GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:66
Tarih:21.02.2014

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın milletvekilleri, hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Bu görüşülmekte olan kanun teklifinin 4'üncü maddesinde yer alan "2018" ibaresinin "2023" şeklinde değiştirilmesini talep ediyoruz. Aynı zamanda, 2023 yılı sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesna tutulması amaçlanmaktadır diyoruz. Şimdi, yani bu, çiftçi için yapılan bir şey. Fakat çiftçinin bir derdi bu değil. Yani, bu çiftçinin yarasını emlemez ve hiçbir derdine çare olmaz. Çiftçi yanmış, bitmiş, narenciyeci rezil olmuş, efendime söyleyeyim, diğer kesimler, buğdaycı, pamukçu, bunlar masraf ve girdilerin altında eziliyor. Arkasından, Ziraat Bankası çiftçiden kulüpçü faizi alıyor. Yani, kulüpçü faizini bilir misiniz, bilmem; peşin. Akşam parayı kaybedince kulüpçüden para alıp ister, senedini imzalar, faizini peşin alırlar. Ziraat Bankasının kulüpçülerden bir farkı kalmamış.

Şimdi, hâl böyleyken çiftçiden ipotek olarak artık ev istiyor, arsa istiyor. Yani, çiftçide ev, arsa kalmış mı ki verecek bunu? Vermeyene vermiyor. Böyle bir ortamda biz oturmuş bunları konuşuyoruz.

Sayın milletvekilleri, tabii, biz bu gece, gecenin bu saatinde bunları konuşurken, bu çok önemli meseleleri torbaya, çorbaya çevirip bu Meclise getirirken, bunun üzerinde konuşmalar yaparken, şu anda, gece bu saat itibarıyla, an itibarıyla Türkmenler perişan. Bizim esas bunları konuşmamız lazım ama Hükûmette kaba tabiriyle "tık" var mı? Yok. İşte, Sayın Beşir Atalay burada, kriz masasından sorumlu. 100 binlerce Türkmen perişan. IŞİD'in, yani Türkiye'nin desteklediği, bir zamanlar kucak açtığı El Kaide ve El Nusra'nın bir türevi olan IŞİD'in zulmü altında inliyor. Türkmen kadınları perişan, Türkmen çocukları perişan ama Hükûmetten ne var? Ses yok. Tam tabiriyle "tık" yok. Hadi, varsa Sayın Bakan gelsin, burada anlatsın Sayın Beşir Atalay.

"Yardım gidiyor mu?" söylendiği zaman: "Efendim, gidiyor. Gizli." O kadar gizli gönderiyorsunuz ki bu yardımı, Türkmenin bile haberi olmuyor. Yani, insaf, insaf edin. Mısır'da Esma'ya dökülen gözyaşları Türkmen'in Esma'sına gelince niye kuruyor?

MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Kurumaz, kurumaz.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Kurumuş, gitmiş. Sayın Başbakanın ağzından böyle bir cümle duyabiliyor muyuz? Türkmenlerin kendisi öldürülüyor, kadınlarının ırzına geçiliyor ve kelleleri duvarlara asılıyor, Türk medyasında bir tek kare yok. Ben bunları burada söylemek zorunda kalıyorum. Konuyla ilgisi yok ama biz konuşmazsak, burada konuşmazsak nerede konuşacağız? 40 defa dedik, burada geldik konuştuk, "Bakın, bu yaptıklarınızın sonunda Türkmenler perişan olacak." dedik, oldu, yüzbinlerce Türkmen perişan orada. Ne yapıyor Hükûmet, nerede? Nerede Sayın Davutoğlu? Hiçbir şekilde hiçbir yerle sorunu olmayan ve Suriye'de huzur içinde yaşayan Türkmenleri savaşın ortasına atan Sayın Davutoğlu nerede, teşvik eden Sayın Davutoğlu nerede? Türkmen'e "Yürüyün, arkanızdayız." diyen Sayın Davutoğlu nerede, ne yapıyor, ne iş yapıyor? Bu meseleyi anlatmak için randevu istedik. Dokuz günde randevu vermedi. Kendimiz yazılı olarak bu randevuyu iptal edince hemen arandık "Efendim, randevudan haberimiz yoktu..." Peki, iptalden beş dakikada haberiniz oldu. İşte, bu kadar ilgili, bu kadar bilgili Sayın Davutoğlu Türkmen meselesinde.

Değerli arkadaşlar, bu mesele Hükûmetin utancıdır. Ben içinizde birçok milletvekilinin de en az bizim kadar hassas olduğunu biliyorum, üzüldüğünü biliyorum ama haberiniz olsun, Türkmen katlediliyor ve bundan Türkiye sorumlu, Sayın Davutoğlu sorumlu.

Ve son olarak şunu ifade etmek istiyorum, belki bundan utanırız, belki bu, gücümüze gider: Türkmen, orada PKK'nın türevi, uzantısı olan PYD'ye muhtaç duruma gelmiş. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Hükûmeti bundan utanmalıdır.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)