| Konu: | DARBELERE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 25.02.2014 |
OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 12 Martta yapmak istediğim bir konuşmayı yapıyorum, darbeler üzerine. Bir iktidar var, sürekli olarak darbe mağduru siyaseti yapan ve üstelik de karşısındaki partileri, başta Cumhuriyet Halk Partisi ama Türkiye'nin sol aydınlarını darbecilikle suçlayan.
Şimdi, ben bu darbelerden en çok yararlanan akımın dinci siyaset olduğunu bir kere burada söyleyeceğim ve bunun aynı zamanda darbe çağrısı yapmaya kadar vardığını da göstereceğim.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Öyle bir siyaset yok!
OĞUZ OYAN (Devamla) - Bakın, şimdi size 12 Mart öncesinde, 16 Şubatta yayınlanan "Yeniden Millî Mücadele" adlı bir dergiyi gösteriyorum. Derginin manşetinde Tağmaç ve altında "Komünistlere Karşı Ordu Millet El Ele." Bunun içinde çok ilginç isimler var, bu yazarları arasında yani Aykut Edibali, Cemil Çiçek, Melih Gökçek, Taha Akyol, Atilla Yayla, Hüseyin Gülerce, Ali Müfit Gürtuna gibi ve bunun içinde bir mesaj var, çerçeve içine alınmış, Cemil Çiçek'ten gelen mesaj. O sırada Cemil Çiçek, Mücadele Birliği İstanbul Sancağı İdare Heyeti adına söylüyor ve Tağmaç'ın Kurban Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesaja desteğini ve bağlılıklarını iletiyor ve orduyu bu derginin başyazısından itibaren göreve çağıran bir mesajlar dizisi var.
Değerli arkadaşlarım, kim darbeci, kim darbeleri teşvik etmiş, kim darbelerden çıkar sağlamış, bunu bir kez daha düşünmekte yarar var. Tabii, bu darbeler Türkiye'de her zaman antikomünizm üzerinden, antiterör söylemi üzerinden yapılmıştır ama her zaman dini kullanmıştır. 1980'de Evren'i hatırlayın, elinde Kur'an'la mitinglerde dolaştığını.
1971 darbesiyle ilgili size bir ilginç şey daha söyleyeyim. 1971 darbesinden, 12 Mart muhtırasından sonra Hava Kuvvetlerinin uçağıyla Necmettin Erbakan yurt dışından getirilmiş ve siyasete sokulmuştur. Yani bu, nasıl bir illiyet bağlantısı olduğunu bir kez daha bize gösteriyor.
Gelelim 1997 28 Şubata. 28 Şubat sürecinden sonra, Refah Partisinin kapatılmasından sonra yerine Fazilet Partisi kuruluyor. Peki, Fazilet Partisinin içinde iktidar mücadelesi veren Abdullah Gül ve Necmettin Erbakan'dan, bu mücadeleden Necmettin Erbakan galip çıktıktan sonra Fazilet Partisinin yeniden kapatılması gündemdeyken Fazilet Partisinin kapatılması için başsavcılığa belge taşıyan kim, kimler? Şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zatımuhterem ile Başbakan Yardımcısı, görevini hâlen sürdüren, Bülent Arınç. Bunlar, Fazilet Partisinin kapatılması ve bu kapatılma üzerinden kendilerine millî görüş çizgisinden kopma ve böylece bir meşruiyet zemini oluşturmak için yapmışlardır ve arkasından da utanmadan, partilerin kapatılmasına, bunun darbeci bir zihniyet olduğuna dair bir söylem de geliştirmeyi kendilerine yedirmişlerdir.
Değerli arkadaşlarım, bu yalanlarla, bu dolanlarla nasıl iktidar olunduğunu biliyoruz. Kabataş olayı gibi bir yalanın nasıl uydurulduğunu, nasıl böyle bir kurgunun yapıldığını, nasıl bunun altında kalındığını görüyoruz. Kabataş olayı vesilesiyle Türkiye'de bir iç savaş kışkırtıcılığının Başbakanın ağzından nasıl yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla, bu iktidarın iktidardan gitmemek için her türlü yalana dolana, her türlü düzene, talana başvuracağını bir kez daha görüyoruz. Aslında, bunlar tabii, çok, başlangıç olarak baktığınızda AKP'nin icat ettiği şeyler de değil. Almanya'da Hitler rejiminin 1933 yılında iktidarını sağlamlaştırmak için yaptığı şey Reichstag yani meclis binasının yakılmasını Nazi güçlerine yaptırmak, suçlu olarak komünistleri göstermek ve arkasından Weimar Anayasası'nı alaşağı etmek, tarumar etmekti. Böylece anayasayı çiğnedi, ortadan kaldırdı. O zamanki Alman mahkemeleri bunun bir komplo olduğunu kanıtladıkları hâlde, atı alan Üsküdar'ı geçmiş ve Hitler anayasal rejimi rafa kaldırmıştı bile.
İşte, o yüzden, değerli arkadaşlar, askerî diktalardan daha tehlikeli olan şey sivil diktalardır. Askerî diktalar, sonuçta, Türkiye örneğinde en azından, geçicidir, geçici olmuştur hep. Ve insanların bir umudu vardır. Bu umut yeni demokratik rejime geçmektir. Ama sivil faşizm geldi mi gitmez. İşte, tam da şimdi olan budur.
Bugün, 17 Aralıktan sonra başlayan, dün itibarıyla YouTube'a düşen belgelerden görüldüğü gibi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OĞUZ OYAN (Devamla) - ...iktidar yolsuzluklarda boğulmaktadır ve bunu delilleri karartmak...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Onlar sahte belgeler, sahte.
OĞUZ OYAN (Devamla) - ...ekranları karartmak üzerinden alt etmeye...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hocam sahte şeyler üzerinden, gönderiler üzerinden nasıl konuşuyorsunuz ya!
OĞUZ OYAN (Devamla) - ...faşizmi daha da, sivil darbeyi daha da koyulaştırarak geçiştirmeye çalışmaktadır. Bundan kurtuluş yoktur değerli arkadaşlarım.
Demokratik bir ülkede ne gerekiyorsa onu yapın, kendi Başbakanınızı istifaya zorlayın. Bu görev sizin.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Emriniz olur, emriniz olur. Yarından tezi yok, istifa edecek!
OĞUZ OYAN (Devamla) - Bunu yapmazsanız...