| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.04.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; genellikle demokratik ülkelerde, toplumlarda, hukuk devletlerinde istihbarat örgütleri denetlenir. Nasıldır bu denetim? Bir iç denetimleri vardır, bu idaridir, hiyerarşiktir. İkincisi, yürütmenin denetimi vardır, hükûmet Başbakana bağlı olduğu için Teftiş Kurulunun bir denetimi söz konusu. Yargısal denetimi vardır, bütün idarenin işlemleri yargının denetimindedir. Bir de medya, sivil toplum denetimi vardır demokratik ülkelerde. Beşinci olarak da Meclis denetimi var. İşte en son bir komisyon kurulması olayı, güvenlik ve istihbarat komisyonu kurulması.
Şimdi, bu güvenlik ve istihbarat komisyonunu kurarken o kadar acele veya işin ehli olmayan bir teklif hazırlamışsınız ki -yürütme- şöyle diyor bu demin kurduğunuz komisyonda: Çalışması Bakanlar Kurulu -yani yürütme- tarafından konulacak yönetmelikle belirlenir. Şimdi, Allah aşkına, Meclis bir komisyon kurdu bu yasayla, değil mi? Meclisin komisyonları neye göre çalışıyor arkadaşlar? İç Tüzük'e göre çalışıyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Kendi tüzüğüne göre.
HASİP KAPLAN (Devamla) - İç Tüzük'e göre çalışıyor, siz, İç Tüzük yerine Bakanlar Kurulunun... Yani yürütme Meclisin komisyonunun nasıl çalışacağına karar verecek. Yani yürütme bu komisyonun yönetmeliğini yapacak. Hayır, arkadaşlar, burada yanlış yapıyorsunuz.
Bakın, bu parlamenter denetimle ilgili bütün komisyonları inceledim. Bir kere hepsinde fren-denge sistemi -ki Amerika'yı örnek aldığınız iddia ediliyor- muhalefet ve iktidar arasında bir denge var. En fazla 1 milletvekili çoğunluk partisinde fazladır arkadaşlar. Şimdi, ne yapıyor bu parlamenter demokrasilerdeki denetim? Bir, hukuka uygunluk denetimi yapıyor. İki, verimlilik denetimi yapıyor. Üç, etkinlik denetimi yapıyor. Dört, insan hakları sözleşmelerine uyum denetimi yapıyor. Beş, bütçe, muhasebe denetimini yapıyor Sayıştayla beraber, Sayıştay dışında. Altı, istihbarat politikalarını denetliyor. Denetliyor, önermiyor bakın, dikkat edin, hepsi denetleme ve bütün bu denetlemelerden sonra, şu an, evet, Türkiye'de en kapalı kutu, kurum MİT. Yani İttihat Terakkiden günümüze kadar Türkiye'de Millî İstihbarat Teşkilatının geldiği nokta bu.
Denetim zafiyeti olduğu zaman parlamenter demokrasilerde ne olur? İnsan hakları ve hukuk ihlalleri artmaya başlar. Bunu niye örnekliyorum: 90'lı yıllarda binlerce köyün yakılması ve binlerce faili meçhul cinayet davasının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi o tarihlerde iç hukuk yollarının tüketilmesine gerek görmeden başvurularını incelemeye başlamıştı çünkü "Hukuk yoktur." deniyordu, "Hukuk etkili bir yol değildir." deniyordu.
Şimdi, buradan baktığımız zaman, bu çerçevede bakıldığı zaman, bizi demokratik ülkelerdeki denetim kurumlarıyla kıyasladığımız zaman, bari bunun adını "denetim komisyonu" koysaydınız. Yine, bir tekriri müzakere yapın, bence adı "denetim komisyonu" olsun. Yani hakikaten "öneri komisyonu" olarak kurulması, cidden, akademisyenler ve televizyon programı tartışmalarında göreceksiniz, çok ilginç bir şekilde tiye alınabilir. Yani hukuk tekniği açısından da doğru değil. Çünkü, burada, dünya örneklerine baktığımız zaman, bunların hiçbirisinde böyle bir komisyon yok. Böyle bir komisyon olmayınca ne olacak? Denetim fonksiyonlarını netleştireceksiniz. Neyi denetledin? Evet, meslek sırrı, devlet sırrı, gizlilik, bunlar var, herkes bununla yükümlü ama bu uygulandığı zaman mutlaka Parlamentonun denetimini hissetmesi lazım kurumların. Hissettiği zaman, denetim, görevini yaptığı zaman bir işe yarayacaktır. Aksi takdirde bir anlamı olmayacak, kâğıt üstünde bir kurum olarak kalacaktır. Bunu ifade etmek istiyorum.
Saygılarımla... (BDP sıralarından alkışlar)