GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:67
Tarih:25.02.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, bugün biraz duygusalım, bağışlayın.

Ukrayna'da bir grup polis aynen "Halkımızdan özür diliyoruz baskı uyguladık diye." diz çöküyor. İnanıyorum, bu ülkede bir gün polis halkın önünde diz çökerek "Biz kardeşlerimize haksızlık yaptık, çok gaz sıktık, çok cop vurduk, çok haksızlık yaptık." diye özür dileyecek, göreceğiz ve çok yakında. Buna inanın.

HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) - Gezi eylemleri hariç.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Gezi'de, Nevroz'da, her yerde, hayatın olduğu her yerde, itirazın olduğu her yerde. Yeter ki meşruiyet içinde, meşru hak arayışlarında dimdik ayakta durulabilsin.

Ben şuna şaşıyorum: Hatırlar mısınız Kızıltepe'de 13 yaşında bir çocuğa yaşından fazla kurşun sıkılmıştı. Delik deşik edilmiş bedeniyle yere serildikten sonra onun dosyasını Eskişehir'e sürgün etmişlerdi ve -onu öldüren polislerin hepsi ceza almadan- dosyayı kapatmışlardı. Hatırlıyor musunuz? Çok yazıldı, çok çizildi "Kızıltepe'de Kaymaz Olayı" diye.

Avrupa İnsan Hakları mahkemesi ne dedi? "Siz yaşam hakkını ihlal ediyorsunuz, sizi mahkûm ediyorum." Kimi mahkûm etti? Bu konvansiyonlarla bağlı olan sözleşmeli hükûmetleri mahkûm eder. Hükûmeti mahkûm etti, aslında Türkiye'yi, 77 milyon insanı değil, sözleşmeli Hükûmeti, konvansiyonun tarafı olan Hükûmeti. Ey Hükûmet, seni devlet şahsında mahkûm ediyorum diyor. Mahkûm olmak 21'inci yüzyılda yaşam hakkından, insan hakları hukukundan ne rezil bir şeydir biliyor musunuz? İnsan öldürmekten mahkûm olmak. Mahkûm olmanın çok çeşitleri var.

Biz adaleti herkes için düşündüğümüz zaman, inanın, bu ülkede çok ama çok yol alacağız. Adaletin herkes için eşit olduğu, hukukun herkes için olduğu, insan haklarının herkes için olduğu bir Türkiye hayal değil arkadaşlar. 12 Eylül darbe Anayasası'nı değiştirmek hayal değil bu ülkede. Bu ülkede eğer siyaset bitmişse, tıkanmışsa, çözüm olamıyorsa, kendini yaratamıyorsa, üretemiyorsa, çözemiyorsa -İnternet yasaklarını bırakın bir kenara- her gün her gün, servis servis, perde perde, bölüm bölüm yayınlar başlıyorsa bir şey var, siyaset kurumunda bir şey yanlış gidiyor demektir. Halk bizi, hepimizi sorguya çeker arkadaşlar. Hükûmet yanlış yapıyorsa muhalefete bakar "Siz doğru yapıyor musunuz?" diye. Bir yanlış karşısında üç muhalefet partisi de bir araya gelemiyorsa veya bir doğru etrafında bu Mecliste iki parti bir araya gelemiyorsa, bir sorunun çözümünde konuşulamıyorsa, bir darbe anayasasını aradan otuz beş yıl geçmesine rağmen değiştiremiyorsak, bir seçim sistemini demokratik bir şekilde değiştiremiyorsak biz bu insanlara ne vermişiz, ne verdik? Yalan söyledik meydanlarda, "Bu darbe anayasasını değiştireceğiz." dedik, daha da gericileştirdik, daha da zorbalaştırdık, daha da yasakçılaştırdık. Onun içine Avrupa Birliğinden serpilen birkaç tane özgürlük maddesini de kopara kopara torbalarla torbalaştırdık arkadaşlar; torba torba, yama yama oldu o Anayasa. Kenan Evren'in anayasası yaşıyor, Kenan Evren'in ruhu yaşıyor, generallerin ruhu yaşıyor bu Mecliste, yasaklar yaşıyor. Özgürlüklere getirilen, İnternet kısıtlamaları, basına yarın MİT Yasası'yla gelecek kısıtlamalar, bütün insanlara yasak, kısıtlama ve zorbalık ve baskı ve cezaevinde olan insanlar...

Özgürlük niye sizi korkutur arkadaşlar? Çok güzel bir şeydir özgürlük, mavi gökler gibi ıssız, uçsuz bucaksız. Yıldızlara tutunabileceğiniz kadar özgürce düşünmeye başladığınız zaman, inanın, Türkiye'de çok şey değişecek. Buna inanıyorum ben. Biz değişmesek Türkiye'de 76 milyon hepimizi değiştirecek, bu Meclisi değiştirecek; bir başka döneme başka insanlar, başka partiler bu Mecliste olacak. Yasaktan yana olanlar kaybedecek, özgürlüklerden yana olanlar kazanacak.

Saygılarımla...