GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:70
Tarih:28.02.2014

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Havutça'nın eğitim fakülteleriyle ilgili sorusu... Öğretmen Strateji Belgemizde ve ayrıca Öğretmen İstihdamı Projeksiyonları Çalıştayı sonuçlarına göre, eğitim fakültelerinin kapasitesi ve önümüzdeki asgari on yıl boyunca hangi alanlarda hangi öğretmenlere ihtiyaç duyacağımıza yönelik olarak, eğitim fakültelerinin kapasitelerinin belirlenmesi çalışmaları YÖK'le iş birliği hâlinde sürdürülüyor. Öğretmen Strateji Belgemizi açıkladığımızda bunun altyapısını da kamuoyuyla paylaşmış olacağız.

"Mart ataması var mı?" Bu soru için özellikle teşekkür ediyorum çünkü bu konuda kamuoyunda ciddi bir kafa karışıklığı var. İşin esası şudur: Haziran ayından sonra, temmuz ayında yeni yapılacak KPSS sınavları ve alan sınavları neticesine göre, temmuz ayında yapılacak sınavların... Haziranda okullar kapanacak, temmuzda sınavlar yapılacak, ağustos ayında da inşallah 40 bin öğretmen adayını atayacağız. Yani, mart ayında atama yok. Ocakta 10 bin atama yaptık farklı alanlarda, temmuzda yapılacak KPSS sınavlarından sonra, ağustos ayında 40 bin atama yapacağız inşallah.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - KPSS'yi kazananlar bir daha sınava girecekler mi Sayın Bakan?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Tabii, bir yıl geçerli olduğu için. Onun için, temmuzdaki sınavlardan sonra, temmuz sınavlarının sonuçlarına göre, ağustosta atama yapacağız, 40 bin atama yapacağız ama ağustosta.

Şimdi, arkadaşlar, dün gece de burada konuşuldu, hatta bazı hekim arkadaşlarımız da bu konudaki deontolojiyi zorlayacak beyanlarda, Sinop'ta intihar eden bir kızımızla ilgili, bir evladımızla ilgili çok yakışıksız beyanlarda bulundular. Birkaç nedenle yakışıksız:

Bir: Ortada çok acı, insani bir olay var, intihar vakası. Bakınız, medyada, medya etiğinde bile intihar olayları mümkün olduğu kadar yer almaz. Çünkü, belli hastalık türlerinde, belli ruhsal sorunları olan kişiler üzerinde intiharın, bu haberlerin tetikleyici etkileri olabileceği varsayılır, söylenir ve medyada da, işini ciddiye alan, sorumluluk sahibi medyada da intihar haberleri ya görülmez veya olabildiğince az görülür. Şimdi eğitim konusunu tartışıyoruz ve daha önce bir dershanede öğretmenlik yapmış... Ben daha önce, burada konuşan milletvekili arkadaşlarımıza özelde bu intiharla ilgili ayrıntıları söyledim. Bunu bu kadar ulu orta, bir defa, kişilik haklarına saldırı gibi düşündüğüm için konuşmak da istemiyorum. Ama lütfen...

Hele şu, Sayın Ağbaba'nın sözünü ettiği anket. Yani, bu, insanlık dışı bir şey. "Atanamadığınız takdirde intihar etmeyi düşünüyor musunuz?" diye gençlere soru sormak her türlü meslek ahlakına aykırı. Aramızda hekimler var, onlar söylesinler. Böyle bir şey olabilir mi? Gayet tabii, işsiz pek çok arkadaşımız var ve bunların sorunları var. Ama "Siz bu sorununuz çözülmediği takdirde intihar etmeyi düşünüyor musunuz?" diye soru sorarak anket yapılır mı? Ve bu anket, böyle bir anket, bilimsel bir anketmiş gibi buraya getirilir mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz çözün. Yalan mı, intihar etmedi mi öğretmenler? 50'ye yakın öğretmen intihar etti.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - İntihar... Bakınız, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu içinde hekim arkadaşlarımız var. Lütfen onlarla istişare edin. Bu konuları böyle konuşmak doğru mu, değil mi, konuşun aranızda. Sonra tekrar soru soruyorsanız gereken cevabı o zaman vereyim.

Okul müdürlerinin atama yetkisi... Bakınız, bu, özellikle okul müdürü, müdür yardımcısı, yöneticileriyle ilgili düzenleme, ilk takdim konuşmamda da, komisyondaki konuşmamda da, açıklamamda da vurguladım. Meselenin özü şudur: Okul yöneticisi -müdürler dâhil- atamalarında mevzuatımızda, hukuk uygulamasında iki tür içtihat var, birbiriyle çatışan iki içtihat var. Bir tanesi, Anayasa Mahkemesinin de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na atıfta bulunarak kabul ettiği, bunların geçici görevlendirme olduğu, kadro konusu olmadığı, dolayısıyla, görevlendirmeye dair mevzuata tabi oldukları. Buna mukabil, bazı idare mahkemelerinin... Bütün idare mahkemelerinin değil çünkü bazı idare mahkemeleri Anayasa'nın içtihadı doğrultusunda, bazıları bunları kadro addeden bir içtihat doğrultusunda karar veriyorlar. Dolayısıyla, biz bu düzenleme ile yasaya yazarak bunun, Anayasa Mahkemesinin içtihadında belirtildiği gibi, görevlendirme olduğu, aslolanın öğretmenlik olduğu, okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı vesaire, bunların da ikinci görev olduğu, tıpkı üniversitelerdeki dekanlık gibi, başhekimlik gibi ikinci görev statüsünde olduğu ve belli bir süreden sonra asli görevlerine dönebilmeleri gerektiği, dönmeleri gerektiği...

Şimdi, bu genel kuralı koyduktan sonra, bu kuralı uygulamak için "2013-2014 eğitim-öğretim yılı sonu itibarıyla görevleri sona erer." demek bu kuralın hukuki zeminini oluşturmak anlamına gelmekle birlikte "Biz 2013-2014 eğitim-öğretim yılı sonu itibarıyla bu 16 bin müdürümüzün tamamına işten el çektireceğiz veya görevlerinden alacağız; onların yerine 16 bin yeni müdür atayacağız." anlamına gelmiyor. Bunu Komisyonda anlattım, bire bir görüşmelerimizde de arkadaşlarımıza izah ettim, Komisyon üyesi arkadaşlarımıza da izah ettim. Hatta, burada, şimdi -bence siyaseten bile yanlış- popülizm yapan arkadaşlarımız bunun aslının böyle olduğunu biliyorlar, bunun böyle olduğunu biliyorlar.

ÖZCAN YENİCERİ (Ankara) - Sayın Bakanım...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Bakın, siyaseten de yanlış bir popülizm yapıyorsunuz.

ÖZCAN YENİCERİ (Ankara) - Hayır, hayır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Müdürlere oynarken öğretmenleri gözden çıkarıyorsunuz; yanlış yapıyorsunuz.

ÖZCAN YENİCERİ (Ankara) - Siz böyle bir yetkiyi aldığınız andan itibaren düşürüyorsunuz; olmaz böyle bir şey, kabul edilemez bu.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Hayır.

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.

Buyurun Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Dolayısıyla, müdürler, müdür yardımcıları, 39 bine varan -16 bin müdür ve diğerleriyle birlikte 39 bin- görevlinin bir kısmı bunların ikinci görev olduğunu bilerek görevlerine devam edecekler. Bir kısmı sadece performanslarına bakarak, profesyonel becerilerine bakarak, gayet tabii, değiştirilebilir.

Bu yetkinin Bakanlıkta olmasını, evet, istiyoruz çünkü biz başarılı ya da başarısız olduğuna bakmaksızın herhangi bir işlem yapamıyoruz. Yani, bu alanda testiyi kıranla suyu getiren bir, hukuken. Dolayısıyla, objektif kriterlerle, nesnel kriterlerle, sizlerin de itiraz etmeyeceği kriterlerle bu görevlendirmeler... Bakın, biz burada bir güvence getiriyoruz aslında çünkü 652'ye göre...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, süreniz bitti.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Bir cümle daha söyleyeyim.

BAŞKAN - Bir dakika uzatmıştım sizin için, buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Aslında görevlendirme olduğu için, görevli olmamakla birlikte, bir garanti getiriyoruz.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakan, bunun yanlış olduğunu siz de biliyorsunuz, yönetim ilkelerine aykırı yani böyle bir uygulama.

BAŞKAN - Sayın Bakan, yazılı olarak vereceksiniz herhâlde.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Evet.