| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 27.02.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, bu eğitim sistemini tek başına değiştirmek için çok fazla akıllı olmak lazım veya başka nedenler olmak lazım. Şimdi, eğitim gibi 77 milyonu insanı yakından ilgilendiren bir konuda, 350 bin öğretmen açıkta, kapıda beklerken, senelerce beklerken üstelik, senelerce atama beklerken eğitimi ticarileştirmek, metalaştırmak, özel okulları açmak, devletin Boğaz'daki çok güzelim okullarını da birilerinin vakıflarına, özel hesaplarına, özel okullarına yirmi beş yıllığına yap-işlet-devret, yok, kiralama, bilmem ne hesabıyla, milyar dolar, trilyon dolar değerlerindeki, devletin, bu milletin hazineye yatırdığı vergilerle alınan okullarını da birilerine vermek... Bu, akıl kârı değil; bu, akıl kârı değil arkadaşlar. Hiç kimse kafasındaki cetveli koyup kafasındaki cetvele göre yeni bir nesil yetiştirmeyi bu ülkede yapmaya kalkmasın. Bunun şartları vardır; insan haklarını öğretin, hukuku öğretin, bilişimi öğretin, bilgisayarı öğretin, çağdaşlığı öğretin, parasız okumayı öğretin ve yurt dışına gidecek öğretmenlerinizi, lisans eğitimi alacak insanlarınızı kırmızı, mavi, beyaz diye fişlemeyin. Öğretmenler bildim bileli ceberut devletlerin baskısı altında, TÖS'ten TÖB-DER'e, bugün de sendikalara kadar eğer bütün sendikalar buna karşı dikiliyorsa ve size şunu söylüyorsa: "5 bin lisansüstü öğrenci göndereceksiniz öğretmeni..." Yalnız bugüne kadar 1.500 kişi göndermişsiniz.
LES sınavına giriyor, puanı alıyor, sözlü sınava çekiyorsunuz, yandaş listeleri çıkarıyorsunuz, ayrımcılık yapıyorsunuz, insanların bilgisine bakmıyorsunuz, liyakatine bakmıyorsunuz, dil bilgisine bakmıyorsunuz, yurt dışındaki becerisine bakmıyorsunuz, o insanın yoksul mu, tok mu olduğuna bakmıyorsunuz. Herkesin kasalarla parası yok ki kardeşim. Bu ülkenin memurları var, işçileri var, çiftçileri var, esnafı var. Bu ülkenin 20 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunların çocuklarının okuma hakkı yok mu? Ne bu sözlü sınavına inadına inadına direniyorsunuz? Niye sözlü sınavını kamera kayıtlarına almıyorsunuz? İllaki gizli kamera mı koysunlar? Orada da ne yaptıklarınızı mı görsünler? Gizli kamerayla sınavlara mı hazırlansınlar? Yapmayın, etmeyin, eylemeyin! Bir hukuk devletinde bir haksızlık varsa insanlar yargıya gider. Yargının yolunu kapatmak nasıl bir anlayıştır?
Arkadaşlar, Millî Eğitim Bakanlığı kamu kurum ve kuruluşlarının inisiyatifini artırmalıdır, öğretmenlerine güvenmelidir. "Bana bir harf öğretenin kölesi olurum." diyor Hazreti Ali. Bizde de "Bana bir harf öğreteni içeri tıkarım." zihniyeti var. Bu ne anlayıştır, bu ne yaklaşımdır arkadaşlar? Şimdi soruyorum size: Erasmus Programı'na Türkiye'den 10 bin kişi gitmiş. Burslu gidecek bir öğrencide yandaşlık, partizanlık, Allah için söyleyin adalette yeri var mı bunun? Bunun bütün şikâyetlerini alıyoruz. Her gün aileler bize geliyor. Milletvekiliyiz, çaresiziz, kanun teklifi veriyoruz, gelmiyor. Bu adaletsizliği yapmayın, yapmayın, yapmayın! Bu insanlara haksızlık yapmayın, okurken yapmayın! Eğitimini yapsın, bu ülkeye yararlı insanlar yetişsin veya okuduktan, eğitimi yaptıktan, lisansını yaptıktan sonra gelsin liyakatine göre devletin kademelerinde çalışsın. Valileri başlarına diktiniz, sendikalarına göre ayırdınız, müdürleri aldınız, bu yasayla gelip tekrar, tekrar, tekrar sürgün, kıyım; öğretmen düşmanı bir anlayış, öğretmene düşman, millete düşman, halka düşman, çocuklarına düşman. Olmaz ki arkadaşlar! Her şey para değil. Biraz vicdan, biraz insanlık, biraz hukuk, biraz ülkenin geleceğini düşünün. Biraz geleceğini düşünün...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Biraz sakin ol! Biraz sakin ol!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Para, para, para! Napolyon "Para, para, para." demişti, ne oldu sonu? Parayla bir şey olmuyor arkadaşlar. Biraz vicdan! Vicdan! Vicdan! Vicdan! İlla ki cüzdan, cüzdan; cüzdan değil Türkiye!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sakin, sakin!
ÜLKER CAN (Eskişehir) - Sakin söyleyin.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, sakin söyleyince anlamıyorsunuz, uyuyorsunuz, uyuyorsunuz. Laptoplarınıza giriyorsunuz, kayıtları izliyorsunuz. Size hatırlatamıyoruz. Yapmayın, etmeyin, eylemeyin!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hasip Bey, yayın kesildi, yayın.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu önerge sizi de çocuklarınızı da kurtarır ama biliyorum ki siz bildiğinizi okursunuz, değil mi? Gün ola devran döne arkadaşlar! (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)