| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 559 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Anayasa'nın 34'üncü maddesine göre "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." Medeni dünyada toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı temel hak ve hürriyetlerin en başında gelmektedir. Bu hakkın şiddete başvurmaksızın barışçıl bir şekilde serbestçe kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması da temel ilkedir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri bir hak arayışıdır ve idarenin eylem ve işlemine karşı yapılmaktadır. Dolayısıyla, demokratik bir ülkede bu hak ve özgürlüğün kullanımı doğaldır ve yürütme organına düşen, bu tür toplantı ve gösterileri yasaklamak değil bu hakları kullananların özgürce ve güvenli bir şekilde kullanmalarına imkân sağlamaktır.
Görüştüğümüz tasarının 6'ncı maddesiyle 2911 sayılı Kanun'da değişiklik yapılmakta, bu değişikliğe göre açık alanlarda toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı alanlardaki toplantılar ise saat 24.00'e kadar yapılabilir şeklinde düzenlenmektedir.
Kapalı yer toplantılarının 23.00'ten 24.00'e çıkarılması uygulamada önemli bir yenilik değildir. Barışçıl bir gösteri sırf formalitelere uyulmadı, zaman aşıldı diye kanunsuz sayılmamalıdır. Açık ve kapalı alanlar ayırımı da net değildir. Tasarıda öngörülen bu değişiklikler iktidar tarafından reform olarak sunulmaktadır ki bu, doğru bir iddia değildir.
Değerli arkadaşlar, tasarıdaki düzenlemeler toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkıyla ilgili temel sorunlara çözüm getirmemektedir. Kamu düzenini bozmayacak şekilde şiddet içermeyen toplantı ve gösterilerin yapılmasında özgürlük alanının genişletilmesi daha doğru ve demokratik bir yaklaşım olacaktır.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde en çok ihlali Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu nedeniyle almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, barışçıl nitelikteki toplantı ve gösterilerde kamu otoritelerinin orantısız güç kullandığını, orantısız güç kullanan güvenlik görevlileri hakkında etkin soruşturma yapılmasını öngörmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Türkiye'de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ihlallerin çok arttığına dikkat çekerek barışçıl gösterilere müdahale edilmemesini, biber gazı kullanımının kurallara bağlanmasını, güvenlik güçlerinin kuvvet kullanırken gereklilik, ölçülülük ve makuliyetin göz önünde bulundurulmasını önermiştir. Bu iktidar ise tam tersini yapmıştır; Taksim'i, Ulus Meydanı'nı, Tandoğan'ı, hatta Anıtkabir'e giden yolları bile yasak alan ilan etmiştir. Taksim yasağı hukuki bir mesele değildir; Taksim yasağı, AKP'nin, Taksim Meydanı üzerinden güç gösterisinin bir ifadesidir. Hiç kimse yukarıdaki ilkeleri görmezlikten gelip toplantı hakkını olanaksız hâle getiremez, buna hakkı yoktur.
Değerli arkadaşlar, vatandaşların günlük yaşamlarını etkilemeyecek yerlerde toplantının yapılması hükmü ne demektir? Sadece bu hüküm bile tek başına toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını anlamsız kılmaktadır. Hukuki bir araç olarak kullanıp ülkeye nizam vermeye çalışanlara, ifade özgürlüğünün toplu kullanımı bağlamında sınıfta kalanın kendileri olduğunu belirtmek istiyorum.
Gezi Parkı dolayısıyla iktidarın tutumunu Türkiye ve dünya kamuoyu net olarak görmüştür. Bilindiği gibi, orada 7 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi gözaltına alınmış, 60'ı ağır olmak üzere 8.041 kişi yaralanmıştır, 11 kişi de gözünü kaybetmiştir. Tazyikli suya kimyasal katılarak insanların üzerine sıkılması, dünyada eşi benzeri görülmedik bir şekilde 150 binin üzerinde biber gazı fişeğinin göstericilere karşı kullanılması büyük insan hakkı ihlalidir ve AKP iktidarının insan hakları karnesinin de bir yansımasıdır. Bu karneye baktığımızda toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının kullandırılmasında AKP iktidarının notunun çok zayıf olduğunu görmekteyiz. Bu tasarıyla da iktidar notunu iyice sıfırlamaktadır. Zamanı geldiğinde bu halkımız da iktidarınızı sıfırlayacaktır.
Tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)