GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN KURULUŞ YIL DÖNÜMÜNÜN VE ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI'NIN KUTLANMASI, GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNİN BELİRTİLMESİ GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:80
Tarih:23.04.2014

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündemimize göre, Genel Kurulun 16/4/2014 tarihli 77'nci Birleşiminde alınan karar uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 94'üncü yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ve günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla yapacağımız görüşmelere geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Türk milleti olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 94'üncü yıl dönümünü coşku ve heyecanla kutluyoruz. Bu vesileyle, o kutlu destanın yazıcıları, başta Millî Mücadele'mizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ilk Meclisimizin gazi milletvekilleri olmak üzere tüm gazi ve şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyorum. Millî Mücadele'mizin bu kahramanları bize onurlu bir tarih ve şanlı bir geçmiş bırakmışlardır, yüreğimize daima büyük umutlar ve heyecanlar armağan etmişlerdir.

23 Nisan 1920, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış tarihi olduğu kadar Anadolu'da yeni Türk devletinin de miladıdır. Milletimiz doksan dört yıl önce Anadolu'da yeni bir başlangıç yapmış, 23 Nisanın taşıdığı derin anlamı milletimizin her ferdinin doğru anlaması gerekmektedir. Her türlü tehdit ve zorluk göze alınarak bayrak düştüğü yerden kaldırılmış ve Türk milletinin istikbalinde yeni ufuklar açılmıştır. Hürriyet ve bağımsızlığımızdan asla vazgeçemeyeceğimiz bütün dünyaya ilan edilirken, emperyalist ve müstevli kuvvetlere karşı verilen kahramanca mücadele sonrasında Anadolu yeniden barış ve huzura kavuşmuştur. Gazi Mustafa Kemal'in liderliğinde Samsun'dan başlayan Millî Mücadele'miz, İzmir'de düşmanın denize dökülmesiyle kutlu bir zaferle sonuçlanmıştır. İstiklal mücadelemizin kahramanları o zor şartlarda büyük bir destan yazmışlardır. Bu destanın kahramanları daima yüreklerimizde ve tarihimizde yaşayacaklardır. Anadolu'nun üzerine kara bulutların çöktüğü o dönemde umut meşaleleri tutuşturup milletimizi karanlıktan aydınlığa çıkarmışlardır. Ankara'da yaktıkları kandiller Anadolu'nun çeşitli köşelerinde, Sakarya'da, İnönü'de birer ateş topu gibi düşmanın üzerine yağmış ve işgalcileri hezimete uğratmışlardır. Son bir buçuk asırdır tökezleye tökezleye yürümeye, kendisine güçlü bir istikamet çizmeye çalışan Türk milletini yeniden ayağa kaldırmanın çabasında olmuşlardır. Bağımsızlık, cumhuriyet ve demokrasinin zenginliklerini ülkemize kazandırmanın, Türkiye'yi kalkınmış modern bir ülke yapmanın gayretini göstermişlerdir. Modern dünyanın kazanımlarını ülkemize getirmenin, ülkemizde bilimin, üretimin, sanayinin, zenginlik ve kalkınmanın hâkim olmasının mücadelesini vermişlerdir.

Değerli milletvekilleri, doksan dört yıl önce Meclisimiz büyük heyecanlarla açılmıştır. Hacı Bayram Camisi'nde kılınan namazın ve edilen duaların ardından Meclisimiz çalışmalarına başlamıştır. Yürekleri buruk, kulakları Anadolu'nun dört bir yanından gelecek haberlerde olan 115 milletvekili gözyaşları eşliğinde ilk toplantısını yapmıştır. O gün, en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Avkan Bey, milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde, alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek "Büyük Millet Meclisini açıyorum." hitabı ve tevfikiilâhiyle Meclisin açılışını yapmış, milletvekilleri de gözlerinde ve yüreklerindeki ışıkla bu tarihî olaya eşlik etmişlerdir.

Gazi Meclisimiz Millî Mücadele'mizi yönetmiş ve başarıya ulaştırmıştır. İlk Meclisimizin kahraman milletvekilleri zaman zaman cephede zaman zaman Mecliste milletimizin geleceği için çalışmışlardır. Milletimizin umutlarına ve menfaatlerine asla halel getirmemiş, millî bir duyarlılıkla kendilerini ateşe atarak o yangın ortamında mücadele etmişlerdir. Milletvekilleri bir yandan cephede mücadele ederken bir yandan da bağımsızlığa olan inançla yeni devletin altyapısını oluşturmuş, kanunları çıkarmış, millî marşımızı kabul etmişlerdir.

Millî Mücadele'mizin kahramanlarının, dönemin zor şartlarında Ankara'ya gelebilen 115 milletvekilinin ve İstiklal Savaşı'mızın isimsiz kahramanlarının büyük başarılarıyla gurur duyuyoruz. Onların yaptıkları tarihimizde hep söylenecek, anlatılacak ve işaret taşları olarak bize yol gösterecektir. Biz, onların bu yaptıklarından ve düşüncelerinden dersler almaya, demokrasimizi geliştirmeye ve ülkemizin modern ülkeler safında yer alması için gayret göstermeye devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, Türkiye muasır medeniyet yolunda önemli mesafeler almıştır. Demokrasisini geliştirmiş, kurumsallaştırmış, millî iradenin üstünlüğü anlayışını güçlendirmiş, işleyen bir sisteme dönüştürmüştür. Fakat, tarihin akışında gelişmenin durmadığı, demokrasilerin de tekâmül kaydettiği, daha özgürlükçü yorum ve uygulamalara doğru evrildiği bir gerçektir. Bizim de bunu yakalamamız gerekmektedir, yoksa çağın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Demokrasimizi nasıl daha fazla geliştirebileceğimiz, hukukun tam anlamıyla egemen olduğu, katılımcı, çoğulcu ve temsil gücü yüksek bir siyasi yapıyı nasıl inşa edebileceğimiz önümüzde duran en önemli problemlerdendir. Toplumsal sorunlara daha fazla demokrasi ve özgürlükçü bir anlayış içerisinde, hukuku esas alarak çözüm bulabiliriz. Ortak aklın işlediği, saygı, güven ve hoşgörü anlayışının, uzlaşı ve iş birliği kültürünün üst düzeyde olduğu bir zemin içerisinde sorunlarımızı çözebiliriz. Buna ihtiyacımız vardır ve bunu hep birlikte inşa edebiliriz. Demokrasimizi ancak bu şekilde daha ileriye taşıyabilir, toplumsal barışımızı bu şekilde güçlendirebiliriz.

Bu nedenle, Meclisinin açılışını çocuklarına bayram olarak armağan eden tek ülke olarak onlara daha güzel bir gelecek ve gelişmiş bir demokrasi bırakmak ortak sorumluluğumuzdur, bu bizim üzerimizde bir vebaldir. Geçmişimizden bize intikal eden miras ölçüsünde en iyisini yapmak, çocuklarımıza güzel bir ülke bırakmak zorundayız. Onlar da bizden daha iyisini yapacak, daha gelişmiş ve müreffeh bir ülkeyi inşa edeceklerdir. Yoksulluk, siyasi, ekonomik ve dinî kayıt dışılık gibi sorunların olmadığı, demokratik kanalların özgür bir şekilde işlediği bir yapıyı inşa edeceklerdir. Çünkü devletimizin devamı, milletimizin bekası, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar olmasının güvencesi çocuklarımız ve gençlerimizdir. Geleceğimiz onların ellerinde şekillenecektir. Yarının daha huzurlu ve aydınlık Türkiye'sini onlar yönetecek, aramızdaki kardeşliği onlar daha da derinleştirecek ve ebedileştirecektir.

Bu düşüncelerle, tüm milletimizin ve geleceğimiz olan çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, ilk Meclisimizin gazi milletvekillerini, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugüne kadar görev yapmış, demokrasimize, ülkemize hizmet etmiş tüm milletvekillerini, Millî Mücadele'mizin isimsiz kahramanlarını, gazi ve şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyorum.