| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 16.04.2014 |
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 563 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi, MİT'te görev yapmış olanların ya da MİT mensuplarının tanıklık yapamayacağını hüküm altına almaktadır. Keza, devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hâllerde MİT mensuplarının tanıklığı MİT Müsteşarına, MİT Müsteşarının tanıklığı ise Başbakanın iznine bağlanmaktadır. 12 Eylülden önceki düzenlemede, MİT mensuplarının ya da MİT'te görev yapmış olanların tanıklığını kısıtlayan herhangi bir kural yoktur. Keza, son düzenlemede, mevcut düzenlemede ise görevin gizliliği ve devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hâllerde izne bağlanan, MİT Müsteşarının iznine bağlanan bir tanıklık hâli söz konusuydu. Burada hiyerarşik bir yapı oluşturulmaktadır. "Devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hâl" tanımı tamamıyla soyut ve subjektiftir, kişiden kişiye değişebilir. Keza, mevcut hâlde şöyle söyleyebiliriz ki, MİT Müsteşarının görevlendirmediği ya da arzulamadığı hiçbir MİT mensubu tanık olarak dinlenemeyecektir. Bu, Türkiye'de suçla mücadelede önemli bir handikaptır. Bütün bu süreci MİT Müsteşarının iki dudağının arasına bağlamak doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri "Otuz yıllık MİT yasası eskidi, yeni dönemde yeni ihtiyaçlar çıktı, çağdaş bir düzenlemeye gereksinim var." diye madde gerekçelendirilmiş. Keza, burada "MİT'in elinde özel, gizli bir belge var. Buna dayalı olarak birtakım şeyler yapılıyordu. Yasal düzenlemeyle bunu daha anlaşılabilir, görülebilir hâle getirdik." deniliyor. Lakin, çağdaşlık, istihbarat kurumunda çalışanları yasalar önünde ayrıcalıklı hâle getirmek, sonra da bu ayrıcalıklı kişileri tek kişiye bağlı çalıştırmak değildir. Çağdaşlık yalnızca yasayla sağlanamaz. Çağdaşlık yasalarda değil, kafalarda aranmalıdır. Keza, çağdaş ülkede şeffaflık, hesap verebilirlik, bağımsız denetim mekanizması, yasalar önünde eşitlik esas olmalıdır.
Bir istihbarat kurumunun, görevinin gereği olarak gizli faaliyette bulunması ile örtülü operasyonlardan hesap vermesinin gerekliliği arasında ince bir çizgi vardır. Temel amaç, gizli görevin aksamasına neden olabilecek unsurları ortadan kaldırmak, keza aynı zamanda da koruma kalkanının hukuk dışı girişimlere araç olmasını önleyebilmektir. Ne yazık ki "önleyici dinleme" dediğimiz sistem devam etmektedir. Aslında bu yasal düzenleme 17 Aralık sürecinden sonraki koruma kalkanının unsurlarından sadece birisidir. Ne yapılmıştır? Adli dinlemelerin önüne bir şekilde geçilmiştir. Adli soruşturmaların hepsi kamuoyunun gözü önünde cereyan edecektir. Tamam, buna hiç söyleyecek bir şey yok. Fakat önleyici dinleme ya da istihbari dinlemenin önü hiçbir şekilde tıkanmamıştır. Bu, şu demektir: Türkiye'de belli insanlar sürekli sorgulanabilecektir, gizlice telefonları dinlenebilecektir, gizli izlemeye tabi tutulabileceklerdir ama istenmeyen kişiler tutulamayacaklardır. Egemenin tek yanlı bilgi edinmesini ama buna karşın diğer alanların sürekli izlenmesini sağlayacak bir mekanizma oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Keza, bu yasa kapsamında önemli şeylerden bir tanesi: Örneğin, MİT teşkilatı bir siyasi partiye çok mahrem bilgilerini sorup öğrenebilme yeteneğine sahip olacaktır. Bunu kabul etmek doğru bir şey değildir. Her kurumun kendine özgü gizli bir yapısı vardır, gizli bir yanı vardır. MİT'i böylesine fütursuzca kullanmaya kalkarsanız bu kuruma ciddi oranda zarar verirsiniz.
Millî İstihbarat Teşkilatının aslında bu yasal düzenlemeyle getirilmek istendiği tablo şudur: Önce askerin bir anlamda burnu sürtülmüştür, devletin eli silahlı bir gücü bir anlamda karşıya alınmıştır. Öte yandan, belli bir yandaş polis mekanizması işletilmiştir, beslenmiştir ama "Besle bir kuşu..." meselesi söz konusu olmuştur. Şimdi, MİT'e hem istihbari hem operasyonel yetkiler verilerek yeni bir silahlı güç sağlanmaya çalışılmaktadır. Böylesine otokrat anlayışa sahip olma eğilimindeki insanların böyle bir yapıya ihtiyacı vardır. Bu devlet kurumuna yazık edilecektir, Türkiye'ye yazık edilecektir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)