GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:65
Tarih:20.02.2014

ERDAL AKSÜNGER (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yasa dışı dinlemelerle ilgili bu Meclis çatısı altında zaten bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Bu kadar yasaya da ihtiyaç yok zaten, yasayı takmayan bir iktidar olduğu için bu yasalara ihtiyaç yok. Neden yok?

Şunu söyleyeceğim: Biz, Emniyet İstihbarat teşkilatı ve Millî İstihbarat Teşkilatında bununla ilgili belli araştırmalar yaptık veya yaptığımızı zannettik. Çünkü, bizi, yasamanın üyesi olan milletvekillerini alladılar pulladılar, resmen enayi yerine koyup kapıdan geri gönderdiler. Niye? Biz bunları nasıl kandırırız diye bakıyorlardı. Gerçekten de öyle ya, ben bunu orada hissetmiş bir adamım.

Şimdi, yasa dışı dinlemeleri araştırıyorduk. Ne olması lazım? Dışarıda böyle kocaman bir örgüt olması lazım, milleti kodlayan, fişleyen. Öyle değil mi, böyle bir şey olması lazım. Aslında böyle bir şey yoktu. Niye yoktu? Çünkü, ne Emniyet İstihbarat teşkilatı ne de Millî İstihbarat Teşkilatı böyle bir örgüt aramıyordu zaten. Bu işlerin bizatihi olarak oranın içerisinde suistimallerden kaynaklandığını herkes biliyordu, oradaki bütün üyeler de bunu anlamıştı.

Bununla ilgili raporlar yazılırken aslında dalga geçer gibi bazı şeyler yazıldı oraların içerisine, biz belli şerhlerimizi zaten söylemiştik. Bu, bu kadar büyük dinleme operasyonları veya bu kadar çok fişlenme işi devletin imkânları olmadan yapılamaz; kimse yapamaz böyle bir şeyi, imkânsız bunlar. Yoksa, dışarıda 2 tane vatandaşı -küçük küçük böcekler koyup- bir vesileyle dinlemek, etmek, bunlar zaten anormal şeyler değil ki, İnternet'te bile satıldığını herkes biliyor bunların. Bir kişi bir başka kişinin masasının altına zaten bunları koyar. Bunları aramıyoruz ki, devasa bir operasyonla ilgili olarak devasa bir örgüt arıyorduk ama böyle bir örgüt yoktu çünkü bu örgütün kendisi devletin içine yerleşmiş olan, kademeli olan, bir vesileyle birbirine başka türlü bağlı olan insanlar bütünlüğüydü ve bir başka yerden besleniyor muydu, onu kimse bilmiyordu.

Şimdi, yoksa şöyle bir durum var mı? Mesela, örnek -bu, İnternet'le ilgili söylendiğinde, 2006'larda, 2007'lerde çok komik şeyler yaptılar bu memlekette- Diyarbakır'da 250 bin insanın çocuk pornosu aradığı iddia edildi. Zaten orada İnternet'in penetrasyonu neydi ki böyle bir şey çıkarttınız? O da başka bir kılıftı aslında bir tarafından bakıldığında. Niye? Birilerini fişlemek amacıyla. Aynı şeyler bir başkaları için yapılıp Ergenekon'da, Balyoz'da da yaratıldı aynı davalar. Bunların hepsi, o dinleme komisyonu raporlarında yazıldı.

Ayrıca, başka bir şey söyleyeyim. Bu ülkenin Emniyet İstihbarat biriminin başında olan insanlar dedi ki: "Bizim araçlarımız şu kadar vardı, o araçlar yok." Kimse araştırmadı. Kim çalmış bu araçları, bu dinleme araçlarını kim, nereye götürmüş, kimse bununla ilgilenmedi. Kanun var, dünya kadar kanun var zaten, o kanunlara uyan yok ki ortada yeni kanun çıkarılsın.

Ayrıca, şöyle bir şey daha yaşandı bu memlekette: Kod adlarıyla, "Reşo" kod adıyla veya bir sürü kod adlarıyla insanlar, hâkimlerin üzerine... Kolluk kuvvetinin savcıya getirip, savcının da hâkimin önüne götürüp imzalattığı ve aylarca dinlediği olayları belgelendi orada. Bunu bizatihi olarak bir sürü insan anlattı. Peki, bunlarla ilgili soruşturma yapıldı mı? Yapılmadı. Bir soruşturma komisyonu kuruldu mu? Kurulmadı çünkü kimin yaptığını; kimin, kimin için yaptığını herkes biliyordu. Ama, kimin işine geliyordu, ona bakmak lazım, yani kim bunları destekliyordu? Bir tarafında derin devletten bahsediliyor, yeni gelen paralel örgütten bahsediliyor. Bunlar kol kola mıydı da ayrıldılar, başka bir devlet mi vardı ortada? Neden insanlar çıkıp bunları, o komisyon raporunda dalga geçer gibi bazı şeyleri yazdılar? Bir aya daha ihtiyacımız vardı ki bazı şeyleri yapmaya etmeye, neden onlar engellendi, kim engelledi bunların hepsini? Şimdi, bu sorular cevaplarını bulmadığı sürece bir sürü kanun yapsanız ne olur? Bunların hepsini yapsanız diyelim, kanunlar çiğnenerek yapıldı bunların hepsi zaten. Yani, Türkiye öyle şeylere şahit oldu ki, orada, Komisyonda adamın biri geldi -çok yetkili bir adam- dedi ki: "Bu dinlemeyle ilgili konularda borsa manipülasyonları yapılıyor, ihalelere müdahil olunuyor." Kim söyledi bunu? Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı yapmış kişi kendisi bizzat söyledi ve bunlar araştırılmadı, bunlar sadece oraya buraya yazıldı, çizildi ve sizi de hiç ilgilendirmiyor demektir, ben öyle algılarım çünkü bundan sonrasını. Biz şerhleri koyduğumuzda "Bunun yanı sıra şu adamlar dinlensin." dedik, onlar dinlenilmedi. Ya, bundan daha altı yedi ay önce bunları yaptık biz, bugün dönmüş birileri bununla ilgili ağlıyor. Niye ağlıyorsunuz ya? Bir ayda komisyonu kaçırdınız bir tarafından da. E, niye? Hepimiz için bu gerekli değil miydi, bu ülke için gerekli değil miydi yani bunların hepsi? Bir sürü ihalenin... Bizatihi olarak Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış adam dedi ki: "İhaleleri bir vesileyle manipüle etmek için bir çete kurulmuş vaziyette ve bu emniyetin içerisinde var. Siz bunu çözemezsiniz. Bugün gidersiniz, yarın sizi kandırır gönderirler." Kendisi bizzat söyledi bunun hepsini. E, şimdi kanun yapacaksınız bunları önleyelim diye. O hâkimlerle, bunlara imza atan hâkimlerle ilgili olarak soruşturma yaptınız mı? Yok. İşinize geldiği zaman yapmadınız çünkü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) - O yüzden, kaç tane kanun yaparsanız yapın, çiğneyen kendiniz olduktan sonra hiçbir anlam ifade etmez.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Bence de.

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)