| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; aslında, demokratikleşme paketi adı altında buraya getirip, hazine yardımı konusunda, samimiyetsizliğin ve gerçekten ayrımcılığın ruhunuza, iliklerinize kadar işlediğinin demin resmini, fotoğrafını verdiniz. Sizin, özgürlüklerle, siyasi temsille, siyasi partiler arasında eşitlikle zerre kadar, zerre kadar ama bağlantınız yok. Eğer olsaydı...
Aslında korkuyorsunuz siz çünkü sizin partinizden istifalar başladı, ola ki yarın bir grup kurarlar. Daha önce de sizin partiden ayrılan bir grup, burada, Mecliste grup kurmuştu. O grup, hazine yardımı almıştı, Erkan Mumcu'nun yanılmıyorsam. Şimdi...
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Hazine yardımı alamadı...
HASİP KAPLAN (Devamla) - O zaman Kenan Evren'in çıkardığı yasada, seçimlerde yüzde 7 almak, bir de artı, grubu olan partiler hazine yardımı alıyordu. Siz, oturdunuz, CHP'yle o dönemde iki partiydiniz, bunu, grubu çıkardınız ki başkaları sizden ayrılmasın, istifa etmesin, grup kurmasın.
Bugün, CHP bir önergeyle sizden fersah fersah ileride, diyor ki: "Yüzde 1'lerde oy alan partiler de temsil edilsin hazine yardımından." Hazine yardımı sanki Elitaş'ın cebinden çıkıyor, cüzdanından çıkıyor. Sanki AK PARTİ'nin milletvekillerinin cebinden çıkıyor, sanki sizin seçmenleriniz yalnız hazineye bu yardımın vergisini yatırıyorlar. Ve siz, ayrımcılığı iliklerinize kadar o kadar işlemişsiniz ki, o kadar işlemişsiniz ki, bunu getirdiğiniz zaman "genel seçimler" diyorsunuz. Yerel seçimler seçim değil midir beyler, bayanlar? Bunu söyler misiniz, seçim değil midir yerel seçimler? Türkiye genelinde olmuyor mu? Niye onun yüzde 3'ünden korkuyorsunuz, kaçıyorsunuz? Niye? Çünkü sırf BDP kazanmasın diye. Hani meşhur hikâyedir; Kürt'le, bilmem kim gitmiş ipe, Kürt'e sormuşlar: "Son diyeceğin nedir?" "Anamı görmek istiyorum." demiş. Diğer taraftan da sizin gibi düşünenler de demiş ki: "Son sözümüz, Haso anasını görmesin." Bakalım, Haso anasını mı görecek, başkaları mı anasını görecek, bu demokratikleşmenin ölçütlerinde daha çok konuşacağız.
Yalnız şunu çok iyi bilin: Bu toplantı, gösteri yürüyüşleriyle başlayan 5'inci maddeden itibaren, Taksim Meydanı'ndaki korku ruhunuza işlemiş, onun maddeleri geliyor arkadan. Gezi Parkı direnişinin korkusu sarmış yüreklerinizi. Öyle ki valilerle oturup -atanmışlarınıza, emrinizdeki valilere- tutup seçim, miting meydanları belirleyeceksiniz. Koskoca İstanbul metropolünde 3-4 yer.
Ondan sonra 5 kişiyi bir arada gördü mü başlayacaksınız gazı sıkmaya, TOMA'larla sıkmaya, saldırmaya. Birisi iktidara karşı en ufak bir muhalefet gösterdi mi başlayacaksınız saldırmaya. Saldırgan demokrasi denir buna, saldırgan demokrasi! Bu, AK PARTİ'nin yeni demokrasi modelidir. Sizin, toplantı ve gösterilerden, vatandaşın kendini ifade etmesinden korkunuzun başlaması, aslında ne kadar önlem alsanız da boştur. Niye valilere bırakıyorsunuz bütün karar mekanizmasını, mercisini? Anayasal bir hak değil mi? Anayasa'da toplantı, gösteri hürriyeti yok mu? Orada "İzin alınmadan yapılır." demiyor mu? Yani siz, bu Anayasa'ya aykırı bu düzenlemeyi yaparken nasıl Anayasa'ya rağmen valilerin inisiyatifine verirsiniz? İşinize gelirse değil mi, işinize gelirse...
Bakın, sizin demokrasi anlayışınız kendi tarzınızdır. Evrensel demokrasiyle hiçbir bağınız yok arkadaşlar. Kendi kendinizi kandırıyorsunuz. Karşınızda da birilerini kandıracağınızı zannediyorsunuz. Kandıramazsınız arkadaşlar. Yanlış yoldasınız, yanlış yoldasınız; samimi değilsiniz, samimi değilsiniz. Samimi olmayanların barışa da demokrasiye de hayrı dokunmaz. Size bunu açık söylüyorum, uyarıyorum.
Karar yeter sayısıyla beraber oylama yapın Sayın Başkan.