GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:70
Tarih:28.02.2014

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce bütün Meclisin dikkatini Kırım'da olan hadiselere çekmek istiyorum. Kırım'da çok ciddi bir şekilde bir Rusya müdahalesi var. Ukrayna'da bunca olay olurken sessiz kalan Rusya'nın, Kırım'a müdahalesinin orada yaşayan Türkler sebebiyle olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum, Hükûmeti de bu konuda biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum.

Gelelim HSYK Yasası'na: HSYK Yasası dün saat 19.00'da Resmî Gazete'de yayınlandı. Bugün saat 11.00'de de Sayın Bakan atama yaptı. Saat 14.00'te bakanların yaşam koçu Rıza Sarraf ve bakan çocukları serbest kaldı. Böylece, 87 milyar avroluk yolsuzluk davasında tutuklu hiçbir sanık kalmadı. Bugün 28 Şubat, 28 Şubat ne demek anladınız mı şimdi? 28 Şubat buydu işte. Rıza'nın ilk demeci de şu oldu diye söylüyor arkadaşlar: "Ey savcılar, ey hâkimler gelin sandıkta hesaplaşalım." O da sandık istiyor, haberiniz olsun. Bazıları gülüyor, biliyorum ama emin olun ağlanacak hâlinize gülüyorsunuz.

Biz burada dershane tartışıyoruz ya, sokağa çıkın, düğüne gidin, cenazeye gidin, kahveye gidin milletin neler konuştuğuna bakın. Millet yolsuzluk konuşuyor, hırsızlık konuşuyor, irtikâp konuşuyor, rüşvet konuşuyor, tape konuşuyor, dolar konuşuyor, avro konuşuyor. Biz burada cemaatle Hükûmetin birbirine olan rövanşist savaşlarını izliyoruz ve onlarla ilgili çıkan kanunları tartışıyoruz. Yani, Türkiye'nin gündemiyle Meclis'in gündemi asla uyuşmuyor. Türkiye'nin gündeminde hırsızlık ve yolsuzluk var, biz burada dershaneleri konuşuyoruz.

Bu kanun ne zaman girecek? Eylül 2015'te. Siz, bu taslağı hazırlarken cemaatin tüm karşı çıkmalarına kulak asmadınız, çok ince bir hesap yaptınız ve "Dershaneler Eylül 2015'ten itibaren kapatılmaya başlansın." dediniz. Ne var 2015 Eylülde? Hiçbir şey yok aslında ama çok şey var. O tarihe kadar, önümüzdeki 3 seçim de bitmiş olacak. Cemaatle kanlı bıçaklı olmadan, "tape"ler, ses kayıtları yayınlanmadan önce bu hesabı yapmıştınız tabii, sonra hesap bozuldu. "Bu düzenleme unutulur, o güne kadar biz bu seçimleri geçiririz." dediniz, "Cemaatten gelen oyları da kaybetmeyiz" dediniz ama öyle olmadı, evdeki hesap çarşıya uymadı, planınız daha başlamadan uçuruma yuvarlandı.

Şimdi, kuyruğu dik tutmak adına, bu taslağı Meclis gündemine getirdiniz, en iyi bildiğiniz işi yaptınız. Yine, kapalı kapılar ardında hazırladınız, diktatoryal rejimlerde olduğu gibi hiç kimseye danışmadınız, konunun uzmanlarının kapısını çalmadınız, yasa sonrasında oluşabilecek mağduriyetleri hiç düşünmediniz. Ben size söyleyeyim: Bu yasadan sonra en çok, dershanede çalışan öğretmenler ve çalışan görevliler mağdur olacak. Yaklaşık 4 bin dershane olduğu ifade ediliyor, ortalama 100 kişinin çalıştığı hesap edilirse 400 bin kişinin yani 400 bin, toplumda yaşayan, ücretle geçinen kişinin ekmeğine tekme attınız, işsizler ordusuna 100 bin kişiyi daha kattınız. Siz mevcut işsizlere iş bulamadınız ki bunların ekmeklerini ellerinden alıyorsunuz. Bu nasıl bir anlayış anlayamıyorum.

Atanmayı bekleyen on binlerce öğretmen var, 300 bin öğretmen bekliyor. Sayın Bakan müjde verdi "40 bininizi atayacağız." dedi. E, burada kalan 100 bin kişi ne olacak? Geri kalan 260 bin öğretmen ne olacak? Bu insanlar her gün Millî Eğitim Bakanından yeni bir haber beklerken bir taraftan mevcut işi olanların da işlerine son verdiniz. Bunların aralarında kanser olanlar var, ölenler var, intihar edenler var. Daha atanamayan öğretmenlere çözüm bulamamışken siz 100 bin kişiyi daha işsiz, aşsız bırakıyorsunuz.

Taslağa, göz boyamak için de bir madde eklemişsiniz Sayın Bakanım. "Altı yılını dolduran dershane öğretmenlerini KPSS'siz mülakatla Millî Eğitim Bakanlığı kadrosuna alacağız." demişsiniz. Bu mülakatla almak ne demek biliyor musunuz? "Ben, yandaşlarımı Bakanlık kadrolarına alacağım." demek. Ama ben size iddia ediyorum, sizin böyle bir kadronuz yok; on iki senedir iktidardasınız, kadronuz yok. Hâlâ, mecburen, otuz dört senede üç sene iktidar olmuş olan Ülkücü kadrolara müracaat etmek zorunda kalıyorsunuz. Zira, bu memlekette bu kadar hırsızlığa, yalana, dolana ortak olacak memur kalmadı, haberiniz olsun.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)