GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:65
Tarih:20.02.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygıyla selamlıyorum.

Başbağlar köyü, Eruh başta olmak üzere, aslında eli kanlı olanların kimler olduğunu çok iyi biliyoruz, elinden kan damlayanlar PKK'lılar. Bunun göz ardı edilmesini söyleyemeyen insanlar, tutup başka eli kanlılardan söz ediyorlar. Öncelikle bunu belirtmek isterim.

Öte yandan, biz hiçbir zaman "Kürtler katlediliyor, Türkler katlediliyor." demiyoruz; bu ülkenin vatandaşları, Türk olsun, Kürt olsun, kim katlediliyorsa onun karşısındayız, "Hukukun üstünlüğü esas olmalıdır." diyoruz.

Şimdi, burada asıl söz aldığım madde, kişisel verilerin korunması. Evet, bu konuda, biliyorsunuz, uluslararası nitelikte bir kanun tasarısı vardı. Bunun AKP tarafından bugüne kadar kabul edilmediğini hepimiz biliyoruz. Yani, Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nı kabul etmeyen Hükûmetin, iş kendilerine geldikten sonra birdenbire aslan kesilip bununla ilgili karar çıkartmaya kalkışmaları... Bundan üç sene önce çıkan birtakım kasetler söz konusu edildiğinde, o zaman neden harekete geçmediniz, neden bununla ilgili kanun tasarılarını gündeme getirip çıkarmadınız veya bunlarla ilgili bugüne kadar ne yaptınız? Bunların cevabını verebilir misiniz? Tabii ki vermeniz mümkün değil. Dolayısıyla, bu gibi kanun tasarıları, sadece kendinize yontulan bir biçimde ortaya konuyor. Nitekim, İnternet yasasıyla ortaya koyduğunuz, aslında kişisel verilerin servis sağlayıcıları tarafından iki yıl müddetle korunması meselesi de çok güzel bir fişlemeyi gündeme getiriyor. Siz bu fişlemeyi içinize sindirebiliyor musunuz ve bu kanunla ne kadar uyuşabiliyor?

Değerli milletvekilleri, aslında bugün çok bomba gibi bir iddia basına yansıdı. Bu iddiada şunlar ifade ediliyor: TÜBİTAK BİLGEM Dairesi Başkanı Doktor Hasan Palaz birtakım iddialarda bulunuyor. Bu, göz önüne alındığında, aslında kişisel verilerin korunmasının ve İnternet'e düşen birtakım bilgilerin ne kadar sağlıklı olarak kamuya yansıyıp yansımayacağı da bununla söz konusu olacak. Bunun yalanlanacağını zannetmiyorum çünkü bire bir hadiselerin meydana geldiği bir gerçek.

Hasan Palaz şunları söylüyor: "Ocak 2002'de, Millî İstihbarat Teşkilatından gönderilen bir dinleme cihazının -ki daha sonraki gelişmelerden, Başbakanlıkta bulunan böcek olduğunu öğrendiğim- incelenerek kaynağı ve ömrü konusunda bilimsel rapor hazırlamam istendi. Fiziksel ve kimyasal çalışmalarla yapılan bilimsel incelemeler ve analizlerin sonucu hazırladığım rapor, 2012 yılı Ocak ve Mart aylarında MİT'e teslim edildi. Ardından, 2012 yılı içinde aynı konuyla ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulundan gelen çağrı üzerine bilgi verdim ve uzmanlık görüşümü ifade ettim. Kasım 2013'te Başbakanlık Teftiş Kuruluna aynı konuyla ilgili olarak tekrar çağrıldım ve yeniden bilgime başvuruldu. Ben de bir kez daha TÜBİTAK'ta yapılan test ve analiz çalışmalarını 2012 yılında olduğu gibi anlattım. Bu görüşmeden anladığım, TÜBİTAK raporundan çıkan bilimsel ve objektif sonuçların beklentiyi karşılamadığı ve bundan memnun olunmadığıydı. İkinci kez bilgime başvurulmasından sonra, etkili bazı kişilerce, TÜBİTAK BİLGEM'in verdiği raporun içeriğinin beklentiyi karşılamadığı, raporu tekrar istenen şekilde hazırlayıp sunmazsam görevimden alınacağım tarafıma bildirildi. Bu beklenti, böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesinin istenmesiydi. Yani, bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masabaşı tahrifat yapmam istendi. Aksi hâlde, birilerinin adamı olarak fişlenip görevden alınacağım belirtildi." Sonuç olarak, adamcağız görevinden alınmış durumda. Kim tarafından alındığı da belli, yeni bakan olan... Yani "Tarafıma iletilen mesaj ve baskıların sonucu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Bey'in değişmesiyle hemen görevimden alındım." diyor.

Şimdi, dolayısıyla, eğer, bu iddialar tamamen doğruysa ki doğru olduğu büyük ölçüde belli; şimdi, bu iddialar doğruysa -ki araştırılması gerekir- aslında, gerçekten, sadece sansür meselesi değil, bilimsel birtakım raporlara da Hükûmet tarafından nasıl müdahale edildiği ortaya çıkar ki, bu da bir vahim durumdur.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)