GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:67
Tarih:25.02.2014

TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisimizde tatlı bir telaş var, 17 Aralıktan beri sürekli çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde HSYK'yı çıkarttık, demokratikleşme paketi adı altında yine faşizan önlemlerinizi içeren bir kanunu çıkarttık, geçtiğimiz hafta yine İnternet düzenlemesi, bu hafta MİT Kanunu geliyor, yine demokratikleşme paketi adı altında bir sürü yalan yanlış işler yapacaksınız. Öyle bir düzen kuruyorsunuz ki her şeyin ama her şeyin Başbakana bağlı olduğu ve Başbakana bağlı olan hiçbir şeye de dokunulamayan bir düzenin peşindesiniz. Niye böyle bir düzen kuruluyor? "Açım." diyen insanların Meclis önünde kendini yakmaya çalıştığı, açlıktan ölen çocukların olduğu, evine ekmek götüremediği için intihar eden kadınların olduğu, dershaneye çocuğunu yazdıramadığı için intihar eden insanların olduğu bu memlekette, yoksul halkımızın onuruyla yaşam mücadelesi verdiği bu memlekette niye böylesi bir düzene ihtiyaç duyuluyor? Niye her şey Başbakana bağlansın? Niye Başbakana bağlı olan hiçbir şeye dokunulmasın?

Değerli arkadaşlar, 17 Aralık bir milat; 17 Aralık, cumhuriyet tarihinde, belki Osmanlıların tarihinde de görülmeyen bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun başlangıcı. O tarihten beri ortalık toz duman. Her yeni güne bir rezillikle başlıyoruz, yeni bir rezillikle, maalesef. Her gün ortaya çıkan ses kayıtlarıyla, belge ve haberlerle ortalığa iktidarın maalesef pislikleri saçılıyor, maalesef. İşte, bu çabanızın, bu telaşınızın sebebi; öznesi olduğunuz, şüphelisi olduğunuz, ileride de sanığı olacağınız bu rezaletin üstünü olabildiğince kapatmak, tek derdiniz bu. Korku dağları sardı. Yargılanacaksınız, çok iyi biliyorsunuz ki bu kadar yolsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın ardından yargılanmamanız mümkün değil. Onun için "komplo" diyorsunuz, onun için "paralel yapı" diyorsunuz, onun için "kumpas" diyorsunuz, "dış güç" diyorsunuz, "faiz lobisi" diyordunuz, şimdi bir de vaiz lobisi çıkardınız, "vaiz lobisi" diyorsunuz ama bunlar bu pislikleri örtmeye maalesef yetmeyecek, yolsuzluğa bulaşanları da -hepinize söylemiyorum- kurtarmayacaktır.

Şimdi, Başbakan diyor ki: "Uydurun, uydurun, uydurun ama uydurmanın da bir ahlakı olur."

KAMER GENÇ (Tunceli) - Çalmanın ahlakı yok mu?

TUFAN KÖSE (Devamla) - Doğru, uydurmanın da bir ahlakı olur ama şunu bilin: Bunların hiçbirisi uydurma değil. Zaten Başbakan da "Yalan." demiyor, "Böyle bir konuşma olmadı." demiyor, "Montaj bunlar, montaj yapıldı." diyor.

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Ne anladın o zaman sen bundan?

TUFAN KÖSE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, size dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyorsunuz, bin yıl yaşasın. Samimi değilsiniz; "Uyduruyor." dediğiniz yapı "Bülent Arınç'a suikast yapılıyor." diyerek devletin beynini, devletin kalbini, kozmik odayı ararken hiçbiriniz bu konuda ses çıkarmıyordunuz. Aklınız neredeydi o zaman? Parasız eğitim istedi diye gençlerimiz, üniversite öğrencilerimiz hapislerde çürürken hiçbirinizin vicdanı bu konuları dile getirmeye yetmiyordu. Demokratik gösterilerde insanlar öldürülürken, gözleri çıkarttırılırken neredeydiniz? Hiçbirinizi göremedik o günlerde. Cumhuriyet gazetesine bomba atanlarla, Danıştaya saldırıp katliam yapan katiller ile bilim adamı Türkan Saylan'ı, gazeteci Soner Yalçın'ı, Fatih Hilmioğlu'nu, İlker Başbuğ'u, Mustafa Balbay'ı aynı dosyalarda yıllarca cezaevinde süründürürken de hiçbirinizin aklına uydurma gelmiyordu.

Hak, hukuk, insanlık, adalet, zulmü yalnızca sana yapılan olarak görüp başkalarına yapılana izleyici kalmak değildir. "Millî irade" diyor Sayın Başbakan bugün, "millî irade" diyor, "sandık" diyor, "Şimdi Türkiye'yi millet yönetiyor." diyor. Ya Türkiye'yi millet yönetiyor, doğru. Millet yönetsin. Millet, yönetsin diye size oy verdi ama millet, soysun diye Başbakana oy vermedi ki. Milletten soygunlarınızı da gizlemeye çalışıyor Başbakan.

Yine diyor ki: "Muhalefet partileri sandık dayağı yiyorlar, sandık dayağı yemekten bıkmadılar." Cumhuriyet Halk Partisi, doğru, zaman zaman sandık dayağı da yemiştir, diğer siyasi partiler de zaman zaman sandık dayağı yemiş olabilirler ama Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman yetim hakkı yemiyor, yetim hakkı yemiyor. Sizlerden özellikle diliyorum, özellikle suça bulaşmamış olanlardan diliyorum; suça bulaşmamış olanlar, bu karanlık düzene göz yummasınlar. Göz yumanlar da bu düzene, bu karanlık düzene ortak olmuş sayılıp ona göre yargılanacaklardır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)