| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.04.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, devlet yalan söylemez, devletin yalan söylememesi gerekir.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ama bakanlar söyler!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Devletin hukukla donatılması lazım, hukuk dışına çıkmaması lazım. Tabii, şüpheler niye iktidarın üzerine geliyor? Bugüne kadar -tabii, Meclis İçtüzüğü'ne göre temiz dil kullanmam gerekiyor- hakikate aykırı beyanlarda bulunduğu için herkesin şüphesi had safhada. Neden? Mesela -Bakan gitti ama Sayın Ulaştırma Bakanı burada- 22 Haziran 2012 tarihinde Akdeniz'e düşen uçağımız, şehit olan 2 pilotumuz vardı, Allah'tan rahmet diliyorum. Bu uçakla ilgili bu uçuşun sebebi neydi? Eğitim uçuşu muydu, yoksa sınırda bilgi toplama uçuşu muydu?
İki: Bu uçuşla ilgili -MİT'in yetkili personelleri burada- özellikle biraz önce soru olarak sordum. Bu uçuş daha önce askeriye tarafından planlanan uçuş dışında MİT'in belirlediği bir uçuş muydu? Eğer MİT'in belirlediği bir uçuşsa... Tüm milletvekillerinin hep söyledikleri şudur, deniliyor ki: "Burada bir istihbarat devleti var, istihbarat örgütü var, Türkiye istihbaratla idare ediliyor." MİT yetkililerinin, gayet rahat, İç Tüzük'e göre gelip bu konuda burada konuşma hakları var. Bu Parlamento bu işin gerçek yüzünü öğrenmek istiyor. Bu uçağın rahmetli pilotları 70 fitte mi uçuyorlardı, yoksa MİT tarafından verilen uyarı üzerine -"Biraz daha alçaktan uçun."- 40 fite indiler mi bunlar? Peki, bunlar sınırda uçuşu yaparken esasen burada "Suriye'nin o kadar riskli bir bölge olması nedeniyle tüm savaş uçaklarımız teyakkuz hâline girsin, her an için bir saldırı olabilir, biz Suriye'ye saldıracağız..." Böyle bir planlama var mıydı? Tabii, burada bir başka sorun, yurt dışına -yani sınır aşmayla ilgili- bu tür uçuşlarla ilgili -aynı zamanda Uludere'de de bu hadise oldu- Genelkurmay Başkanının sınır aşmayla ilgili yetkisi vesairesi yok. Peki, buna Başbakanın yetki vermesi gerekiyor, burada Başbakan yetki verdi mi? Vermediyse bu sınır aşmayla ilgili MİT mi verdi? Sözün kısası, Akdeniz'de düşen uçağımızın sorumlusu... Benim almış olduğum duyumlara göre, bana gelen bilgilere göre, MİT uçuş planlamasını, güzergâhını değiştirdiği için olmuştur deniliyor.
İki: Bugüne kadar 40 fit veya 70 fit şeklinde uçuşun, alçak uçuşun yapılması yasak, mevcut olan yasaya göre 100 fitten aşağı uçuş yapılamaz deniliyor. Peki, bu MİT nasıl böyle bir görevlendirme yapabiliyor?
Üç: Peki, Başbakanın böyle bir talimatı yok. Bu yasa getiriliyor, yasada ne deniliyor: "Efendim, görev alanına, bilgiyle ilgili toplama alanına giren her türlü konuda dava açılamaz, tazminat ödenemez, sorumluluk olamaz." Bu sorumluluğunuz... Acaba bu uçağın düşmesine sebebiyet veren kişileri aklamak için, yine MİT'i sorumluluktan kurtarmak için mi getirdiniz, MİT mensuplarının bunda sorumluluğu yok mudur?
Onun için, tüm siyasal iktidara hodri meydan diyoruz, Genelkurmay Başkanlığında askerî savcılığın düzenlemiş olduğu iddianameyi kamuoyuna açıklayınız. Burada, evet, savcılığın bir gizlilik kararı var. Hükûmet düşen bu uçaktan, 2 pilotumuzun şehit olmasından sorumludur, başta sorumlu MİT'tir. MİT uçağın güzergâhını değiştirmiş midir? Bu sorular açıklığa kavuşmadığı müddetçe hiç kimse sizin yakanızı bırakmayacak. Ahlaka aykırı, uluslararası sözleşmelere aykırı yasa yapılamaz. Böyle bir yasayla kurtulacağınızı zannediyorsanız, kamu vicdanından kurtulamazsınız en azından. Ben, sizi önce Allah'a havale ediyorum, sonra yüce Türk milletine havale ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu dosyayı halka açıklayınız, açıklamazsanız bunun altında kalacaksınız.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)