GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:27.02.2014

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Değerli milletvekilleri, biraz önce anlattığımı bir somut örnekle ifade ettikten sonra ne oluyor, bitiyor kısaca anlatacağım.

Sayın Bakan, bizim, Millî Eğitim Komisyonu Başkanı idi ve bu komisyonda 4+4+4 tasarısı görüşülürken ben bir önerge verdim. Önergede Bilecik Üniversitesinin adının "Şeyh Edebali Üniversitesi" olarak değiştirilmesini istedik. AKP Grubunun oy birliğiyle "Şeyh Edebali Üniversitesi" olması reddedildi. Aradan bir ay geçtikten sonra Sayın Bakan, Bilecik Üniversitesinin adının "Şeyh Edebali Üniversitesi" olarak değiştirilmesi için bir önerge verdi ve biz bunu destekledik el birliğiyle üniversitenin adı "Şeyh Edebali Üniversitesi" oldu ve böylece Bilecik Üniversitesi şu anda Şeyh Edebali Üniversitesi olarak faaliyetini sürdürmektedir. Güzel de bir iş oldu.

Değerli milletvekilleri, demin anlattığım mesele işte şu: Yani burada bir önergeyle bir yanlışı değiştirelim, bir mağdur edilmişliği ortadan kaldıralım, bir hak yenmişliği yok edelim şeklinde herhangi bir şey getirdiğimiz zaman kapalısınız, ey iktidar! Hemen soruluyor, Hükûmet katılmıyor, komisyon katılmıyor, konuşma yapılıyor ve reddediliyor, hadise bu, fotoğraf bu. Bu fotoğraf demokratik bir fotoğraf değil, biçimsel anlamda da güzel bir resim değil.

17 Aralık sonrası, aslında farkında mısınız, yoğunlaşmış bir yasama faaliyeti sürdürüyoruz. Bu faaliyet dört dörtlük koruma faaliyeti şeklinde, Adalet ve Kalkınma Partisini koruma ve kollama faaliyeti şeklinde aslında gidiyor. Ses ve görüntülerden korunmak için İnternet yasasını çıkarttık, fezleke ve Yüce Divandan korunmak için HSYK yasasını çıkarttık, muhalefeti sindirmek ve korunmak için MİT yasasını çıkaracağız, geldi, dershanelerden kurtulmak için de MEB yasası, Millî Bakanlığının bu yasası geldi.

Bir defa şunu kesin olarak ve yüksek sesle ifade ediyorum: İntikam amaçlı yasa çıkarılamaz, bu ahlaki değildir. Hesaplaşma amaçlı yasa çıkarılamaz. Eğitim, hesaplaşma aracı olarak kullanılamaz. Bu mantığı ifade ettikten sonra şunu özellikle söylüyorum: Bu yasa tasarısı sorunludur, bu yasasa tasarısı sıkıntılıdır ve bu yasa tasarısı maalesef vahimdir, bu yasa tasarısı tepeden inmeci, hiyerarşik ve bürokratiktir, emr ü ferman yasasıdır ve çok net söylüyorum, bu yasa tasarısı ancak Patrona Halil yasa tasarısı olabilir.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yapma Hocam ya! Allah aşkına yapma ya!

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bu yasa bir kalemde bütün müdürleri, bütün millî eğitim müdürlerini, bütün okul müdürlerini -40 bin, 30 bin, 10 bin- görevden alıyor. Böyle bir şeyi demokratik bir ülkede hiçbir kimse teklif edemez, teklif dahi edemez, böyle bir şey olabilir mi? Kendi yöneticisinden intikam alan bir Eğitim Bakanlığı olabilir mi? Bunu kim bize açıklayabilir, bunun bir defa mantığı yoktur.

Değerli milletvekilleri, şunu özellikle söylemek isterim: Anayasal hakları yok sayan bir özelliği vardır. Bu yasa tasarısı bir kalemde bütün müktesebatı yok saymaktadır ve ifade de şudur, savunma da şudur: "Çünkü burada bazı müdürler var, başarısız veya iyi idare edemiyor, biz bunlardan kurtulmak için bütün müdürleri görevden alıyoruz." deniliyor. Yani bu nasıl bir mantıkla izah ediliyor, anlamakta sıkıntı çekiyoruz.

Bu yasa tasarısıyla görevden alınanlar mahkemeye gidemeyecek, onun da önü kesiliyor. Yargının, yargıya gitmenin önü kesiliyor ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak aramasının önünü kesiyorsunuz. E, buna da hakkınız yok.

Yani şunu söylemek gerekiyor üçüncü aşamada: Hür teşebbüs özgürlüğüne darbe indiriyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Siz kasaplık yapamazsınız. Siz dershane kuramazsınız." Ya da buna benzer bir yaklaşım tarzıyla bunu ortaya koyarsanız bunun anlamı budur. Demokratik, liberal hukuk devletinde özgürlükçü bir yapıya sahip herhangi bir siyasal organizasyon böyle bir şeyi gündeme getiremez ve bunu savunamaz.

Bunun da ötesinde bu yasa tasarısı, herkesi mağdur eden yani Millî Eğitim Bakanlığında çalışan herkesi mağdur eden bir yasa tasarısıdır. Şube müdürlerini mağdur ediyor, müfettişleri mağdur ediyor, tedirgin ediyor, strese sokuyor, motivasyonunu kırıyor, moralini ortadan kaldırıyor. Şimdi soruyorum Bakanlığa: Siz, nasıl bu personelin moralini bundan sonra yükselteceksiniz? Bunları nasıl organize edip de bu hizmeti en üst seviyede sürdürmelerini sağlayacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Süre bitti Hocam.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bütün varlığı eğer bir bakanlığın veya bir yasanın iki dudağı arasına konulmuş ise...

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hocam, süre bitti.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ...iki dudağı arasına konulmuş ise...

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hatırlatayım, süre bitti.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ...o zaman o kişinin hürriyeti ve özgürlüğü yok demektir.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bakın, bir şey anlatmaya çalışıyorum Ramazan Can, Sayın Can.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Süreniz bittiği için söyledim ben.

BAŞKAN - Sayın Yeniçeri...

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Şimdi süre bitti de senin hatırlatmana gerek yok, orada Sayın Başkan hatırlatıyor.

Bir şeyi anlatmaya çalışıyoruz. Ben bu yüzden size yararlı olmaya ve hata yapmanızı önlemeye çalışıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Ben bir öğretmen olarak öğretmen atamalarını hiçbir surette ama hiçbir surette makul görmüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar[!])

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok.

BAŞKAN - Sayın Yeniçeri...

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Her aşamada da gerekli açıklamaları yapacağım.

Kürsüye nasıl geldiysem öyle giderim, sizin istediğiniz gibi değil. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından alkışlar[!])