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." ilkesi gereğince temel hak ve hürriyetlerle ilgili sınırlamaların makul ve ölçülü olması gerekir. Suçsuzluk karinesi, susma hakkı, silahların eşitliği dediğimiz iddia ve savunma arasındaki denge ve savunma hakkı ceza soruşturmalarında ve kovuşturmalarında göz önünde bulundurulması gereken, hukuk devletinin gereği olan en önemli ilkelerdir. Adil yargılanma konusunda ülkemizde yaşanan tartışmaların başında, devlet güvenlik mahkemelerinin varlığı hep tartışılmıştır. 1999 yılında devlet güvenlik mahkemelerindeki asker üye kaldırılmış, AK PARTİ Hükûmeti döneminde de 2004 yılında devlet güvenlik mahkemeleri tamamen kaldırılmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu 250 ve Terörle Mücadele Kanunu 10'la varlığını özel yetkili ağır ceza mahkemeleri olarak bugünlere kadar devam ettirmişlerdir.

Hukuk devletinde, kanun koyucu, ceza yargılamasına ilişkin kurallar belirleme ve bu çerçevede mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi, yargılama usulleri ve yapısı hakkında Anayasa kurallarına bağlı olmak şartıyla ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi yapma yetkisine sahiptir. Nitekim Anayasa'nın konuyla ilgili 142'nci maddesinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği açıkça hüküm altına alınmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifle 6352 sayılı Kanun'un geçici 2'nci maddesiyle görevlerine devam eden ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesiyle kurulan ağır ceza mahkemeleri kaldırılmaktadır. Bu durum, ülkemiz hukuk tarihi bakımından ve ceza yargılamamız açısından büyük bir reformdur. Artık Türkiye'de özel yetkilerle donatılmış, mahkemeler arasında hiyerarşik bir görüntü sergileyen, uyguladıkları özel soruşturma ve kovuşturma usulleri nedeniyle adil yargılanma ve insan hakları açısından sürekli eleştirilen yargı kurumları ve soruşturma makamları olmayacaktır. AK PARTİ iktidarının 2002 yılından bu yana devam eden demokratikleşme çabalarının en önemlisi olarak tarihe geçecek bu değişikliği Meclisimizin gündemine alması ve kanunlaştırması insan hakları karnemiz açısından da çok olumlu bir gelişme olacaktır.

Teklifle uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'mızdaki temel ilkeler de göz önünde bulundurularak Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nda ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikler ceza yargılamasından beklenen yarar ile verilmesi ihtimal dâhilinde bulunan zarar arasında makul bir oranı arayan, oransızlık durumunda işlemin yapılmaması gereğini öngören olumlu değişiklikler içermektedir.

Bu kapsamda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan bazı koruma tedbirlerinin yeniden düzenlenmesiyle iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirleri bakımından yapılan değişiklikler kişi güvenliği ve adil yargılanma hakkı ilkelerine daha uygundur. Yapılan değişikliklerle koruma tedbirlerine ilişkin karar alma süreci daha etkin bir denetime kavuşturulmakta ve tedbirlerin uygulanacağı süre daraltılmaktadır. İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme ve taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma tedbirlerinin hangi suçlar bakımından uygulanacağı kanunda açıkça belirtilmiştir. Bu tedbirlerin uygulanacağı suçlar arasından Türk Ceza Kanunu 220'deki örgüt kurma suçu çıkarılmak suretiyle anılan madde kullanılarak katalogda bulunmayan suçlar bakımından bu tedbirlerin uygulanma ihtimali ortadan kaldırılmaktadır. Çünkü TCK 220'deki, bir örgütün işleyebileceği suçların zaten önemli bir kısmı katalogda yer almaktadır.

Özel hayatın gizliliğinin korunması açısından ve kişisel verilerin korunması açısından teklifle getirilen cezalardaki artış da yerinde değişikliklerdir. Geçen yıl Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün parti gruplarının verdiği önergelerle kurulan haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğine ilişkin ihlallerin tespiti, araştırılmasıyla ilgili kurulan araştırma komisyonunun sonuç raporunda da kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin olarak bugünkü bu teklifte yer alan cezaların artışıyla ilgili, iletişimin tespitiyle ilgili sınırlamalar tamamen bütün partilerin komisyon raporunda sonuç bölümüne yansıttığı düşüncelerdir. Bugün bu düşüncelerin kanun teklifiyle hayata geçirilmesi olumlu bir değişikliktir.

Yine, gözaltı, tutuklama, arama ve el koyma gibi koruma tedbirlerine başvurulması açısından somut delil kriterinin getiriliyor olması, soyut birtakım şüpheler nedeniyle bu tedbirlere başvurulmasının ve kişi hürriyeti ve güvenliği ile mülkiyet hakkının zedelenmesinin önüne geçilmektedir.

Değerli milletvekilleri, uzun tutukluluk süreleri ülkemizde hep eleştirildi, hemen hemen her gün bir milletvekilimiz, birkaç milletvekilimiz bu kürsüden uzun tutukluluk sürelerini hep eleştirdiler, Türkiye'nin artık bundan kurtulması gerektiğini ifade ettiler. İşte, bugün yaptığımız bu düzenleme aslında tarihî bir düzenleme, tarihî bir değişiklik. Teklifle bu sorun gideriliyor. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesinde yer alan tutukluluk süresinin bazı suçlar bakımından 2 kat uygulanacağına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırıldığından, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bütün suçlar bakımından azami tutukluluk süresinin beş yıl olarak uygulanması sağlanarak yıllardır eleştiri konusu olan bir husus düzeltilmektedir.

Teklifle getirilen önemli bir değişiklik de müdafinin dosyayı inceleme yetkisi açısından mevzuatımızdaki kısıtlamaların ortadan kaldırılmasıdır. İddia ve savunma makamları arasında iddia ve savunma faaliyetinin gereği gibi yapılmasına engel olacak bir ayrım ortadan kaldırılmakta, silahların eşitliği ilkesi gereğince müdafinin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması sağlanmakta, müdafinin soruşturma evresinde hiçbir kısıtlama olmaksızın dosya içeriğini inceleyebilmesi ve istediği belgelerden örnek alabilmesi sağlanmaktadır. Bu konudaki mevzuattaki kısıtlamalar da bu teklifle ortadan kaldırılmakta ve yerinde bir değişiklik yapılmaktadır savunma hakkı açısından.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifi hukuk devleti ilkesi açısından, kişi güvenliği ve insan hakları açısından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ve Anayasa'mızda belirtilen adil yargılanma ve savunma hakkı açısından çok önemli iyileştirmeler içermektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle, teklifin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)