| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 15.04.2014 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP iktidarının son dönemlerinde çıkardığı kanunlar dikkat çekicidir, demokratik rejimler açısından ibret vericidir. Emniyet ve adalet gibi devletin siyaset üstü konumda bulunması gereken kurumlarını âdeta AKP Genel Merkezinin emri altına sokacak kanunlar çıkarılmıştır. Sıra, şimdi de MİT'e gelmiştir. MİT AKP'nin arka bahçesi hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki bu teşkilat, devlet bütünlüğü ve millet bekası açısından günlük siyasete kurban edilemeyecek kadar önemli ve özel bir teşkilattır.
Şu anda görüştüğümüz kanun teklifinin genel olarak anlamı şudur değerli milletvekilleri: Ülkemizdeki demokratik, çoğulcu rejim yerine, bir kişinin yönetimi ikame ettirilmeye çalışılmaktadır ve Başbakan, milletin talebi olmayan bir konuyu, MİT Kanunu'nu Meclise dayatmaktadır. Bu talebiyle Sayın Erdoğan, MİT'i tam manasıyla arka bahçesi yapmak, siyasi çıkarlar uğruna bu önemli devlet kurumunu kullanmak istemektedir. Bu teklif, AKP ve Başbakanın kendi paralel devletini ve kendi paralel istihbarat gücünü kurma çabasının açık bir göstergesidir.
17 Aralık hırsızlık, yolsuzluk meselesine, Oslo'dan İmralı'ya, sınırlarımızdaki terör gruplarına yardımdan millî hedeflerimiz aleyhine olan dış politika tercihlerine kadar tüm yasa dışı, ahlak dışı, hatta İslam dışı ilişkilere kılıf bulmak için MİT kanun teklifinin kullanılması manidardır.
Başbakan, bu teklifiyle demokratik tepkileri, masum hak arayışlarını, özel hayatın dokunulmazlığını antidemokratik bir yöntemle Meclis iradesini istismar ederek bastırmak sevdasına tutulmuştur. Bu teklifle, İmralı canisiyle sürdürülen ihanet müzakereleri, yine aynı caninin isteği doğrultusunda meşrulaştırılmaya, suç kapsamından çıkarılmaya çalışılmaktadır; terör örgütleri dâhil, millî güvenliği tehdit eden tüm gayrimeşru yapılarla irtibat kurabilme imkânı tanınmaktadır. Bu yapılırken de MİT mensuplarının görevleriyle ilgili konularda hukuki ve cezai sorumluluktan muaf hâle getirilmesi ise ilginç ve ürkütücüdür.
Bu yasayla Başbakan, hukukla, meşruiyetle âdeta tüm bağlarını kesmiş durumdadır. Sayın Erdoğan, MİT vasıtasıyla herkesi sindirmeye, takip etmeye, dinlemeye, gözetlemeye, haklarında ise bilgi ve belge toplamaya hız vermektedir. Bu durum, binlerce yıllık devlet geleneği olan ülkemiz açısından kaos demektir, ülkemiz açısından dönülmez bir yola girilmesi demektir.
Değerli milletvekilleri, önümüze getirilen MİT kanun teklifi, üzülerek belirtmeliyim ki Hükûmet ile PKK arasında yapılan müzakerelerin koruma altına alınması anlamına gelmektedir. Bu tekliften Başbakan memnundur, bu tekliften PKK memnundur, bu tekliften İmralı canisi memnundur. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile PKK'nın aynı masaya pazarlık için oturmasını meşru kılan, devletin yıllardır yürüttüğü ve uğruna binlerce şehit verdiği terörle mücadeleden vazgeçildiğinin maalesef yasal bir belgesidir. Bu tekliften sonra, Türkiye Cumhuriyeti, dışarıda, ülke dışında artık PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu bir daha ileri süremeyecektir. Bunu ileri sürdüğü takdirde muhatabımız olan dış güçlerin, dış devletlerin bu müzakereleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan bu müzakereleri önümüze getirmesi işten bile olmayacaktır. Çünkü, değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi maalesef PKK'ya muhatap kılınmıştır.
Bu gerekçelerle, Milliyetçi Hareket Partisinin bu yasayı ihanet yasası olarak adlandırmasından daha doğal bir şey olamaz. Bu nedenle, bu teklife Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim "Evet." dememiz mümkün değildir. Ülke bütünlüğüne, millî birliğe ve demokratik kazanımlarımıza ve her şeyden öte, insan hak ve hürriyetlerine aykırı olan bu teklif yasalaşmamalıdır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)