GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA BULUNAN 559 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN BU KISMIN 3'ÜNCÜ SIRASINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE; BASTIRILARAK DAĞITILAN (11/31) ESAS NUMARALI GENSORU ÖNERGESİ'NİN GENEL KURULUN 1 MART 2014 CUMARTESİ GÜNKÜ GÜNDEMİNİN "ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER" KISMINA ALINMASINA VE ANAYASA'NIN 99'UNCU MADDESİ GEREĞİNCE GÜNDEME ALINIP ALINMAYACAĞI HUSUSUNDAKİ GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 1 MART 2014 CUMARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; 1 MART 2014 CUMARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE 559 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN GÖRÜŞMELERİNİN TAMAMLANMASI HÂLİNDE 2, 3, 4, 5 VE 6 MART 2014 TARİHLERİNDE TOPLANMAMASINA; 1, 8, 15, 22 VE 29 NİSAN 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE BİR SAAT SÜREYLE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:71
Tarih:01.03.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Artık biliyoruz, uzun bir süredir AK PARTİ'nin gündemi ile Türkiye'nin gerçek gündemi farklı. AK PARTİ kendine göre bir gündem oluşturmuş; torba kanunlar getiriyor, iki saat sonra değiştiriyor, tekrar torbaya koyuyor. Torbalı demokrasiye döndük. Ama, çok vahim şeyler oluyor, ülkenin itibarı sarsılıyor dışarıda, rüşvet, yolsuzluk; dış politikada Suriye olayı, Suriye'yle ilgili terör örgütlerine finans sağlama gibi ciddi suçlamalar; ABD'nin insan hakları raporunda, güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanması, demokratik gösterilere yapılan saldırılardan yargının siyasallaşmasına kadar.

Tabii -bütün bunlara baktığımız zaman- AK PARTİ Grubunun verdiği öneriye bakıyoruz: Mart ayında seçim, nisan ayında ne getirmiş Türkiye'nin gündemine? Arkadaşlar çok mu sevdiniz 12 Eylül darbe Anayasası'nı hakikaten? Bundan kurtulmak istemiyor musunuz? Bütün hastalıkların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, bütün bu... Yani, bu aracı, Parlamento arabasını istediğiniz kadar toplamaya çalışın -şasisi darbeden oluşan bir otomobili düşünün- ne kadar kapısını, boyasını değiştirseniz, işte 80 model demokrasisi Anayasa'yla belirlenen bir ülke. O 80 model demokrasiye de 2014 model yeni arabaların markalarını taksanız, şasisi Kenan Evren'in Anayasası, ana ekseni bu. Bundan kurtulmak istemiyorsunuz yani garip bir şey. Yani, demokrasiyi sevmiyor musunuz arkadaşlar? Özgürlükleri sevmiyor musunuz, eşitliği sevmiyor musunuz, insan haklarını sevmiyor musunuz, hukuku sevmiyor musunuz arkadaşlar? Temel hak ve özgürlüklerden niye bu kadar korkuyorsunuz? Oysaki hiçbir siyasi iktidar sizin kadar, tek parti dönemi hariç, 60'tan bu yana bu kadar hüküm sürmedi.

Bakın, bir gerçektir bu, Fatih Sultan Mehmet fethetmiş İstanbul'u, Ayasofya'da namaz kılıyor ve çıkıyor. Atıyla giderken, muhteşem beyaz atıyla, iniyor, bir avuç toprak alıyor ve yüzüne sürüyor, tekrar atına binip devam ediyor. Rivayet edilir işte, Akşemsettin yanında der ki: "Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var." Ve şöyle denir: Yani, o toprak hepimizin sonudur, o toprağın altına gideceğiz ve sizlerin de sonu o topraktır, iktidarınızın sonu da bir insan yaşamı kadar değil arkadaşlar. Niye bu kadar asılıyorsunuz bu darbe Anayasası'na, mevzuatına?

Yani, sadece, tabii, biz kendimize özdeyişleri bağlarız. Derler ki eski Roma'da bir komutan fethetmiş bazı yerleri, gelmiş, şaşaayla karşılamışlar. O komutanın yanında da mütemadiyen bir danışmanı varmış. O da demiş komutanına: "Unutmayın, siz Tanrı değilsiniz." AK PARTİ Hükûmetine ve AK PARTİ'nin ta kendisine söylemek istiyorum: Siz tek başınıza Parlamento değilsiniz, siz tek başınıza demokrasi değilsiniz. Bu gündemleri bu şekilde belirlerseniz, 4 parti grubuyla konuşmazsanız...

Yani, bir İçtüzük Uzlaşma Komisyonumuz vardı, çok da güzel, yüzde 90'larda da uzlaştık. Yani, bu İç Tüzük'ü hayata geçirmek bir haftalık bir iş, onu niye yarım bıraktık? O kadar, iki dönem onun çalışmasını yaptık arkadaşlar. Meclise bir renk gelecekti. Niye savsaklıyorsunuz, onu getirmeyi düşünmüyorsunuz?

Yeni anayasa çalışmalarımızda, belli bir noktada, 60 maddede anlaşmıştık. "Yeni anayasa çalışmalarını nisan ayında tekrar hızlandıralım." diye niye düşünmezsiniz arkadaşlar? Yani, her gün önünüze çıkan duruma göre hareket edip kanunlar yaparsanız, inanın, insanlar şeşbeş olur, partiler de olur, iktidarlar da olur, yetiştiremez ben size açık söyleyeyim. Çok telaş hâlindesiniz ve çok müthiş bir belirsizlik içinde, bir kaygı içindesiniz. O kaygılar size o kadar büyük yanlışlar yaptırıyor ki arkadaşlar, bir şeyi düzelteyim derken çok ciddi yanlışlar yapıyorsunuz.

Bu yanlışlarınızdan birini söyleyeceğim, bunu bir not edin, ne dediğimi anlayacaksınız. 17 Aralık yaşandı, arkasından, 22 Aralıkta TİB'in başına yeni bir başkan getirdiniz. Şimdi, bakın, yeni başkan geldikten sonra ne olmuş? TİB yasasını daha görüşürken biz, İnternet yasasını görüşürken -daha yeni onaylandı biliyorsunuz, daha bunlar olmadan, torbada o yokken- ne olmuş? Rivayet edilir -öyle kabul edin arkadaşlar, bazen "Siz iktidarsınız size gelir her şey" derler ya- MİT'ten bir uzman ekip gider TİB'e, 3 tane mühendis vardır içlerinde ve bu 3 tane mühendis iyi bir çalışma yapar; bu, emniyet, jandarma, kolluk güçleri, mahkemelere ait bütün dinleme kararlarını şöyle bir tararlar, toplarlar, alırlar -hükûmetle, partilerle, neyle ilgili varsa- bir torbaya koyarlarmış onları da. Rivayettir, biri anlatıyor, öyle kabul edin. Sonra bunları toplayıp çok rahat bir biçimde, biz araştırma komisyonu olarak gittiğimizde "Ya, milletvekillerini dinliyor musunuz?" diye sorduğumuzda, bize gülen, pişkin pişkin "hi, hi, hi..." diye gülen memurları, görevlileri gördük biz. Meclisle dalga geçildiğini gördük, Meclisle; milletin iradesiyle,iradesiyle, milletin seçtikleriyle, bu yüce çatıyla dalga geçildiğini gördük arkadaşlar; o atanan memurların, nasıl sırıtarak dalga geçtiklerini gördük. İnanmıyorsanız, aha Zeyid Aslan buradadır; gidin, vallahi -dobra insandır- aynısını söyler size. Ben size söylüyorum.

Sonra, 5 eski daire başkanının bilgisayarları bir incelemeye alınır -biri işte; merak, merak; arkadaşlar, merak- "o 5 daire başkanının bilgisayarında neler vardır" diye ve sonra istihbaratın hedef listeleri alınır; derecesi yüksek mahkeme kararları falan, hard disklerinde gizlilik dereceleri olsun olmasın hepsi alınır.

Ne olur sonra? Hukuk dairesi vardır TİB'in, hukukçular var orada. O hukukçular da gelen mahkeme kararları, hani şekle, usule uygun mu diye bir inceleme yaparlardı. O hukukçuları alırlar arkadaşlar, yerine bahçıvanları koyarlar. Ben "bahçıvan" dedim yani hukukçu olmayanlarını koyarlar; siz öyle anlayın. Onları getirip koyarlar yerlerine ama bunlar sağlam adamlardır ha; sağlam, böyle, merkeze doğru, hemen anında bilgi verecek insanlar. Sonra da -bunların çoğu açık öğretim mezunu zaten, dışarıdan diploma- ne kadar bir adli karar varsa alarm çalmaya başlıyor -Hükûmetle ilgili- ve TİB, daha yasa çıkmadan, AK PARTİ'nin kendi dinleme örgütüne dönüşüyor.

Şimdi bu dinleme için de ben size son söz şunu söyleyeceğim: Tarih, doğru adımları zamanında atamayan milletlerin, yönetimlerin gelecek fırsatlarını nasıl kaçırdıklarını, iç sorunlarıyla nasıl boğuştuklarını ve bağımlı devlet hâline nasıl geldiklerinin ibret dolu örnekleriyle var, yakın tarih. Biz sizi uyarıyoruz: Gelin, bu ülke hepimizin, birlikte yapalım bazı şeyleri. Birlikte bir gündem belirleyemiyorsa bu Parlamento, yazıklar olsun, yazıklar olsun! Yazıklar olsun bizim de bu kürsülerde oturmamıza. Bir parlamento, gündemini ortaklaştıramıyorsa yazıklar olsun diyorum.

Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)