| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 16.04.2014 |
TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MİT Kanunu'ndan önce, dün, burada Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerince verilen bir yasa önerisi Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin çoğunluk oyuyla reddedildi. Neydi bu? Hep söylediğiniz, değiştirmek istediğiniz 12 Eylül rejiminde, faşist 12 Eylül rejiminde mallarına el konulan sivil toplum örgütlerinin, sendikaların ve özellikle de TÖB-DER'in -on binlerce yurtsever öğretmenin kurduğu TÖB-DER'in- mallarının iade edilmesine dönük bir düzenleme talebiyle gelmiştik. Yine ikiyüzlü siyasetinizi burada gösterdiniz ve TÖB-DER'in, DİSK'in mallarını iade etmemekteki kararlılığınızı, 12 Eylül faşist rejimiyle iş birliğinizdeki kararlılığınızı bir kez daha gösterdiniz. Biz bu işin takipçisiyiz. TÖB-DER'in mallarını alana kadar, on binlerce yurtsever öğretmenin alınlarının terini silerek elde ettikleri o malları alana kadar bunun mücadelesini vereceğiz.
Değerli arkadaşlar, son zamanlarda yaptığınız düzenlemelerle, HSYK'da yaptığınız düzenlemeyle, TİB'de yaptığınız düzenlemeyle, "demokratikleşme paketi" adı altında getirdiğiniz çorba kanunlarla ve özellikle de bu MİT Kanunu'yla, her şeyin Başbakana bağlı olduğu ve Başbakana bağlı olan hiçbir şeye dokunulamayan bir düzen kurmak istiyorsunuz; maalesef böyle. Bu yasayla da yasalardan saklanan, kendisine ait yasadan başka hiçbir şeye bağlı olmayan ve kesinlikle Anayasa'ya aykırı, yarı yasal yarı yasa dışı bir örgüt kurmaktasınız. Hâlbuki, MİT hakkında, yabancı servislerin MİT'e sızdığı ve onların direktifiyle operasyonlar yapıldığına ilişkin birçok yaygın söylenti ve bilgi kirliliği -bilgi- ortalıkta gezdiği hâlde; faili meçhul cinayetler için MİT'in organizasyonlar kurduğu, çeteler kurduğu yönünde bilgiler ve dedikodular olduğu hâlde, Aleviler fişlendiği hâlde, Alevi iş adamlarının fişlendiğine dair birtakım bilgiler basına yansıdığı hâlde, Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin fişlendiğine dair bilgiler ortalıkta gezdiği hâlde MİT'e bu denli yetki veriyorsunuz. Komisyondaki konuşmamda da söylemiştim, ben de Cumhuriyet Halk Partisinin fişlenen milletvekillerinden birisiyim. Niye fişlediniz bizi siz sayın MİT yöneticileri? Niye fişlediniz, bunu bir izah edin; Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir milletvekili olarak, millî iradeyi temsil eden bir milletvekili olarak Tufan Köse'yi niye fişlediniz, lütfen bunu izah edin.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, ortada bu kadar dedikodu gezmekteyken, delil karartmalar ortadayken MİT'e verilen bu yetkilerden, samimiyetle söylüyorum, ben ürküyorum. Şimdi, Komisyonda bir milletvekili arkadaşımız konuşuyor, MİT'i biraz eleştiriyor. Siz de oradaydınız İdris Bey. MİT'in yetkilisi kimdir bilmiyorum, müsteşar yardımcısı mıdır, başka bir şey midir, Bakana eğiliyor -bizim çok sert bir Bakan var, her şeye kızıyor burada, Beşir Atalay, çok sinirli, asabi- diyor ki: "Kim bu?" "Bolu Milletvekili Tanju Özcan." diyor fısır fısır, fısır fısır konuşuyorlar. Ya, MİT'ten ürkmemek mümkün mü değerli arkadaşlarım? Vallahi biz ürküyoruz.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Şişlemiyorlar, fişliyorlar.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Şimdi, neyi değiştirmek istiyorlar? Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar ve şikâyet aldıklarında MİT'e soracaklar ve adli yönden başka bir işlem yapmayacaklar. Şimdi, Suriye'deki iç savaşa müdahale etmek MİT'in görevi mi? MİT'in kontrolünde silah ve cephane götürmek... "Tape"ler ortaya çıkmasaydı bilmiyorduk, "paralel yapının rezillikleri" diyorsunuz ya, Allah'tan paralel yapı varmış da sizin rezillikleriniz de ortaya döküldü.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Sizi de kurtarır!
TUFAN KÖSE (Devamla) - 2 bin tane, 20 bin tır silah gönderilmiş.
Şimdi, 21 Ağustosta bir olay olmuş, Guta'da bir kimyasal silahlı saldırı. Bakın, dünya basınına yansıdı, çok itibarlı, çok ödüllü gazeteciler... Bakan onu da ciddiye almıyor, "Mecliste bunlar konuşulmasın." diyor. Seymour Hersh, şimdi bir gazeteci, açıkladı. Dedi ki: "Kardeşim, bu işte MİT'in parmağı var. Bu silahlar El Kaide bağlantılı El Nusra'ya gönderildi." Jandarmanın eşliğinde, MİT'in kontrolünde böyle bir olay var. Şimdi, bizim cumhuriyet savcılarımız isimsiz ihbar diye ya da MİT "Tamam, bu bizim işimizdir." dedi diye bu işten vaz mı geçecekler?
Şimdi, bozacının şahidi şıracı değerli arkadaşlar. Bakın, kimyasal saldırı yapıldı, Hükûmet hemen dedi ki: "Ankara yok bu işin içinde, Suriye yaptı, Esad yaptı." Hemen, MİT, iki günde füze nereden atıldı, silahlar nereden gitti onu açıkladı, hemen. Şıracının şahidi bozacı.
Dünyanın en önemli teknoloji üniversitelerinden birisi -onun da adı MIT- Massachusetts Institute Of Technology dedi ki: "Kardeşim, bu füzeler 2 kilometre menzili olan füzelerdir ve ancak Esad rejiminin muhaliflerinin bulunduğu bölgeden atılabilir." İki gün sonra açıkladı.
Bakın, boynunuza büyük bir kement dolandı, bu bilgiler Amerika'nın elinde var. AKP'den bakalım ne taviz koparacaklar? Yoksa Tayyip Erdoğan'ın ve Bakanlar Kurulundaki bir kısım bakanların uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanması kaçınılmazdır değerli arkadaşlarım, bunu bilin. Öyle millete "Haşhaşı çok çekmişler." filan diyerek de bir yere varamazsınız. Adama "Nereden biliyorsun? Sen de mi haşhaşı çok çektin?" diye sorarlar vallahi.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)