| Konu: | TÜRKİYE'NİN EKONOMİK SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 27.02.2014 |
HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Sayın Başkanım, çok teşekkürler.
Bugün 27 Şubat ve Deniz Gezmiş'in 67'nci yaş günü. (CHP sıralarından alkışlar) O yüzden söze Deniz Gezmiş'i anarak, onunla birlikte idam edilen, hayatlarının bağrında siyaseten katledilen devrimcileri ve 12 Mart döneminde, Deniz'den sonra onları kurtarmak için Kızıldere'ye giden ve orada yapılan bir derin devlet operasyonuyla yargısız şekilde infaz edilen Mahir Çayan ve arkadaşlarını, yine Diyarbakır Cezaevinde işkenceyle öldürülen İbrahim Kaypakkaya'yı anmak istiyorum. Tabii, bu kadar yolsuzluğun, hırsızlığın konuşulduğu, toplumsal değerlerin yerlere atıldığı, ülkeyi yönetenlerin yeni kuşaklara örnek olması gerekirken, yayınlanan ve milyar dolarların transfer edildiği iddialarını içeren korkunç görüntüler karşısında 20'li yaşlarda hayatını ülkesinin bağımsızlığı, Türk ve Kürt halkının kardeşliği ve sosyalizm için veren bu insanların değerlerini bugün daha iyi görüyoruz.
Bugün, bu değeri anlamamız başka vesilelerle de olanaklı. Denizlerin idam edildiği 1925 yılında açılan Cebeci Tevkifhanesi, olumlu bir kararla, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik sürecinde olması nedeniyle idamların da kaldırılmasını takiben bir müzeye dönüştürüldü ve orada idam edilen Talat Aydemir'den Necdet Adalı'ya, Erdal Eren'den Hüseyin İnan'a kadar bütün devrimcilerin, yurtseverlerin idama yürürken baktıkları ağaç da özel olarak korunarak, o hapishanenin kapısında çocuklarını bekleyen, zulüm altında inletilen yakınlarının sağ salim olup olmadığını merak eden ailelerin yaşadığı acılar da bir yerde müzeleştirilerek günümüzdeki kuşaklara sunuldu.
Bu müze meselesi, Nobel alan tek yazarımızın İstanbul Beyoğlu'nda "Masumiyet Müzesi" adlı romandan da hareketle kurduğu ve toplumda yaşanan geçmiş korkunç olayların unutturulmamasını hedefleyen bir fikri de ifade ediyor ve Ulucanlar bu bakımdan Türkiye'nin siyasi tarihine ışık tutan bir deneyim durumunda. Bu müzeyi yapanları da orada buna emek verenleri de gerçekten kutlamak istiyorum.
Ulucanlar, tabii, yakın zamanlarda da çok korkunç operasyonlara sahne oldu. Yılmaz Güney'den Nazım Hikmet'e kadar yazarlar, edebiyatçılar buralarda yattılar. Bugün, hapishanelerde, özellikle Gezi'den dolayı tutulanların acılarının da Ulucanlar tarihi boyunca yaşanan acıların bir benzeri olduğunu, Deniz Gezmiş'in başına getirilen şeyin devlet tarafından yargısız bir infaz olarak Ali İsmail'in, Ethem Sarısülük'ün de başına getirildiğini ibretle görmekteyiz.
Tabii, bütün bu zulümlerden sonra, on yılı aşkın bir iktidar deneyimi yaşayan AKP'nin de bence müzeler tarihine önemli bir katkı yapması gerekiyor çünkü Başbakanın Kısıklı'daki villalarından yapılan para transferleri, buna dair "tape"ler, Kısıklı'da ve Urla'da olduğu ileri sürülen...
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Bu yalanlarınıza kimse inanmıyor, yalanlarınıza millet inanmıyor.
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - ...yine, telefon kayıtlarından anlaşılan, annelerin, babaların, amcaların, yeğenlerin sahibi olduğu 9 trilyonluk, 10 trilyonluk korkunç mal varlıklarının üzerine kurulduğu...
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Bu yalanlarınıza kimse inanmıyor, bu yalanlarınıza millet inanmıyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Katrilyon. Trilyon değil.
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - ...villaların da başka bir müzeciliğe bugün konu olması gerektiğine inanıyorum. Eğer, Ulucanlar'ın, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını unutturmamak için müze olması gerektiği oradaki Altındağ Belediyesi tarafından bile kabul edilip teslim ediliyorsa, böyle bir ortak fikir, Deniz idam edildikten yıllar sonra ortaya çıkabiliyorsa, bence bizim, Kısıklı'daki ve Urla'daki, halkın emeğiyle, alın teriyle, halkın yarattığı değerlerin gasbedilmesiyle elde edilen serveti, bu servetin kurulduğu arazileri de başka bir müzecilik için değerlendirmemiz gerekiyor. Ben buna, Ulucanlar'ın yarattığı yoldan "AKP'nin yolsuzluk ve hırsızlık müzesi", izninizle söylemek istiyorum. Denizleri, Ulucanlar'ı hatırlatmamın, yaşanan acıları dile getirmemin sebebi aslında AKP'nin müzecilik tarihine nasıl bir hırsızlık ve yolsuzluk müzesi katarak yaptığı katkıyı vurgulamaya dönüktü.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Siyaset yaptığını zannediyorsun değil mi? Bu çirkin ifadeleri kullanmaya siyaset diyorsun değil mi?
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - Tahmin ediyorum, bu büyük müzecilik başarısını imza eden Sayın Başbakan Erdoğan, bu hırsızlık müzesinin yapılmasından dolayı ileride mahcup olacaktır...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - İleride siz mahcup olacaksınız, çok mahcup olacaksınız.
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - ...ve bu hırsızlık müzesi tertemiz kuşakların yaratılması için bize ışık tutacaktır.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bu konuşmalarınızdan dolayı çok mahcup olacaksınız.
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)