| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 09.04.2014 |
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 563 sıra sayılı Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan teklif açıkça Anayasa'ya aykırı hükümler içermesine ve bu konudaki bütün uyarılarımıza rağmen, yangından mal kaçırır gibi, apar topar İçişleri Komisyonundan geçirilmiştir. İçişleri Komisyonu Raporu'na göre... 2 milletvekili tarafından hazırlanan teklif, 19/02/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş, aynı gün Başkanlıkça Komisyona gönderilmiştir. Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı da bu alelacele yapılan işe neredeyse, tabiri caizse, çanak tutmuş demeyim ama yardımcı olmuş ve hemen Komisyona göndermiş. Aynı hızla Komisyon toplantıya çağrılmış, 22-23 Şubat günleri Komisyonda görüşülmüş ve AKP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmiştir. Hemen ertesi gün de kabul edilmiş hâliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur yeniden.
Bu teklif aslında 2 milletvekilinin hazırladığı bir teklif değildir, Hükûmetin ve bizatihi MİT'in kendi taleplerini içeren bir tasarıdır. AKP'nin son zamanlarda sistem hâline getirdiği HSYK, İnternet Yasası, dördüncü yargı paketi gibi uygulamalarda gördüğümüz yöntem burada da aynen işletilmiştir.
"Görüşülmekte olan düzenleme teklif değil de tasarı olarak getirilseydi ne fark ederdi?" denilebilir. Tasarı olarak getirilseydi ilgili kurumlardaki hukukçular, bürokratlar, uygulayıcılar ve nihayet belki Bakanlar Kurulunda bazı bakanlar düzenlemeyi tartışır, kamuoyunun bu konudaki hassasiyetlerini dikkate alırlar, uygulamada ortaya çıkacak problemler, Anayasa'ya ve Avrupa Birliği müktesebatına aykırı görülen kısımlar ayıklanır, muhalefetin de katkılarıyla hepimizin üzerinde mutabık kaldığımız bir yasa çıkarma şansına sahip olurduk. Olmalıydık, çünkü Türkiye'nin güçlü, donanımlı bir istihbarat gücüne ihtiyacı olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz sanırım. Ama Hükûmet hazırladığı tasarıyı kamuoyu önünde tartıştırmadan, uzmanların, hukukçuların, muhalefetin görüşünü almadan apar topar yasalaştırmak için karşımıza teklif olarak getirmiştir. Burada amaç güçlü, donanımlı, güvenilir bir istihbarat teşkilatı oluşturmak değil, Hükûmetin kendi işine yarayacak, istediğini yaptırabileceği bir kurum yaratmaktır. Bu anlayışta Anayasa'ya uygunluk, hak, hukuk, demokrasi aramak boşunadır. Biz bu filmi AKP iktidarı döneminde çok izledik, bu da o filmlerden bir tanesidir.
Değerli arkadaşlar, bu teklif, Anayasa'nın yargı yetkisini düzenleyen 9'uncu maddesine, kanun önünde eşitlik öngören düzenlemeyle ilgili 10'uncu maddesine, özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20'nci maddesine, konut dokunulmazlığını düzenleyen 21'inci maddesine, haberleşme hürriyetini düzenleyen 22'nci maddesine, basın hürriyetini düzenleyen 28'inci maddesine, mülkiyet hakkını düzenleyen 35'inci maddesine, hak arama hürriyetini düzenleyen 36'ncı maddesine, kanuni hâkim güvencesini düzenleyen 37'nci maddesine, temel hak ve hürriyetlerin korunmasını düzenleyen 40'ıncı maddesine ve nihayet, mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen 138'inci maddesine açıkça aykırıdır. Anayasa'ya aykırı bir düzenlemeyle MİT'e dengesiz, kontrolsüz, sınırsız yetkiler verilmiştir.
Elbette -biraz önce söylediğim gibi- ülkemizin ciddi, donanımlı ve güçlü bir istihbarat teşkilatına her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu biliyoruz ama her türlü yetkiyi ve gücü denetimsiz ve sorumsuz olarak kullanabilecek bir El Muhaberat örgütü de istemiyoruz; Kuzey Kore'de, Çin'de, Suriye'de, Sudan'da, Eritre'de, Mısır'da yaşananların ülkemizde yaşanmasını istemediğimiz için istemiyoruz. Yani, ülkemizin, her türlü yetkiyi kullanan ama hiçbir sorumluluğu olmayan bir istihbarat örgütünün zulüm ve baskısına açık bir "AK MİT" devletine dönüşmesini istemiyoruz.
Burada yeniden yapılandırılmak istenen teşkilat, ülkenin güvenlik ihtiyacından çok, Sayın Erdoğan'ın otoriter yönetim anlayışının ihtiyaçlarına cevap verecek bir istihbarat örgütüdür. Bu anlayış kabul edilemez, kabul edilmemelidir.
Bakınız, teklifin 1/(h) maddesi MİT'in görevini tarif ediyor. Bu maddeye göre MİT'e verilen görev: "Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi yerine getirmek." Her türlü görev!
"Her türlü görev" ne demektir? Böyle bir görev tanımı olamaz. Verilen görevin adı, çerçevesi, sınırları belli olmalı, görevin tarifi açık olmalıdır. "Her türlü görev" dendiğinde, adam öldürmeden muhalifleri ve muhalefeti susturmaya, hatta yok etmeye kadar varan eylemler "görev" kapsamında sayılabilecektir. İktidara muhalefet eden herkes, bu "görev" kapsamı içerisinde, MİT'in her türlü eylem ve işlemine karşı savunmasızdır. Başbakanın Gezi Parkı'na sahip çıkan milyonlarca genci, gençlerin polis saldırısından kaçıp sığındığı, yaralarının sarıldığı otelin sahibini, Gezi Parkı eylemlerine destek veren iş adamlarını, sanatçıları, sendikacıları, gazetecileri ve televizyon yayıncılarını vatan haini, darbeci ilan ettiği zamanı hatırlayın. Bu yasa çıktığı zaman, bu ve benzeri muhalif milyonlarca kişi MİT'in her türlü görevinin hedefi olacaktır.
MİT'in yetkilerini tarif eden 3'üncü madde yasalaşırsa bankaların, bankalardaki hesap sahiplerinin, iş adamlarının, şirketlerin her türlü ekonomik varlıkları, hesap hareketleri, yatırım faaliyetleri büyük patronun masasında olacaktır. O zaman ihaleler, bankacılık sırları, ticari sırlar, şirketlerin mali yapıları, faaliyet projeleri her türlü baskı, tehdit ve provokasyon tehlikesine karşı korunaksız kalacaktır.
Yine 3'üncü madde yasalaşırsa her türlü soruşturma ve kovuşturma belgelerini MİT'in erişebilmesine açık bırakarak, olası yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili bilgi ve belgeleri Başbakanın eline vererek bunların karartılmasının yolu açılmış olacaktır. İktidar sahiplerine bu fırsatı vermek, yolsuzlukları, ihalelere karıştırılan fesatları, altın kaçakçılarının, kara para aklayıp bakanlarla kanka olanların, ülke kaynaklarını soyanların, soruşturmaları akamete uğratmanın, kapatmanın kolaylaşmasını sağlayacaktır.
Düzenlemenin 3/(e) maddesine göre, MİT'e sahte kimlik, sahte belge üretme, tüzel kişilikler oluşturma ve devam ettirmek için gerekli belge, doküman, araç ve gereçleri hazırlama, değiştirme yetkisi verilmektedir. MİT'in kuracağı şirketin hangi iş alanlarında iştigal edeceğinin sınırı var mıdır? MİT bu şirketlerle köprülerin, havaalanlarının yapım ihalelerine girecek midir? Hangi yandaş şirketlerle konsorsiyum kuracağı belli midir? Bu işler için sahte iş bitirme belgeleri, sahte teminat mektupları düzenleyecek midir?
Yine bu maddeyle, yeni çıkardığınız kanunlara bile aykırı olarak, tüm yurttaşları dinleme ve izleme yetkisi MİT'e verilmektedir. MİT mensuplarına bir suç isnat edilmesi hâlinde, nerede suç işlenmiş olursa olsun -yani Hatay'da, İzmir'de, Diyarbakır'da, Mersin'de, Samsun'da- işlemiş olduğu suçların yargılanacağı mahkeme, Ankara'da görevlendirilecek bir mahkemedir.
HSYK değişikliğiyle bütün yargı erkinin Adalet Bakanlığına bağlandığı düşünülürse MİT mensuplarının artık suç işlemesi hâlinde dahi iktidar sahiplerinin tayin edeceği mahkeme ve hâkim güvencesiyle yapılacak soruşturmaların sonuçsuz kalacağını şimdiden görmek mümkündür. MİT mensuplarının işlediği suçlara ilişkin soruşturma için izin verilmemişse ileride iktidarın değişmesi hâlinde dahi 7'nci maddeye göre yeniden soruşturma yapılamayacaktır.
Değerli arkadaşlar, bu Komisyonda görüşülürken Hükûmet temsilcisi, Parlamentoya yasa hazırlıklarının iki yolla geldiğini, bunlardan birinin Hükûmetin gönderdiği yasalar olduğunu, diğerinin ise milletvekilleri tarafından verilen teklifler olduğunu ancak tekliflerin de mutlaka Hükûmete, ilgili bakanlığa, ilgili daireye gönderildiğini, görüşlerinin alındığını ve ondan sonra işlemlerin yürütüldüğünü söylemektedir. Yani, anlaşılıyor ki buradan da bu yasa aslında Hükûmet tarafından hazırlanmıştır. Bu yasa Hükûmet tarafından hazırlanmış ve 2 milletvekiline imza attırılmıştır, MİT'in talepleri ve Hükûmetin talepleri bu konuda çakışmıştır.
Böyle bir yasaya olur vermemiz mümkün değildir, böyle bir yasaya olur verenler de ciddi bir vebal altında kalacaklarını unutmamalıdırlar.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)