| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce AKP'den grup başkan vekili arkadaşlarım, 16'ncı maddenin (b) şıkkı -okumadılar ama- herhâlde çıkarılıyor değil mi?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Önergede çıkarıldı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ondan dolayı teşekkür ediyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, 16'ncı maddede 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinde yer alan "Ancak; Türkçe olmayan ve iltibasa meydan veren köy adları, alakadar Vilayet Daimi Encümeninin mütalaası alındıktan sonra, en kısa zamanda Dahiliye Vekaletince değiştirilir." cümlesi çıkarılıyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, eğer bir yer adını sürekli olarak değiştirmeye kalkışırsanız zaten birçok problemle karşılaşırsınız. Kaldı ki bugüne kadar yapılmış ve bana göre de hatalı olan yer adlarının değiştirilmesini, bundan sonra tekrar değiştirmeye kalkıştığınızda ikinci kere bir travmayla karşı karşıya kalacaksınız. Zira, şu ana kadarki değiştirilmiş birçok yer adının da bilinçsizce değiştirildiğini görüyoruz. Mesela, hemen Mudanya'ya bağlı Zeytinbağı'nın adı İçişleri Bakanlığının da onayıyla "Tirilye" yapıldı. Hangi sebeple Tirilye yapıldığını anlamak herhâlde hepiniz tarafından güçtür yani Zeytinbağı'nın adının "Tirilye" yapılmasını anlayamayacaksınızdır. Tirilye çünkü Yunan komutanının karargâh ismidir, karargâh merkezidir. Hangi sebeple bunları değiştiriyorsunuz? Hangi sebeple değiştirmek ihtiyacını hissediyorsunuz?
Şimdi, eğer Anadolu'da birtakım yer adlarını değiştirecekseniz, birtakım uyduruk kelimelerle değiştirmemeniz gerekir. Zira, Osmanlı dönemini herkes kabul ettiğine göre, o zaman Osmanlı Devleti'nin vergi kayıt defteri olan defterlere bakalım, tahrir defterlerine. Burada hangi köy isimleri varsa, istiyorsanız onları koyalım ama o arada şu da ortaya çıkacaktır: O bölgede yaşayan, zamanında ama şimdi olmayan Rum ve Ermeni köy adlarını da koymak zorunda kalacaksınız ve bütün tapu kayıtlarını, şimdiye kadarki nüfus kayıtlarının tümünü de değiştirmeniz gerekir. Dolayısıyla yer adı değiştirilmez kolay kolay.
Şimdi, "Tillo" adı değiştirildi, "Kürtçe" diye değiştirildi. Hâlbuki "Tillo" Kürtçeyle hiç alakası olmayan bir kelime. "Tillo" Süryanicede "yüksek ruh" anlamına gelir ama kelimenin kökü Süryanice değildir, Sümerceden gelir. Sümercede "öymek, üğmek" anlamına gelir, "yığmak" anlamına gelir ve bugünkü Tillo'nun bulunduğu yer de bu addadır. Keza "Dersim" denilip duruluyor sürekli olarak. Bakın, Dersim'in kelime olarak aslı Farsçadır. "Der" kapı demektir, "sim" de gümüş demektir, "gümüş kapı" anlamına gelir. Yani neyi değiştireceğinizi zannediyorsunuz? Sürekli değiştirmenin anlamı var mı?
Dolayısıyla burada bunların değiştirilmesi...
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Tunceli nereden geliyor?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - "Tunç eli" kelimesi... "El" memleket demektir. "Tunç olan, çıkarılan memleket" anlamına geliyor.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Operasyonun adı mı?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, operasyonun adı değil. Bakın, operasyon yapıldığında oranın adı Dersim'dir. Yapmayın. Şimdi, "Dersim harekâtı" diye bilinir. O zamanın çıkarılan kitaplarının hepsinde, 37 tarihinde çıkarılan kitaplar da Jandarma Genel Komutanlığının çıkardığı, yüz tane basılan kitap da "Dersim" ismini taşır, kitabın ismi.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Operasyonun ismi o.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Dersim harekâtıdır. Ya, Tunceli'yle alakası yok, Tunceli daha sonra konmuştur. Sonra, Dersim, bugünkü Tunceli zaten değildir. Dolayısıyla, hangi ismi nasıl değiştireceğinizi bu şekilde ortaya koyduğunuzda çok büyük bir hata işlersiniz, şimdiye kadar yaşanmış olan travmanın bir başka biçimini de bundan sonra yaşarsınız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)