| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 27.02.2014 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 562 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Eğitimi bahane ederek siyasi kadrolaşma yapmayan; öğretmenler atama, öğrenciler ise öğretmen beklerken siyasi hesaplaşma uğruna eğitime darbe vurmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
6'ncı madde, Millî Eğitim Temel Kanunu'na geçici bir madde ekliyor ve iki şey öneriyor: Bir tanesi -bizim de lehinde olduğumuz- öğretmenlerin kazanılmış haklarını koruyor ancak ikinci paragrafında, aday öğretmenlerin sözlü sınavlarla alınması gibi bir endişeyi de beraberinde getiriyor.
Değerli arkadaşlar, dershaneler üzerinden giriştiğiniz hesaplaşmanın eğitim sistemimiz ve çocuklarımız üzerinde yıkıcı etkileri nedeniyle çok ciddi kaygılarımız var. Yüzlerce idarecinin sizin keyfinize göre davranmadığı için görevden alınmasının yaratacağı hasar nedeniyle yine kaygılarımız var. Kamuoyunda dershaneleri kapatma yasası olarak bilinen bu yasa tasarısı, on bir yıldır istismar ede ede bitiremediğiniz, devrim yapacağız diye devirdiğiniz millî eğitimimizi kocaman bir sorun yumağı hâline getirmektedir. Sayın Bakan hatırlarlar, kendinden önce gelen bütün bakanlar millî eğitimde devrim yapacağız diye geldiler, kendisi de benzer şekilde söylemlerde bulundu. Onlar devrim yapamadılar ama Sayın Bakan millî eğitimi gerçekten devirdi.
Değerli arkadaşlar, bu tasarı, 10 milyon üzerindeki öğrenciyi ve bir o kadar da aileyi ilgilendiriyor, binlerce eğitim emekçisini ilgilendiren bir kaos yasası hâline gelmiştir ve Sayın Bakan, bu tasarınız eğitimimize dip yaptıracak bir tasarıdır.
Bakın, Sayın Bakan, şimdi size bazı rakamlar vereceğim ve millî eğitimimizi nereden nereye getirdiğinizi kendi gözlerinizle göreceksiniz. On bir yıldır reform yapa yapa çocuklarımızı okuduğunu anlama beceresinde 65 ülkede 42'nciliğe gerilettiniz. Bunların tek tek rakamlarını PISA'da da bulabilirsiniz. Yine, on bir yıldır reform yapa yapa çocuklarımızı matematikte 44'üncülüğe düşürdünüz 65 ülke içerisinde; on bir yıldır reform yapa yapa çocuklarımızı fen alanında 43'üncülüğe düşürdünüz. Bu sıralamalar 65 ülke arasında yapılan bir sıralama ve ortalama 45'inciyiz.
Sayın Bakan, bakın, 17 Aralıktan bu yana çok ciddi kirlilikler Türkiye'yi sardı, pislikler saçıldı. İnanın, bu kadar tehlikeli değil, onları hallederiz; suçlular cezasını bulur, hırsızlar hapse gider, suçsuzlar aklanır, giden paraların yerine yenisini koyarız ama sizin bu yaptığınızı, millî eğitimimizi 45'inci sıraya kadar geriletmenizin etkilerini biz çok uzun süre daha maalesef yaşarız ve bu sıkıntıyı çekeriz. O yüzden, bu tasarı, gerçekten, 17 Aralıkla başlayan süreçle ilgili çıkarılan bütün yasa tasarılarından çok daha tehlikeli, çok daha vahim bir yasa tasarısıdır.
Bakın, on bir yılda, sayenizde, PISA değerlendirmelerine göre, yine, 2003'ten 2012'ye iki ülkenin daha gerisine düşmüşüz. Hangi ülkeler biliyor musunuz? Uruguay ve Tayland. Uruguay ve Tayland'ın bile gerisine düşmüşüz. Şanghay'daki öğrencilere baktığımda, istatistikler diyor ki, bu öğrencilerin yüzde 30'u -30,8'i hatta- en üst seviye olan seviye 6'da. Singapurlu öğrencilerin yüzde 20'si 6'ncı seviyede, en üst seviyede. Bizim öğrencilerimiz yüzde 1 bile değil Sayın Bakan. Bizim çocuklarımız geri zekâlı mı? Değil, değil, en az sizin kadar, en az benim kadar zekâsı ileri olan çocuklar ama sizin getirdiğiniz bu eğitim sistemiyle, maalesef, seviye 6'ya yüzde 1 öğrencimiz bile gelemiyor.
Bakın, Şanghay'daki öğrencilerin sadece yüzde 1'i, 1'inci seviyenin altında. Bizdeki öğrencilerin ise yüzde 67'si seviye 1 ve seviye 2 düzeyinde. Şimdi, siz kalkmışsınız bana "Millî eğitimde devrim yapacağız, devrim yapacağız." diyorsunuz. Şov yaparak bu eğitimlerin sorunlarını asla çözemezsiniz. Gerisinde kaldığınız ülkelerden ithal ettiğiniz tabletleri çocuklarımıza dağıtarak millî eğitimimizin sorunlarını çözemezsiniz. Okullarda su, sabun yok iken tablet dağıtarak "Ayranı yok içmeye..." deyimini de hatırlayarak sorunlarımızı çözemezsiniz.
Dershaneler Türkiye'nin kanayan yarasıdır ama millî eğitimimiz de bizi dershanelere mahkûm etmiştir. Bu konuyu da daha detaylı ileride konuşacağız.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)