GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MAYIN YASAĞI ANLAŞMASI VE TÜRKİYE'DEKİ DURUMA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:83
Tarih:30.04.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mayın yasaklarını düzenleyen Ottawa Sözleşmesi ve Türkiye konusunda gündem dışı konuşma yapmak üzere Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2014 yılı, mayınsız bir dünya ve mayınsız bir Türkiye hedeflerinin gerçekleştirilmesinde özel bir önem taşımaktadır. 2014, mayın yasaklarını düzenleyen Ottawa Sözleşmesi'nin 15'inci yılı, Türkiye'nin de anlaşmaya taraf olmasının 10'uncu yılıdır. Ayrıca, Mayın Yasağı Anlaşması 3'üncü Gözden Geçirme Konferansı bu yılın haziran ayında Mozambik'te gerçekleştirilecektir.

Değerli milletvekilleri, mayınlar 1950'li yıllarda Suriye, Ermenistan, İran, Irak'la olan sınırlara, 1990'lı yıllarda da askerî tesislerin etrafına döşenmiştir. Verilere göre, Türkiye'nin sadece Yunanistan ve Bulgaristan ile olan batı sınırları ve Gürcistan'la olan sınırında mayın bulunmamaktadır. Mayınlar Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkâri, Hatay, Iğdır, Kars, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van illerinde olmak üzere toplam 3.174 alanda bulunmaktadır. Türkiye'deki mayınlı arazilerin toplamı yaklaşık 215 milyon metrekaredir. Sınır bölgelerin haricinde iç bölgelerde özellikle geçici karakolların etrafına döşenen mayınlar karakollar taşındıktan sonra temizlenmemiş, uluslararası standartlarda işaretleme de yapılmamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2010 yılında İçişleri Bakanlığının açıkladığı bilançoya göre 1984-2009 yılları arasında 1.269 kişi mayınlar nedeniyle hayatını kaybetmiş, 5.091 kişi ise mayınlar nedeniyle yaralanmıştır.

Ottawa Sözleşmesi'ni imzalayan Türkiye, taraf devletlere 1 Mart 2008'e kadar stoklarındaki mayınları imha edip 2014 yılına kadar da toprağa döşeli mayınları temizlemeyi taahhüt etti. Stoklardaki mayınlar imha edilmiş ancak toprağa gömülü olanlarla ilgili henüz ciddi bir yol alınmamıştır. Türkiye'deki savaş artığı patlayıcı maddelerin sayısı ise bilinmemektedir.

Değerli milletvekilleri, 1998 ile 2012 yılları arasında toprağa gömülü bulunan 1 milyonu aşkın mayından sadece 26 bin mayın imha edilmiştir. Türkiye, bundan sonra, sekiz yıllık ek süre talebinde bulunarak 2022'ye kadar tüm mayınlarını temizleyeceği sözünü verdi. Türkiye'nin süre uzatım talebi raporunda mayın temizliği çalışmalarının 2015'te başlatılacağı belirtilmektedir. Bu açıklamalar, özellikle mayın temizliğine başlamanın mücbir sebeplere bağlanması ve tarihin değişebileceği, ertelenebileceği ifadeleri mayın temizliği konusundaki taahhütlere ilişkin ciddi kaygılar yaratmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de mayınlar insanların yaşamına kastetmenin yanı sıra, altyapının geliştirilmesi, tarımsal kullanım ve diğer amaçlarla bu arazilerin kullanımını engellemiştir. Ayrıca, bu mayınlar Türkiye'nin sınırlarında arkeolojik çalışmalar gibi akademik araştırmaların yapılmasını da engellemektedir. Mayınlı sınır bölgeleri hem yerel halk hem de mülteciler için tehlike yaratmaya devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de ne kadar mayın kurbanının bulunduğu ve bunların tedavi sorunlarının boyutu, tekrar topluma entegre etme programları ve bu yurttaşlarımızın ekonomik sorunlarıyla ilgili bir çalışma şimdiye kadar herhangi bir kurum tarafından maalesef yapılmamıştır. Bu kapsamda, mayın kurbanları ve mağdurlarına ilişkin veri toplama, rehabilitasyon, intibak ve ekonomik destek programlarına dönük ciddi çalışmalar acilen başlatılmalıdır. Dünyada yüzlerce sivil insanın ve askerin ölmesine, binlercesinin ömür boyu izlerini taşıyacak biçimde sakatlanmasına yol açan dünyanın en sinsi silahlarından biri olarak kabul edilen kara mayınları ve serbest patlayıcıların üretilmemesi, kullanılmaması ve temizlenmesi mücadelesi güncel bir mesele olarak karşımızda durmaktadır. Mayın tarlalarının varlığına, buralara ayak basanların ölüm hikâyelerine; yersiz yurtsuz, kolsuz bacaksız, hatta bakışsız kalmalarına artık "Dur." denilmelidir.

Bu kapsamda Türkiye taraf olduğu Ottowa Sözleşmesi'nin şartlarını acilen uygulamalıdır diyor, bu duygu ve düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)