GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:71
Tarih:01.03.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sabah, şu saatte zaman almak istemiyorum ama bir iki konuyu gündeme getirmek zorundayım.

Şimdi, nefret ve ayrımcılık, gerçekten bir ülkede hiç olmaması gereken bir konu. Özellikle, hatta biraz daha ileri gitmek istiyorum, bir ülkede azınlık statüsünde vatandaşlar da olmamalı. Her bireyin, o ülkenin vatandaşları olarak, herkesin sahip olduğu ortak değerlere sahip olmaları ve birlik ve beraberlik içerisinde yaşayacak, herkesin birbirine saygı duyduğu bir ortam yaratılmalıdır. Nefretin ikinci aşaması insanlık suçudur, onun bir sonraki aşaması ise soykırımdır. Şimdi, nefretin doğurduğu kin ve insanlar üzerindeki etkileri öylesine büyük bir hâl alır ki bir toplum içerisinde hedef gözetilmeksizin insanlara karşı yürütülen katliamlar insanlık suçu olarak adlandırılır. Yani diyelim ki Kızılay'ın bir bölgesinde -Allah korusun ama- bir bomba patlatıldı, şu kadar vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu, hedef gözetilmeksizin, ulu orta yapılan bir saldırıdır ki bu insanlık suçu olarak adlandırılır. Diğer taraftan bu olayın daha farklı bir biçimde gelişmesi ise yani belli bir grubu, siyasi ve etnik grubu tamamen yok etmek kastıyla yapılacak olursa -herkesi öldürmek söz konusu değil ama- bu tamamen "soykırım" olarak adlandırılır. Şimdi, burada PKK'nın yapmış olduğu bombalama hareketleri veya DHKP-C'nin yaptığı bombalama hareketleri tamamen insanlık suçu olarak adlandırılır. Dolayısıyla nefret suçunu bu biçimde de değerlendirmek gerekir. Yani doğrudan doğruya kişileri aşağılamak veya onların sahip oldukları ırki, dinî veya renk veya cinsiyet gibi çeşitli sebeplerle onları aşağılamak tamamen nefret suçuna girer. Bunun önüne geçmenin en önemli yolu tabii ki sadece cezaların artırılması değil ama caydırıcı bir unsur olması da önemlidir çünkü çok ağır bir suç olarak nitelendirilmek zorundadır nefret suçu. Dediğim gibi, bir sonraki aşaması insanlık suçu olarak adlandırılır, insanlığa karşı yapılan suçlar olarak adlandırılır, bir sonraki aşaması ise soykırım olarak adlandırılır. Dolayısıyla bunların çok ciddi şekilde ele alınması gerekir ve biz, bu sebeple beş yıla çıkarılması teklifinde bulunduk.

Değerli milletvekilleri, bu arada bir şeyi söylemek istiyorum. Demin ifade edildi, Hrant Dink meselesi... Hrant Dink meselesi çok karmaşık bir meseledir, sanıldığının aksine, çok farklıdır, sadece Ogün Samast'la ilgili değildir. Onun özellikle yönlendiricisi olarak bugün tutuklanmış bulunan Erhan Tuncel, Elâzığ'ın Temte köyündendir ve Ermeni asıllıdır. Dolayısıyla aslında bir Ermeni'nin öldürülmesinde bir Ermeni'nin rol aldığını da göz önüne alması lazım herkesin. Bunun hangi anlama geldiğini ben şu an için söylemiyorum ama bunu ciddi şekilde ele almak gerekir ve hemen birilerini suçlamanın çok yanlış olduğunu belirtmek için bunu ifade ettim. Yani Ogün Samast'ı yönlendirenler kimlerdi, bunun ardında kimler vardı, bunu çok iyi değerlendirmek gerekir. Dolayısıyla bu konularda ciddi biçimde araştırma yapılmalı, mahkemeler bunları ciddi şekilde değerlendirmeli ve ondan sonra kamuya açıklama yapmak suretiyle özellikle nefrete dönüşebilecek konuların önüne geçmelidir.

Diğer bir yönünü yine söylemek istiyorum. Şimdi, Anadolu'ya Türkler geldiği zaman Anadolu'da sadece ve sadece Bizanslılar vardı, onun dışında herhangi bir beylik yoktu. Bizanslıların hâkimiyeti altında olan bir toprak Türklerin eline geçti. Özellikle şunu da belirteyim: Anadolu'da -daha önce de söyledim- hiçbir zaman "Kürdistan" ifadesi kullanılmadı, yoktur, coğrafya terimi olarak da yoktur. Kürdistan coğrafyası Süleymaniye-Erbil bölgesindedir ve bunlar ta 1090'lı yıllara ait kaynaklarda da vardır. Anadolu'da sadece Kürdistan eyaleti 1847 yılında kurulmuştur, 1839 Tanzimat Fermanı'ndan sonra, o da on yedi yıl ayakta kalmıştır Batılıların isteği üzerine, ondan sonra da olmamıştır. Dolayısıyla bunları, tarihi söylerken doğru yerine oturtmak gerekir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)