GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563)
Yasama Yılı:4
Birleşim:76
Tarih:15.04.2014

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MİT Kanunu'yla ilgili değişiklik önergemiz üzerinde konuşmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum. Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlarım.

Şimdi, sayın milletvekilleri, elbette ki bir istihbarat kurumunun, devletin güvenliğini ilgilendiren bir istihbarat kurumunun geniş yetki ve yasalarla kuvvetlendirilmesi, güçlendirilmesi memleketin hayrına olur. Yani biz, ilkesel itibarla kendi istihbarat kurumlarımızın güçlendirilmesine karşı değiliz ancak burada çok farklı bir yapılaşma ve ehil ellerde olmayan bir durum görüyoruz. Bir kere Anayasa'ya uygunluğu yok, o yüzden Anayasa Komisyonuna indirilmiyor çünkü yargı yetkisi, eşitlik ilkesi, özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti, basın hürriyeti, vesaire vesaire vesaire, bunların tamamında Anayasa'ya aykırılık var, indiremiyorsunuz.

Bir de -anlaşılan bu yasadan da sorumlu, başkanlığını yaptığı kurullara da dikkat ettiğimiz zaman- Sayın Beşir Atalay'ın ilgilendiği ve çıkartmak üzere Mecliste bulunduğu bir yasa.

Şimdi, ben burada bir olayı hatırlatmak istiyorum ki Sayın Beşir Atalay'ı bizatihi ilgilendiriyor. 26/07/2010'da Dörtyol'da 4 polisimizi PKK terör örgütü şehit etti. Arkasından, polis -kendi yanlış uygulamasından- olayın telaşıyla "3 PKK'lıyı yakaladık." dedi ve halk galeyana geldi. Bir telsiz anonsunda "PKK'lılar karakolu bastı." ifadesi kullanıldı, bütün Dörtyol halkı karakola hücum etti ve arkasından şehir karıştı. Devletin tüm yetkilileri bize rica etti. Ben il başkanıyım o zaman. Oraya geldim ve halkı sakinleştirdik. Öyle bahsedildiği gibi hiçbir şey olmadı, 4 tane dükkân yandı -keşke onlar da yanmasaydı- kimse kimseye tokat atmadan olaylar bitti.

Şimdi, buradan sonrası ilginç: Sayın Beşir Atalay başladı "Bu olaylar yalın değil, arkasında başka şeyler var." demeye. Arkasından Sayın Başbakan Erdoğan "Elimizde bir ses kaydı var, olaylar farklı." dedi. Sabahleyin eldeki ses kaydı çıktı, ocak başkanımız dinlenmiş, montaj. Üç ayrı yerdeki, üç ayrı gündeki yaptığı konuşma kesilmiş, montajlanmış ve sanki Dörtyol olaylarının faili gibi, Kürt kökenli kardeşlerimizin üzerine giden, belki de onların katledilmesine sebep olacak "provokatör" şeklinde takdim edilmiş. Kaset montaj. Sayın Başbakana sorduk, dedik ki: Montaj kaset, hukuki dinleme yok, bu ne geziyor sizin elinizde? Bunu veren Sayın Beşir Atalay, zamanın İçişleri Bakanı! Arkasından bu arkadaşlarımız yargılandı, yargılanıyor şu anda.

Şimdi, bakın, aradan aylar geçti. Bu olayları durdurma noktasında devletin tüm kurumlarının teşekkürüne, iltifatına mazhar olan ben, yedi ay sonra, milletvekili adayı olunca, bu olaylardan yargılandım. Montaj kaseti kimin tertiplediği, kimin dinlediği belli değil ama "paralel yapı" dediğimiz özel yetkili mahkeme bizi dinlemiş. Bu montaj kasetle ilgili bugün Mecliste olan fezlekemiz ne diyor? "Kin, garez, halkı birbirine kışkırtma..." Utanılacak şeyler bunlar, şerefimizle oynanan şeyler. Ama "paralel yapı" diye adlandırdığımız Adana Özel Yetkili Mahkemesi, bu da bizi hukuken dinlemiş, mahkeme kararıyla dinlemiş ve altı ay sonra, hiçbir delil bulunamadığından, kovuşturmaya gerek olmadığına, hiçbir şüphe de bulunamadığından kovuşturmaya gerek olmadığına karar vermiş. Şu anda bu fezleke Mecliste. Hakkımda, Hatay'da Alevi'siyle, Sünni'siyle, Kürt'üyle, Türkmen'iyle, nerede bir sıkıntı çıkıyorsa araya giren Şefik Çirkin, bugün, fezlekeli bir şekilde, Mecliste utanılacak, şerefimi lekeleyecek bir olayla karşı karşıyayım.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sizin için şereftir o.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Sağ olun.

Şimdi, bu yasayla devlet MİT'e teslim edilir ama bu kafayla MİT size teslim edilemez Sayın Beşir Atalay! Belki bu yaptıklarınızdan utanır, gelir, şurada bizden özür dilersiniz. Ona, buna "şerefsiz" diyorsunuz. Bizim şerefimizle oynadınız ve bunun şerefli bir iş olup olmadığını da zatıalinize takdir ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)