| Konu: | HOCALI KATLİAMININ 22'NCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 26.02.2014 |
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye ve Azerbaycan'ın bulunduğu coğrafya acılarla yoğrulmuş bir coğrafyadır. Pek çok acılar yaşandı bu coğrafyada, bu acıların belki de en acısı Hocalı katliamıdır. Bugün 26 Şubat, Hocalı katliamının yıl dönümü. Tam yirmi iki yıl önce bugün bir kentin yeryüzünden silinmesi, içinde yaşayan kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden topyekûn saldırıya uğraması, kaçabilenlerin de soğuk ve karlı dağlarda ya donarak hayatını kaybetmesi ya da sakat kalması, kaçamayanların ağır silahlarla taranması, bıçak ve kamalarla hunharca katledilmesi... Anlatılması ve anlaşılması gerçekten son derece zor bir vahşet. Sözün bittiği yer varsa belki de o Hocalı'dır. Tam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti, 487'si sakat kaldı, 1.275 kişi esir oldu ve 150 kişinin de akıbeti bilinmiyor. O dönemde Hocalı'da sadece 3 bin Azerbaycan Türkü'nün yaşadığı hesaba katılırsa neredeyse tamamına yakını ya hayatını kaybetti ya sakat kaldı ya esir oldu veyahut da bilinmeyen bir sebeple kayboldu. Hocalı'da hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.
90'lı yıllarda yaşanan, özellikle bizim coğrafyamızda yaşanan katliamların seçildiği tarihler çok ilginç, ocak, şubat, mart ayları. 20 Ocakta Bakü katliamı, 26 Şubatta Hocalı. Gerçekten soğuk ve karlı havaların seçildiği, insanların en çaresiz kaldığı gece saatlerinde bu vahşetler yaşandı. Enteresan, yapılan her şey videolarla veyahut da itirafçıların itiraflarıyla kayıt altında. Yüz yıl öncesinden olmamış hadiselerin peşine düşenler maalesef bu hadiseleri görmemeyi, duymamayı tercih ediyorlar, hâlâ da aynı rolü oynamayı devam ettiriyorlar.
Değerli milletvekilleri, Türkiye ve Azerbaycan'ın dost ve kardeş olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye ve Azerbaycan'ın birinin probleminin diğerinin problemi olduğunu da biliyoruz. Ama Hocalı hadisesi sadece Türk dünyasının yani Türkiye ve Azerbaycan'ın problemi değildir, sadece İslam dünyasının problemi de değildir, şüphesiz orada hayatını kaybedenler Müslümanlardı ama sadece İslam dünyasının problemi de değildir. Hocalı'da hayatını kaybedenler aslında insanlığın problemidir çünkü orada hayatını kaybedenler her şeyden önce insandı. Dolayısıyla, insanlık yeni Hocalı katliamlarını görmek istemiyorsa, itirafları, itirafçıları ve kanıtlarıyla ortadaki bu vahşi, insanlık dışı katliamın faillerini bulmak ve cezalandırmak durumundadır. Aksi takdirde, Hocalı, sadece 20'nci yüzyılın en kanlı katliamı olarak kalmayacak, aynı zamanda insanlığın en utanç verici hadisesi olarak da kalmaya devam edecektir.
Hocalı'da hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Yaşayanlara hem sabır diliyorum hem de yıllarca hasret çekenlerin, "Orada keşke ölebilsem, orada kendi öz yurdumdaki, öz vatanımdaki mezara gömülebilsem." diye hasretle öz vatanlarına, öz yurtlarına dönmeyi arzu edenlerin de tez zamanda bu dileklerine kavuşmalarını diliyorum.
Biliyorsunuz, Hocalı, Dağlık Karabağ'ın içinde son derece stratejik konumda olan bir bölge. Dağlık Karabağ da yirmi yıldır esaret altında. İnşallah, Dağlık Karabağ da bu esaretinden kurtulur ve Hocalı da başta olmak üzere o bölgede yaşamayı arzu eden Azerbaycanlı kardeşlerim de bu hayallerine, bu ümitlerine kavuşurlar diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)