GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563)
Yasama Yılı:4
Birleşim:78
Tarih:17.04.2014

MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günlerdir Millî İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda değişikliğe ilişkin iki arkadaşımızın verdiği kanun teklifi üzerinde görüşmeler yapıyoruz ve biz de muhalefet milletvekilleri olarak günlerdir uyarılarımızı yapıyoruz ama ne yazık ki birer birer maddeler oylanıyor ve geçiliyor. Çünkü milletvekili arkadaşlarımız bu konuşmalarda düşünmeye ve düşünmeye göre karar vermeye yönelmiyorlar.

Buradan bütün yurttaşlarımızın şu sorduğumuz soruları dikkate almasını bu yüce Meclisin kürsüsünden iletmek istiyorum: Niye bu yasa on iki yıl sonra gündeme geldi? On iki yıl öncesine göre bugün olağanüstü koşullarda mıyız, olağanüstü şartlar mı yaşıyoruz? AKP milletvekillerinin ve Hükûmetin başının iddiasına göre, on iki yıl öncesine göre çok daha demokratik ortamdayız, çok daha ileri düzeydeyiz ama ne mümkün ki MİT Yasası on iki yıl öncesine göre çok daha antidemokratik bir şekle bürünüyor ve MİT'in yetkileri kimsenin hesap soramayacağı bir şekilde gündeme getiriliyor. Bunun gündeme gelişinin tarihi de... Mutlaka AKP iktidarının ihtiyaçları üzerine düzenlendiğinden kuşku yok çünkü ilk defa MİT Müsteşarının ifadeye çağırılmasıyla gündeme gelen bir değişiklik yapıldı. İkinci değişiklik de 17 Aralıktan sonra ortaya çıkan yolsuzluklara ilişkin, bütün soruşturmaların gizlenmesine ilişkin bir ihtiyaçtan ötürü gündeme geldi. Ve bu ihtiyaç karşısında 2 milletvekili arkadaşımız, İdris ve Alpaslan arkadaşlarımız sanırım bir gece düşündüler, "MİT'in yetkileriyle, bu yetkilerle bu yolsuzlarla ilgili soruşturmaların ve yurt dışında yapılabilecek faaliyetlerin yürütülmesi mümkün değil ancak bunu yasa dışı yollardan yaparsak yürütebiliriz ama yasa dışı yaptığı zaman da MİT bu faaliyetleri, Hükûmetin savcılarınca, hâkimlerince, Jandarma teşkilatlarınca yakalanıyor, suçüstü yakalanıyor. Onun için, bunları yasal hâle getirelim." düşüncesiyle hareket ettiler herhâlde. Bu yasa tasarısı da onun için, bu kanun tasarısı da onun için gündeme geldi.

Şöyle bir şeyi hatırlatmak isterim: Anayasa değişikliği, 2010 yılında referandumla Anayasa değişikliği yapılırken de bu Anayasa değişiklikleri, HSYK'yla bu kadar uğraşmanız bir gün gelir sizi de vurur ve bu kanunlar, bu yetkiler size karşı da uygulanır diye uyardık, hiç dikkate alınmadı ve "paralel yapı" diye ilan ettiğiniz yapı, beraber yürüdüğünüz, beraber yollarda ıslandığınız bu yapı bir gün geldi, sizi de aynı HSYK'nın yetkileriyle, aynı savcıların yetkileriyle ve çıkardığınız kanunlarla yargılamaya başladı.

Bu kanun teklifiyle bir kez daha uyarıyoruz: Bugün yetki verdiğiniz MİT yetkilileri, MİT kurumu ve üyeleri ya da bugün ve yarın orada görev alacak kişiler başka paralel yapıların inisiyatifine girerse -ki girme ihtimali sizin bu tarzınızla, devleti bölüşme kaygınızla ve iktidarda kalabilmek için yeni ortaklar arama kaygınızla devam edip gidecektir- bir gün bu kanunlarla sizi de yargılayabilirler, bu kanunlarla hiç sorgusuz sualsiz yine geçmişte olan yasa dışı uygulamalarda olduğu gibi faili meçhul cinayetler işlenebilir, bu kanunlarla altın kaçakçılığı yapılabilir, kara para aklamaları yapılabilir, bölüşümde sorun çıktığında da bu kanunlarla MİT yetkilileri Hükûmetin, milletvekilinin, bakanların -her türlü- Cumhurbaşkanının yetkilerinin üstüne geçebilir çünkü bu kanunla kendimize vermediğimiz yetkileri onlara veriyoruz.

Buradan bir kez daha sizi uyarmak istiyorum. Vaktimiz az, bir gün önce Manisa Milletvekili Özgür Özel'le paylaştığımız bir fıkrayla geçiştirelim. Baba oğluna soruyor: "Oğlum, dün okulda ne dersi gördünüz?" "Baba, dinamit yapmayı gördük ve dinamit patlatmayı gördük." "Oğlum, yarın okulda ne göreceksiniz?" "Baba, sende de insaf, okul mu kaldı." diyor. Ne yapacağız? Bu yasayı yaptıktan sonra umarım Millet Meclisinin yeni yasalar yapmaya ihtiyacı kalmayacak değerli arkadaşlarım. Bunu bir kez daha buradan bütün yurttaşlarımıza iletmeyi Cumhuriyet Halk Partisinin bütün milletvekilleri adına bir görev sayıyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)