| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 28.02.2014 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün belki AKP'nin var olma sebebi olan ve hep mağduriyetini kullandığı 28 Şubatın yıl dönümü. AKP, on yedi yıldan bu yana 28 Şubattan beslendi ve büyüdü. Her ağzını açtığında "28 Şubat" dedi, "darbe" dedi. Tankların önünde direnemeyenler iktidar oldu. AKP, on iki yıldan beri Hükûmet, 28 Şubatla ilgili sadece ağlıyor ve gerçek mağdurların çekmiş olduğu zulümlerden besleniyor. 28 Şubatın gerçek mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme yapmadı şimdiye kadar; örneğin, ismi 28 Şubatla özdeşleşmiş ve on beş yıldan beri tek başına bir hücrede kalan Salih Mirzabeyoğlu'yla ilgili ne yaptınız? Yine "Malatya davası" diye bilinen ve Malatya'da uzunca yıldan beri cezaevinde yatan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur'la ilgili ne yaptınız? Sadece ve sadece bundan beslendiniz ve büyüdünüz.
28 Şubatla ilgili, değerli milletvekilleri, rövanş alma mantığıyla hareket ederek kendinize kim muhalifse içeri tıktınız.
Değerli milletvekilleri, bugünkü durum, cezaevinden baktığımızda 28 Şubattan çok daha feci, çok daha karanlıktır, çok daha büyük mağduriyetler yaşanmaktadır. Hem 28 Şubat döneminde cezaevinde yatmış hem de bu dönemde cezaevinde yatmış birine bir soru sordum -AKP milletvekillerinin de bunu dikkatle dinlemesini rica ediyorum- dedim ki: Siz 28 Şubat döneminde de mahkûm oldunuz, yattınız, şimdi de cezaevindesiniz; aradaki farkı söyler misiniz? "Sayın Vekil, sorduğun soruya bak." dedi. "28 Şubatta yaptıklarımızdan dolayı yargılandık, şimdi ise yapmadıklarımızdan dolayı, iftiradan dolayı yargılanıyoruz." dedi. Değerli arkadaşlar, böyle bir durum.
Şimdi, bugün yaşadıklarımız ne 12 Eylül darbesi döneminde ne de 28 Şubat dönemiyle karşılaştırılamaz. 28 Şubat dönemine baktığımız zaman, bugünkü koşullara baktığımız zaman hem bugünkü Meclisimiz hem basınımız baskı altındadır, daha fazla tutuklu sendikacı, daha fazla tutuklu avukat, daha fazla tutuklu öğrenci, daha fazla tutuklu bilim adamı cezaevindedir. 28 Şubat döneminden daha fazla baskı vardır, daha fazla zulüm vardır. Yani kısacası, dünün mazlumları bugün zalim olmuştur.
Değerli arkadaşlar, bakın, iki üç gün önce Millî Güvenlik Kurulu toplandı. 1997'den bugüne değişen hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha gördük. 1997'deki Millî Güvenlik Kurulu ne karar almışsa geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakanın Başkanlık yaptığı Millî Güvenlik Kurulu aynı kararı almıştır, ne demiştir? "Paralel yapıyla ilgili soruşturma açacağız, paralel yapıyı araştıracağız." demiştir. 28 Şubat postmodern darbe ise bugün yaşadıklarımız "dostmodern darbe"dir değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye 17 Aralıktan beri cumhuriyet tarihinde yaşamadığımız olayları yaşıyor; her gün yeni bir ses kaydı, yeni bir kanıt çıkıyor. Ne ararsan var bu kayıtlarda; halkına küfreden iş adamı da var, ihaleyi paylaşanlar da var, hangi medya grubunu kaç liraya alacağını, hangi medya grubunun başına kimi koyacağını tespit eden insanlar da var. Öyle ki bu olaylar normal ülkelerde olsa değerli milletvekilleri, yer yerinden oynar. Tarihimizde böyle bir örnek var. Hemen 28 Şubat dönemi sonrasında o dönemki Başbakan Mesut Yılmaz Milliyet gazetesinin satışında aracı olmuştu. Herkes biliyor ki Mesut Yılmaz buradan maddi bir çıkar elde etmemişti ve Yüce Divanda yargılandı ama bugünkü yaşanan olaylara baktığımız zaman değerli arkadaşlar, çok daha kirli, çok daha kötü bir dönem görüyoruz. Bakın, bir havuz oluşturuluyor. Havuzu oluşturan bakan. AKP'nin besleyip büyüttüğü müteahhitler havuza para atıyor, kimisi 100 milyon dolar kimisi 20 milyon dolar kimisi de "İhaleye ortak edin, 150 milyon dolar verelim." diyor. Nasıl olsa cebinden çıkan yok, nasıl olsa babalarının paraları değil, nasıl olsa alın teriyle kazanmamışlar, nasıl olsa halkın parası, fakirin fukaranın parası.
Değerli arkadaşlar, bu kadar kepazelik, bu kadar yolsuzluk var, Başbakandan vazgeçtik, bakandan vazgeçtik, bir tek iş adamının yargılandığını duydunuz mu?
Değerli milletvekilleri, herkes açısından, özellikle bugün ülkeyi yönetenler açısından utanılacak bir durum var. İş adamı kirli, siyasetçisi kirli, koca koca iş adamları, servetlerinin ölçüsü olmayan iş adamlarının ne yazık ki düştükleri durum facia.
Değerli arkadaşlar, son iki aydan beri birçok şey yaşanıyor, biz ne yapıyoruz? Ülke her gün bir durumla karşı karşıya, biz ne yapıyoruz değerli milletvekilleri? 4 bakan istifa ediyor, bakan çocukları cezaevine atılıyor, bizim de bugün konuştuğumuz konular başka şeyler. Bakın, Türkiye, ayakkabı kutularının sadece ayakkabı kutusu olmadığını, elbise kılıfının sadece elbise kılıfı olmadığını konuştu.
Sözlerime burada son verirken diğer maddede devam edeceğim ancak Sayın Bakan biraz önce konuşurken çok tepki gösterdi, o intiharlarla ilgili bir şeyi size vereceğim. Onu incelemenizi sizden rica ediyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)