| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; (9/8), (9/3), (9/4), (9/5) VE (9/6) ESAS NUMARALI MECLİS SORUŞTURMASI ÖNERGELERİNİN 5 MAYIS 2014 PAZARTESİ GÜNKÜ GÜNDEMİN "ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER" KISMININ SIRASIYLA 1, 2, 3, 4 VE 5'İNCİ SIRALARINA ALINMASINA, ANAYASA'NIN 100'ÜNCÜ MADDESİ GEREĞİNCE MECLİS SORUŞTURMASI AÇILIP AÇILMAMASI KONUSUNDAKİ GÖRÜŞMELERİN TBMM GENEL KURULUNUN 5 MAYIS 2014 PAZARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA VE BU GÖRÜŞMELERİN TAMAMLANMASINA KADAR ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRMESİNE; 6, 13, 20 VE 27 MAYIS 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE BİR SAAT SÜREYLE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN İŞLERİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 7, 14, 21 VE 28 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 564 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 29.04.2014 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin teklifini göz önüne aldığımızda şunları görüyoruz: Geçen dönemde ileriye sürdükleri, özellikle "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında söz konusu olan ve Anayasa'nın 100'üncü maddesi gereğince, Meclis soruşturması açılıp açılmaması konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisine verdikleri önergenin şu şekliyle tekrar ele alınmasında yarar görüyorum. Her şeyden önce, o tarihte hatırlarsanız verilen önergenin eksik ve yetersiz olduğunu özellikle vurgulamıştık, 100'üncü maddeye göre, hangi sebeple suçlandıkları, hangi maddeye göre suçlandıkları ve cezalandırma istediklerinin de belirtilmesinden söz etmiştik ama o tarihte bunlardan kaçınıldı, verilmedi ancak bugün bununla ilgili gelen önerge detaylı ve 100'üncü maddeye de uygun şekilde hazırlanıp verilmiş. Ancak, burada şunu özellikle belirtmek istiyorum: Bu önergenin pazartesi günü ele alınması, gerçekten AKP'nin bugüne kadar yapmış olduğu yolsuzluklarının olmadığı ve bundan yüzlerinin akıyla çıkacakları, bunun bir iftira olduğu şeklindeki iddialarını çürütmektedir. Zira, Meclis pazartesi günü bu konuyu görüşecekse, kamuoyundan gizlenen, televizyonlar kapalı olduğu için kamuoyunun bunlardan haberdar olmayacakları bir güne getirmiş olmaları, aslında kendilerinin de suçsuzluklarına inanmadıklarının önemli bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Zira, bu kadar bu konuda kendilerinden emin iseler pazartesi günü getirmelerini anlamak mümkün değildir. "Efendim, son günü pazartesi." gibi bir iddiayla ortaya çıkmaları da kabul edilemez. Zira, bir ay geçti, bu bir ay içerisinde bütün günlerin sanki suyu çıktı, en son güne getirmek gibi bir duruma girdiler.
Şimdi, değerli milletvekilleri, aslında, suçlu ve yolsuzlukla itham edilen 4 bakanla ilgili olarak kendilerinin de bir dilekçeyle bu konuda bir komisyon kurulması isteğinde bulundukları ifade ediliyor. Şimdi, şurasını muhakkak ki iyi düşünmemiz lazım, bu bakanlar gerçekten toplum içerisinde önemli bir şekilde suçlanmaktadırlar ve herkesin âdeta kafasına nakşedilmiş bir suçluluk meselesi var, yolsuzluk meselesi var. Madem bu bakanlar suçsuz, öyleyse bu insanlara bir an önce aklanma hakkının da verilmesi gerekir ve bunun kamuoyunun nezdinde yapılması birinci derecede önemlidir.
Şimdi, siz, hem Mecliste bu komisyonun kurulmasıyla ilgili bütün görüşmeleri hasıraltı edeceksiniz, kamuoyundan gizleyeceksiniz hem de bu insanların aklanması konusunda rahat bir şekilde kendilerine savunma izni vermeyeceksiniz. Aslında bir komisyon kurulmasına bile gerek yoktur bu konuda. Doğrudan doğruya, mademki bu bakanlar aklanmak için başvuruda bulundular, Meclis bir yargı organı değil, öyleyse, bu yargı organı olmadığı için, bu komisyonun herhangi bir şekilde bu bakanları suçlaması veya suçlamaması da söz konusu olmadığına göre, sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu bakanların özgür iradeleriyle yargılanmalarına izin vermesi görevini yerine getirmesi gerekir. Böylece bakanlar doğrudan doğruya mahkemeye gitsinler ve aklansınlar. Eğer dediğiniz gibi bunlar düzmece ise, birtakım, işte, uyduruk "tape"lerle meydana gelmiş böyle bir suçlama yapılıyorsa o zaman yapacağımız en önemli iş, bu insanların kendilerini aklamalarına fırsat vermektir. Siz istediğiniz kadar Mecliste komisyon kurulmasını reddedin, bununla ilgili bir komisyon kurulmasını reddedin bu durum daha da sizleri suçlandıracaktır, sadece bakanları değil, sizi de suçlu hâle getirecektir çünkü onların yargılanmasına fırsat verecek bir işi savsakladığınız anlaşılacaktır. Dolayısıyla, onların bir an önce aklanmaları, toplum içerisinde de yüzlerinin akıyla dolaşabilmeleri için mahkemelere çıkmalarına bu Meclisin izin vermesi gerekir. Bu izinle mahkemelere çıksınlar, aklansınlar. Adil mahkemelerden söz ediyorsak o zaman bunun yapılması lazım. Yok, "Mahkemeler adil değildir." diyorsanız, "Mahkemelere güvenmiyoruz." diyorsanız, o zaman siz yürütmesiniz, yürütme organı olarak veya Meclis yasama organı olarak bu mahkemelerin adil yargılama imkânı verecek şekilde düzenlenmeleri gerekir. Eğer bunu düzenlemiyorsak mahkemelere suç bulamazsınız. Dolayısıyla, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı en önemli işlerden bir tanesi bu gündem maddesinde, bu bakanlara kendilerini özgür iradeleriyle savunma hakkını tanımaktır. Nitekim, burada sizler de yazmışsınız: Mahkûm edilmeden hiç kimsenin suçlu sayılamayacağını belirtmişsiniz. Evet, bu uluslararası hukukta da geçerlidir, yani İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde de geçerlidir, kişiye savunma hakkı vermeden yargılanamayacağı, yargılanmadan da mahkûm edilemeyeceği belirtilir. Öyleyse suçlanan ve suçlulukla itham edilen bu kişilerin bir an önce hukuk karşısına çıkarılmalarına izin vermelisiniz.
Hukuk dediğimiz zaman, aslında hukuk, Türkiye Büyük Millet Meclisin alacağı kararlarla önüne set çekilecek bir kuruluş ve merci değildir. Hukuk, tamamen bağımsız şekilde hareket edip adil bir yargılamayla kişilere adalet dağıtmakla mükelleftir. Bunu yapmadığımız taktirde bundan sonraki bütün Mecliste meydana gelen olaylar, dışarıda meydana gelen olayların hiçbirisi mahkemelerin aldıkları kararlarda güven vermeyecektir ve hukuka saygıyı da ortadan kaldıracaktır, bu da ülkede bir kaos ortamına doğru iter toplumu. Bu bakımdan, bunların bir an önce, pazartesi günü eğer yapılacaksa bile Meclis televizyonunun açılması, halka duyurulması ve herhangi bir şekilde komisyon kurulmadan doğrudan doğruya Meclisin yargılanmaya izin vermesi en doğru harekettir diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)