GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:27.02.2014

HALİL AKSOY (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milli Eğitim Temel Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, hatırlanacağı üzere, Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Şartı'na göre yerel yönetimlerin önemi artmaya başladı ve bununla ilgili kimi ön değişiklikler de yapıldı. Ancak, görülen odur ki yerel yönetimlerin eğitimde ve eğitim süreçlerinde rol aldıkları da dünyanın her tarafında bir gerçektir, bir realitedir. O nedenle, belediyelerin de eğitim süreçlerinde rolünü oynayabilmesi için bu yasa maddesine bir ek yapılmasında büyük bir yarar vardır. Tabiidir ki kapatma olumlu bir adımdır ancak sınıfsal ve bölgesel farklılıkların var olduğu da bir realitedir, bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Bilindiği gibi, PISA, karşılaştırmalı ortalama başarı puanlarını tespit ederken Türkiye'de Kürt coğrafyası ile batı arasında, aynı tür ve düzeydeki okullar arasında iki yıllık bir fark olduğunu ortaya koymuştur. Bunu görmemezlikten gelmek mümkün değil.

Keza, yine bölgede düşük nitelikli bir eğitim süreci işletilmektedir. Bu anlamıyla bakıldığında, öncelik akademik başarıya verilmemekte, akademik başarı yerine asimilasyoncu politikalar başat olarak sürdürülmektedir.

Keza, deneyimsiz öğretmenlerin de, eğitimcilerin de bölgeye gönderilmesi bir alışkanlık hâline gelmiştir. Ayrıca, birçok öğretmen, bölgeye atandıktan sonra, bir iki yıllık süreci doldurup tekrar gerisin geri dönmek istemekte ve âdeta emaneten bölgede kalmaktadır. Bu da oradaki eğitime sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu anlamıyla, bir üst düzey eğitime geçebilmek için bölgedeki çocuklar oldukça büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bunların etkisini azaltabilmek için, kamu hizmeti niteliğindeki destekleyici politikaların sürdürülmesinde yarar var; belediyeler bu görevi sürdürebilirler. Geçmişte, bu boşluğu doldurabilmek için, dershanelerin de varlığı karşısında birçok belediyede bu tür hizmetler verilmeye çalışıldı. Ne var ki bu tür hizmetleri veren birçok belediyenin Eğitim Destek Evleri kapatıldı, hatta bunların birçoğu, KCK davasında yargılanan insanların suç işlediklerine dair bir belge olarak ortaya konulmaya çalışıldı. Oysa, eğitimi desteklemek amacıyla yapılan çalışmaların yasa dışı kabul edilmesi günümüz koşullarına göre son derece olumsuz bir şeydir.

Yine söylenebilir ki Eğitim Destek Evleri sadece belirli bir anlayışı okullarda öğreten kurumlar olmadılar; aynı zamanda bunlar, müfredatı da esas almak suretiyle çalışmalarını sürdürdüler. Söz gelimi, bunlar eğer baştan aşağı bir Kürtçe eğitim yapmış olsalardı bu durumdan bir rahatsızlık duyabilirdiniz fakat bunlar Türkçe eğitim yapıyorlardı ve Türkçe eğitim yaparlarken hem öğrencilerin eğitim düzeylerinin yükselmesine hem de bir üst düzey okula geçebilmelerine yardımcı olmaktaydılar. Bu çalışma yapılırken bunu yasa dışı kabul etmek de son derece olumsuz bir şey ve bunu kabul etmek de mümkün değil.

Anlaşılan odur ki Kürt çocuklarının, belirli ölçülerde, eğitim düzeyi açısından diğerleriyle eşit düzeye gelmesi istenmemektedir. Bir başka deyişle, bütün il ortalamaları alındığında ve buna bakıldığında, eğitimde başarı noktasında en son sırada Ağrı gibi, Muş gibi, Hakkâri gibi Kürt illerinin yer almış olması da esas itibarıyla eğitim politikalarının bir ayıbıdır.

GÜLAY DALYAN (İstanbul) - "Türkiye Cumhuriyeti devleti illerinin" demek istediniz, şaşırdınız herhâlde!

HALİL AKSOY (Devamla) - Bunu ortadan kaldırabilmek için mutlaka bu imkânların hazırlanması lazım.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)