| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 26.02.2014 |
AVNİ ERDEMİR (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 562 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarı olarak kurulduğumuz ilk günden beri, ülkenin kalkınmasında ve milletimizin refahında asli unsurun eğitim olduğuna inandık ve hep bu anlayışa uygun politikalar ürettik.
Bakın, 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 7,4 milyar lira iken, Millî Savunma Bakanlığı bütçesi 8,2 milyar liraydı. Evet, 2014 yılına geldiğimizde, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 56 milyar liraya yükseldi, Millî Savunma Bakanlığı bütçesi ise 22 milyar liraya yükseldi. Evet, 2002'de Millî Savunma Bakanlığı bütçesi Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin üstünde bir rakama sahipti. Bugün Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi, Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin 2,5 katı daha üstündedir. Bu, AK PARTİ iktidarının eğitime verdiği önemi göstermesi bakımından çok önemlidir.
Bugün çalışan 800 bin öğretmenin 420 bini yine AK PARTİ iktidarı döneminde atandı. 210 binin üzerinde dersliği yeniden inşa ettik. Eğitim öğretim gören öğrenci sayımız arttı, evet, okuma oranları yükseldi, buna karşılık derslik başına düşen öğrenci sayıları hep aşağılara düştü. Bugün artık eğitimde altyapı sorununu büyük oranda çözmüş bir Türkiye var değerli arkadaşlar.
Allah'a şükür, biz hep bu ülkenin geleceğini düşündük ve onun için hep "eğitim" dedik. Bakın, hep eleştirilen PISA sınav sonuçlarına değişik bir açıdan şöyle bir bakalım: 2003'te en alt gelir grubuna sahip öğrenciler ile ülkemizdeki en üst gelir grubuna sahip öğrenciler arasındaki 2003 PISA sonuçlarında 122 puan fark vardı. 2012 PISA sonuçlarında, bu 122 puanlık fark 86'ya düştü.
Değerli arkadaşlar, OECD ülkelerinde en alt gruptaki gelire sahip öğrenciler ile üst grup öğrenciler arasındaki fark 90 puandır. Yani 2003'ten 2012'ye OECD ülkelerinden daha iyi bir noktaya geldik. Bu gelişte, elbette fırsat eşitliğine dayalı uygulanan politikaların çok önemli katkısı vardır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Biz kaçıncı sıradayız Sayın Milletvekili?
AVNİ ERDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün görüştüğümüz tasarının en fazla tartışılan konularından birisi de dershaneler meselesidir. Hiçbir eğitimci ve siyasetçi dershaneye dayalı bir eğitimi savunamaz ve savunmuyor da zaten, bunu da görüyoruz. Eğitimde amaç, öğrencileri yarış atına çevirip öne geçmesini sağlamak mı? 16 milyon öğrencimizin hepsi 100 sorunun 100'ünü çözmüş olsa acaba biz eğitim sorununu çözmüş anlamına mı geliriz? Eğitimin amacı bu mudur?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Yeni mi anladınız Hocam, yeni mi anladınız bunları yani? Allah Allah, on bir senedir memleketi siz idare ediyorsunuz.
AVNİ ERDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz biliyoruz ki eğitimin amacı, yeteneklerin keşfi ve keşfedilen bu yeteneklerin geliştirilmesidir. Bu sınava ve dolayısıyla dershaneye dayalı bir eğitim anlayışıyla hem ülkemize hem de çocuklarımızın geleceğine zarar verdiğimizin elbette farkındayız.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - En büyük zararı AKP veriyor.
AVNİ ERDEMİR (Devamla) - Dershane ile okul arasına sıkışmış, yetenekleri köreltilmiş bir nesille mi biz aklı hür, vicdanı hür, dünyayla rekabet edebilecek bir nesil yetiştireceğiz? Bu yapıyla mı olimpiyatlarda şampiyonluklar kazanacağız? Bu yapıyla mı ulusal düzeyde tiyatrocu, romancı, hikâyeci, şair, yazar, sanatçı yetiştireceğiz? Unutmayalım, ister spor olsun ister sanat, zekâ ile başarı arasında bir ilişki vardır. Bugün hangi anne baba zeki ama yeteneği olan çocuğunu dershaneden alıp spora, sanata yöneltiyor? Ya çocukları dershane ile okul arasına sıkıştırıp onları ve ülkenin geleceğini kaybetmeye devam edeceğiz ya çocukların yeteneklerinin keşfi ve gelişmesine dayalı yeni bir sistemi inşa edeceğiz. Dershane konusuna biraz da böyle bakmak gerektiğine inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AVNİ ERDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, diyeceksiniz ki: "Dershane sebep değil, sonuçtur." Bu görüşe sonuna kadar katılıyorum.
Hep birlikte dershaneye ihtiyaç duyulmayan bir eğitim sistemini mutlaka inşa etmek zorundayız diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)