GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:70
Tarih:28.02.2014

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün önemli bir konuyu görüşüyoruz. Neyi görüşüyoruz? Eğitimi görüşüyoruz. Eğitim, gerçekten, daha evvel de söylediğimiz gibi toplumların yaşamında önemli bir faaliyet alanı; o nedenle, eğitimi tüm kaygılardan uzak, öğrencilerimizin nasıl yetiştirileceği konusuna odaklanmamız lazım.

Şimdi, öncelikle, eğitimin sorunlarını giderebilmek için öğretmen açığını bizim gidermemiz lazım. Şimdi, Türkiye'de kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen var; üç farklı öğretmen, üç farklı öğretmenin yetiştirdiği öğrenciler.

Başka bir sorun: Eğiticilerin eğitimi yani öğretmen eğitimi. Maalesef Türkiye'de öğretmenin yetiştirilmesi konusunda bir planlama ve çalışma yok. YÖK'le Millî Eğitim Bakanlığı arasında bir iş birliği yok. İş birliği olmadığını nereden anlıyoruz? Sonuçtan anlıyoruz. İş birliği olsaydı eğitim fakülteleri ihtiyaca göre açılır, öğretmenler ihtiyaca göre yetiştirilir ve öğretmenler ihtiyaca göre atanırdı. Bunlar olmadığına göre demek ki YÖK'le Millî Eğitim Bakanlığı arasında bir iş birliği de yok.

Öğretmenlerin özlük hakları... Öğretmenlerin özlük hakları giderilmeden siz öğretmenlerin şevkle çalışmasını sağlayamazsınız, temin edemezsiniz. Özlük hakları bir bütündür, sadece maddi bakımdan değil. Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi meselesi var. Siz yıllarını eğitime vermiş eğitimciler arasından eğitim yöneticilerini atamazsanız, orada eğitimden beklenen faydayı sağlayamazsınız.

Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: "Aslında aslolan öğretmenlik mesleğidir, diğeri görevlendirmedir." Öyle bir şey yok Sayın Bakan. Gerçi, Sayın Bakan yok burada ama.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Bakan burada.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Orada mı? Tamam.

Sayın Bakan, yok öyle bir şey. "Efendim, o görevlendirmedir, aslolan öğretmenlik mesleğidir." Elbette aslolan öğretmenlik mesleğidir ama bu bir kariyerdir. Tüm devlet memurlarında öyledir. Siz bir göreve atanırsınız, belli kademeleri geçersiniz, ondan sonra da üst makamlara gelirsiniz -o mesleğin neyi varsa- ondan sonra da emekli olursunuz. Yani, biliyorsunuz, Kara Avrupası'nda devlet memurluğu bir kariyerdir ama Amerika'da değil. Amerika'da değil, tamam ama Kara Avrupası'nda öyle. Türkiye'de de uygulanan sistem budur. O nedenle, sizin demin söylediğiniz, maalesef, bu konuda geçerli olan bir şey değildir. Siz o zaman öğretmenlerin, yöneticilerin motivasyonunu bozarsınız.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı niye geldi? Hiç saklamaya gerek yok. Dershaneleri kapatmak için bu tasarıyı getirdiniz ve acele ederek getirdiniz. Dershaneler milyonlarca öğrenciyi ilgilendiriyor, bir o kadar da veliyi ilgilendiriyor. Demek ki toplumun büyük bir kesimini ilgilendiriyor. Toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren böyle önemli bir konuyu böyle konjonktürel olarak önümüze getirirseniz Türkiye'ye iyilik yapmış olmazsınız, Türkiye'nin geleceğini maalesef karartmış olursunuz. Eğitim çok önemlidir, bununla ilgili pilot uygulamalar yapılmalıdır, dünya örnekleri incelenmelidir. Zorunlu kesintisiz eğitim sistemine geçilmeden evvel bu yapıldı ama 4+4+4 sisteminde öyle bir uygulama yapılmadı. 1950'li yıllardan itibaren sekiz yıllık ilköğretim uygulamasının Türkiye'de uygulanabilmesi için millî eğitim şûralarından konu hep görüşüldü, olgunlaştırıldı ve en sonunda da zorunlu kesintisiz eğitim uygulamaya konmadan önce de zaten pilot okullarda, pilot bölgelerde sekiz yıllık eğitimle ilgili uygulamalar yapıldı. Sadece son alınan karar kesintisiz olmasıyla ilgiliydi ama siz iktidara geldiniz eğitim sistemini baştan sona değiştirdiniz, zararlarını da gördünüz, bazı düzeltmeler yoluna güya gittiniz ama mümkün değil düzelmesi çünkü siz eğitim sistemini baştan itibaren bozdunuz. Bakın, tüm eğitimciler söylüyor, diyorlar ki: "Eğitimde başarılı olabilmek için okul öncesi eğitime önem verilmelidir." Siz getirdiğiniz 4+4+4 sistemiyle bunu bir tarafa ittiniz, 5 yaşındaki çocuğu ilkokula gönderdiniz.

Bakın, son sözümü söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde 9 yaşında ilkokulu bitirmiş bir öğrenci bulamazsınız.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)