| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 16.04.2014 |
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 563 sıra sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine verdiğimiz önerge vesilesiyle söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu dönemde yasama, iktidarın elinde, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre değil iktidarın ihtiyaçlarına göre kanun yapan bir kurum hâline gelmiştir. "İktidarın ihtiyacı nedir?" diye baktığımız zaman Anayasa'nın hukuk devleti prensibine tabi olmadan iktidarı sürdürebilme gayretleridir. Torba yasa ve temel yasa uygulamalarıyla hukuk aşılmakta, yasal sorumluluktan kurtulmak üzere tedbirler alınmaktadır, son dönemin görüntüsü budur. Bu tür yasal hazırlıklardan bir tanesi de bu önümüzdeki kanun teklifidir. Bu teklifin dört açıdan malul olduğunu görüyoruz.
Bunlardan bir tanesi, sık sık ifade edildiği üzere, kanun tasarısı olarak gelmemiş olmasıdır. Eğer kanun tasarısı olarak gelmiş olsaydı bir otokontrolden geçmiş olacaktı; en azından, Hükûmet üyeleri tarafından olayın değerlendirilmesine, nasıl bakıldığına iktidarın en tepe noktaları şahit olmuş olacaktı. Buna fırsat verilmemiştir, kurumların görüşü alınmamıştır. Dolayısıyla böyle ciddi bir konunun teklif olarak getirilmesi, daha baştan işin iyi niyetten uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer bir husus, ilgili komisyonlara gitmemiş olmasıdır. Değerli milletvekilleri, şöyle kabaca bir bakışla bile 13+2 maddelik bu teklif, kanun teklifi sıradan bir gözle bile Anayasa'nın maddeleriyle kıyaslandığı zaman en az Anayasa'nın 12 maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Böyle bir yasanın, yasa teklifinin Anayasa Komisyonundan geçmeden Meclisin önüne gelmesini kim, neyle, nasıl izah edecektir? Bu, bundan sonraki süreçte de diğer üst mahkemeler üzerinde birtakım baskı metotlarına teşebbüs edileceğine dair bugüne kadar çok sık rastladığımız olumsuzlukların işaretlerini vermektedir.
Bir başka nokta: Alt komisyona götürülmemiştir. Alt komisyonların en önemli faydası, dar sayıda insan tarafından ele alınırken, küçük gruplar hâlinde görüşülürken oradaki iktidar temsilcileri -yüz yüze bu ortamda- bu sipariş yasaları savunamamaları hâlinde kendilerini zorlayanlara "Bu kadar da olmaz." demek suretiyle bu vahşi teklifleri veya tasarıları biraz medenileştirmeye katkıda bulunuyorlardı, buna fırsat verilmemiştir.
Bir başka nokta: Topu topu 13+2 maddelik bir teklif temel yasa olarak gelmektedir, temel kanun teklifi olarak gelmektedir. Bu da maddelerin tartışılmasının bile istenmemesini gösteriyor. Bu açıdan baktığımız zaman daha baştan malul bir görüntüsü var.
Bir başka nokta bu yasayla ilgili: Ciddi bir samimiyet eksikliği görülüyor. Burada iktidarın eklemeler yaparak veya çıkarmalar yaparak düzeltmeye çalıştığı hususların hepsi İçişleri Komisyonunda görüşülen hususlar olmasına rağmen, orada düzeltilseydi daha iyi olmaz mıydı? Burada düzeltilmesinin sebebi, öyle anlaşılıyor ki, ciddi eksik giderme gayreti değil, kamuoyunda oluşmakta olan infiali önlemek için bir iş yapar görüntüsü ortaya koymaktır.
Üzülerek müşahede ettiğim bir başka nokta: İlgili Bakan burada tenkitlere cevap verirken, MİT'i savunur bir ifadeyle, MİT'e yüklenilmemesini istemiştir. Hiç kimse MİT'e yüklenmiyor, hiç kimse MİT'e bir şey söylemiyor. Milletin derdi, muhalefetin derdi, bizim ikazımız Millî İstihbarat Teşkilatının böyle büyük sıkıntılara girmiş bir iktidarın elinde oyuncak olmasının önüne geçmek ve MİT gibi bir millî teşkilatımızı bu görüntüden korumaktır. Dolayısıyla, iktidar mensupları tenkitlerin özünü kavrarlarsa bu düzenlemelerin daha yararlı olacağını düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)